Yangınlar doğal değil

Ülkemiz ateşler içinde yanıyor.
Ama yaşananları “orman yangını” diye açıklamak, çok büyük bir yanılgıdır.

Ormanlar, insan eliyle değil; planlı, projeli olarak yakılıyor.
Çıkan bu yangınlar, “İklim Yasası”nın hedeflerine hizmet etmek amacıyla özel olarak çıkartılmış yangınlar olabilir. Bize yasa çıkartılırken, ormanlarımız, dağlarımız, ülkemiz, bir şeye hazırlanıyor.
Ve bu yangınların, uydudan lazer silahlarıyla yapılıp yapılmadığı da ciddi bir araştırma konusudur.

Yani mesele sadece ağaçların yanması değil…
Memleket yanıyor, hakikat örtülüyor, millet uyutuluyor.

Orman yangınları devam ederken, “dergi” adında bir paçavradan çıkan ve “peygambere hakaret” iddiasıyla büyüyen tartışmalar, ülkede yaşanan ve yaşanacak başka hangi yangınları perdeledi acaba?

Allah ne olursa olsun, insanı şereflisiyle karşılaştırsın. Devletin, iktidarın, insanın…
İsrail’e devlet diyebilir misin mesela?
Şerefsizlik devlet olmuş.
Ona “devlet” diyen de şerefsiz.
Bu, sadece o devlet için değil; iktidarlar için böyle, partiler için böyle, insanlar için böyle.

Sözüm ona iktidar ama çok şerefli(!)
Bakanı, vekili, bürokratı… Hepsi çok şerefli(!)

“Peygambere hakaret oldu” diye havaya hoplayıp zıplıyorlar, dünyayı ayağa kaldırıyorlar.
Eğer gerçekten olduysa, yapanı, çizeni, yayınlayanı lanetliyorum. O ayrı konu…

Ama bir hatırlayalım:
Danimarka eski Başbakanı Anders Fogh Rasmussen, Hz. Muhammed’e hakaret içeren karikatürleri savunduğunda tüm İslam dünyası gibi Türkiye de ciddi tepkiler vermişti.
Buraya kadar tamam.

Sonra ne oldu?
Aynı Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliği adaylığı gündeme geldi.
İktidar, “Hayatta olmaz!” dedi.
Kendince bir hava attı, propagandasını yaptı.
Biz de her zaman olduğu gibi inandık: “Hayatta olmaz.”

Üye ülkelerden bir tanesi bile “hayır” dese, o iblis NATO Sekreteri olamazdı.

Peki ne oldu?
NATO Genel Sekreteri oldu.

Kim yaptı dersiniz?
“Ver papazı, al papazı” diyenler yaptı!
Yani şimdi bakanları “peygambere hakaret edenler cezasını çekti” diye hava atma yarışına giren, iktidar yaptı.

Ama yine de “şerefli” diyorum!
Çok şerefli bir iktidar!
Allah, seçenlerin başından eksik etmesin(!)

Biz bir film izlerken —hem de eski bir film— hangi yasalar geçti, biliyor musunuz?
Adı “İklim” olan ama iklimle zerre kadar ilgisi olmayan bir kanun geçti.
Biz yangını izledik, içimiz yandı. İzmir yandı. Türkiye yandı. Yanıyor ve bu ateş hiç sönmeyecek.

İklim Kanunu adı altında öyle bir kumpasa sokulduk ki…
“Korona Tezgâhı” bile solda sıfır kalacak!

Çünkü o korona tezgâhı, bu “İklim Kanunu”nun alt yapısıydı.
Dilerseniz birkaç ihtimali sıralayalım:

  • Seyahat hakkı ve alışverişler sınırlandırılıp kısıtlanacak.
  • Yapay gıdalar ve etler için zemin hazırlanıyor. Şimdiden hayvancılık odaklı düzenlemeler başladı bile.
  • Küresel aktörlerin ürettiği yapay et sevimli ve ucuz gösterilerek hayvancılıktan vazgeçirilecek.
  • Alman basını, yüzde vererek böcek ve kurtçuk yemenin faydalarını anlatıyor. Bizimkiler de başlar yakında…
  • Tarım ve hayvancılık zaten zorlaştırılmıştı; şimdi iyice sıkıştırılıp köylünün elinden tamamen alınacak.
  • Bill Gates’i Peygamber’den çok seven iblisler var bu ülkede.
  • Kendi bahçende bile izinsiz sebze meyve yetiştiremeyeceksin!
  • Yüzde yüz pamuk veya yün elbise yasaklanacak.
  • Vatandaşlar puanlanacak, istenmeyen bir adam bir şehre bile giremeyecek.
  • Sana ve hayvanına karbon vergisi uygulanacak.
  • “Hava aldığımız için vergi mi istenecek?”
    Artık şaka değil: İstenecek.

Korona zamanında HES kodunu hatırladınız mı?
Şimdi “KES” kodu geliyor!

Gıkı çıkanın gırtlağına yapışılacak.
Şehirden, ülkeden bile kovulacak.
Mülksüzleştirme, kimliksizleştirme…
Aklınıza ne gelirse, bu “peygamber sevdalısı” iktidar tarafından yasalarla uygulanıyor.

Depremde ölmeyen, ölmediğine sevinemiyor, “rezerv alan” bahanesiyle ata dede toprağına çökülüyor.

Şimdi onun kallavisi geliyor.

Yazının başındaki girişe dönelim:
Allah, insanı şereflisiyle karşılaştırsın.
Düşmanın bile şereflisiyle karşılaş, şükredersin.
Ama şerefsizine denk gelirsen…
“Allah’ım, beni katil etmeden bu dünyadan canımı al” diye, seher vakti ağlayarak dua edersin. Ülke yanıyor, şehirler, evler yanıyor, ciğerler yanıyor, gelecek yanıyor. Allah’ım sen zalimlere fırsat verme!

Yangınlar doğal değil
Başa dön