Herkes, “anti-FETÖ’cü” kesilmiş!
Nerdeyse bizlere, “aramıza hoş geldiniz” diyecekler. Tarih yakın ve de arşivler olmazsa, herkesin söylediğine inanacağız. Neden birden bire herkes “FETÖ karşıtı” olduğunu, göstermeye çalışıyor, dersiniz?
Çünkü sıranın, kendilerine geldiğinin, farkındalar.
Güzel bir hikaye var da, burada gitmez.
Prof.Dr. Ünal Emiroğlu hocamdan dinlemiştim.
Uygun ortam olursa anlatırım, söz!..
“Öküzler, inek olmadığını gösterme” derdine düşmüşler!
Herkes yaptığı yanlışın, omuzladığı “kumpasın” farkında. Bir anda konuşmaya başladı, konuşmaz sandığımız “soğancı” paşalar. “Ben koltukta iken ‘Fetullahçılık’ suç değildi!” diyen “üç pırpırlılar”, aklınıza kim gelirse…
Ve tabi, Gülen’e hapis çıkartan, DGM eski savcısı Nuh Mete Yüksel de konuştu. “Erdoğan yargılanmalı” dedi. Yani, bir anda Türkiye’de gündem, alt üst oldu. Bu arada, “Gül” çıktı ortaya.
“Lağım” ha patladı, ha patlayacak!
Karşılıklı suçlamalar, başlayacak.
Belki, daha başka gelişmeler olacak, bilemiyoruz!
Gündemi bıçak gibi kesen “İdlip” konusu var şimdilik. Bu kadar gündemi, bir daha çıkmamak üzere rafa kaldırmak için, ne tür “kazalar” olur, bilemiyorum!
Tahmin de etmek istemiyorum!
Bu zamanda en tehlikeli şey, tahmin etmek zaten!
Düşünmek, başlı başına sakat bir iş!
Neyse!
ABD, “Türkiye-Rusya çatışma riskinden” söz ediyor. Sanki amaçları bu değilmiş gibi konuşuyorlar. Suriye’de bir “provakasyon”, Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir belaya sarar. Bunu sadece ABD’den beklemek saflık olur.
Rusya ile ilişkiler tam düzelirken, Rus elçisi kameralar önünde katledildi, hatırlayın. Bu olay, Rusya ile daha sıkı-fıkı olmamamıza neden oldu. S-400’ler nerde kaldı, insan düşünmeden edemiyor! Üstünü iyi örtseler bari, paslanmasın!
“FETÖ’nün siyasi ayağı” denilerek, Gül’e dokunulur mu sizce?
Gül, o “garantiyi” almadan, çıkmazdı meydana. Kimden alacak derseniz, “Kraliçe’den!” derim.
Gül, Kraliçe ise ya Erdoğan?
Sayın Erdoğan da, Trump’ın övdüğü ve “güçlü” dediği bir lider.
Ülkemin kara bahtına, saplamış düşman hançerini!
Çek, çekebilirsen!
Sök, sökebilirsen!
Halkımızın sevdiği “liderleri” Batı paylaşamıyor!
Çok şanslıyız, değil mi!
Gül, az kalsın, “Atatürkçü” olacak!
“Siyasal İslam bitti!” dedi.
Zaten, İngiltere/ABD de “bitti” diyor. “Proje” nihayete erdi, bir tane sağlam Müslüman ülke kalmadı. Türkiye ve İran, onlar da gitti, gidecek!
Erbakan’ın başlattığı ‘Siyasal İslam’ın bittiği doğrudur. Şimdi birileri Erbakan’ın Gülen’den hoşlanmadığını söylüyor. Doğrudur, çünkü “bir ipte iki cambaz” hikayesi… Erbakan kendini “Halife” görürdü, Gülen ise “Mehdi”!
Bunların anlaşması, elbette ümkün değil.
İçimizdeki emperyalist ‘değneğin’ bir ucu Gülen ise diğer ucu, Erbakan’dır.
Erbakan, Siyasal İslam’ın temsilcisi, Gülen, Ilımlı İslam’ın…
AKP, nedir derseniz?
Bu iki, İslam olmayan İslam’ın birleşmesiyle vücut bulmuş, bir projedir. Her ikisinin de üzerine bindiği tez, Atatürk düşmanlığı…
Türkiye’de insanları konuşulur. Projeler, bilinçli olarak konuşulmaz. Mesela Gülen değil, “Dinlerarası Diyalog” konuşulmalı. “FETÖ” dediğimiz şey ‘Dinlerarası Diyalog’tur. “Dinlerarası Diyalog”, bugün dahi yürüyen bir proje.
Ve halen ne AKP bunun dışında, ne Gülen dışında, ne de “Milli Görüş”… Avrupa’ya gidin, hepsi bir “bahçede” toplanmış, Papaz’lardan “nasihat” dinliyorlar.
FETÖ’ye karşı olmak, lafla değil icraat iledir.
Türkiye’de ve dünyada, buna tezleriyle karşı çıkan ve halen tek başına kalan Sayın Haydar Baş ve ekibi, ısrarla yok sayılıyor. Çünkü yürüyen küresel “Diyalog” ihanetine, “dur” diyen sadece onlar.
ABD’nin, NATO’nun, Vatikan’ın “Diyalog” projesine karşı olmak, büyük bir imanı sonra da, ilmi gerektirir. Cahiller kişilere karşı olur, alimler fikirlere ve tezlere, bu kadar basit.
Gülen ile Erbakan’ın kankası Üzeyir Garih’ti. Türkiye’de hiç bir ilişki tesadüf değil. Türk milleti, kendine kurulan "kumpasları" gerçekten görse, psikolojisi bozulur. Hiç bir hareket, hiç bir oluşum, görüldüğü ve algılandığı gibi değil.
Gül, onca yıl AKP’ye “noterlik” yaptı, şimdi “kurtarıcı” rolüne büründü. Askerleri içeri atan süreci, oysa bu Gül başlattı. “Güzel şeyler olacak” diyen ilk “açılımcı” da, yine aynı Gül…
Gül şimdi biraz Erbakan, biraz Gülen olacak!
Erdoğan, bu yüzden “Erbakan Hocamız” çıkışı yaptı.
Anlayacağınız ‘bahçede’ yeni bir “gül” bitmedi!
22 yıl önce Gülen’e “gittiğin yol, yol değil” diyererek, tarihi bir mektupla uyaran, sonra bıkmadan usanmadan, Gülen’in mensubu olduğu “hayasız akın”ı durdurmak için adeta gövdesini siper eden, bu uğurda çok ağır bedeller ödeyen ve halen ödemeye devam eden, Haydar Hoca ve arkadaşlarını isteyenler gizlesin, tarih gizlemiyor.
“Şu da Gülen’e karşıydı, bu da karşıydı!” diye, hikayeler okuyanların ortak amacı, bu küresel projeye tek karşı duran, Baş Hoca’yı gizlemek.
Başaramayacaksınız!