İlgi alanım Haydar Baş

Kıymetli okurlarım,

Hocamın emriyle kaleme aldığım Prof. Dr. Haydar Baş – Hakikate Adanmış Hayat eseri, gönüllerde müstesna bir hava oluşturdu. Kitabı okuyan insanlar, “Hocamı yeniden yaşadım” diyor. Her gün onlarca kişiden yeni hatıralar, yeni hissiyatlar dinliyorum.

Bu eseri özel kılan, anlatılan insandır. O insanın mükemmelliği ve onunla yaşadıklarımızın yeniden canlanması, gönüllerimizi hocamla buluşturuyor; ruhlarımızı onunla bütünleştiriyor.

Bir padişah, başına sürdüğü kil ile sohbet eder. “Senin özelliğin nedir ki padişahın başının üzerindesin?” diye sorar. Kil cevap verir:
“Ben bildiğin bir toprağım, normalde toprak kokarım. Ancak üzerimde bir gül ağacı bitti. Gül yapraklarının kokusu bana geçti. Ben artık gül kokuyorum. O yüzden padişahın başında taşınıyorum.”

İşte bu eserin güzelliği de bundandır. İçeriğinde, kokusu gönüllere sinmiş bir hakikat vardır.

Ama kapağını bile açmamış insanların yalan yanlış yorumları, onların cehaletini gösteriyor. Dikkat ederseniz eseri değil, yazarını tartışıyorlar. Üstelik yazarını da tanımadan…

Bir söz vardır: “Küçük beyinler insanları, normal beyinler olayları, büyük beyinler fikirleri tartışır.” Her kap, kapasitesi kadar su alır. Kafa ve gönül de böyledir. O yüzden küçük beyinlerin tartışmalarına takılmayın.

Ben bu insanlara kendimi anlatmayı, kendime hakaret sayarım. Zaten kitabın tanıtım resmi üzerinde telefonum yazıyor. İsteyen arar, sorar. İsteyen de yalancılara inanır. Gençlerin iftiralarını duyuyorum ama biliyorum ki, onlara üflenilen budur. Ben onları tanımam; tanıdığıma da acırım.

Benim vicdanım rahattır. Bir emri yerine getirdim. Bu mesele bir günlük değil; hocam hayatta iken başlayıp aylar süren bir süreçtir. Herkesin bildiği bir hakikattir. Hocamın hayatını bana yazdırdığı konusunda, ağabeylerinizin sessizliği bile yeterli delildir. Çünkü bunda tartışma yok.

Kitap baştan sona hocamın hayatını, mücadelesini ve eserlerinin doğuşunu anlatır. Ama iftirayı tercih edenler, okumak yerine dedikodu yapıyor. Ben bunlara gülerim. Fakat arkadaşlarımın birbirleriyle tartışmasına üzülürüm. Bu bize yakışmaz.

Ben parti değilim, insan devşirmiyorum. Siyasetle alakam seçim günü, BTP’ye oy vermek. Benim tek liderim hocamdır. Ona borçluyum, onun emrini yerine getirdim. Kimsenin hasedine çare arayamam. Onun ilacı bende yok. Ben sadece hizmete yoğunlaşıyorum. Haydar Baş’ın fikir deryasına herkes kardeşçe dalsın, yüzme biliyorsa…

Bundan böyle kararımı açıklıyorum:
Kimseye cevap vermeyeceğim. Yalan ve iftira olmadığı sürece, herkes istediği eleştiriyi yapabilir. Çünkü bütün insanlar beni evliya bilse ne olur, ben evliya olmadıktan sonra? Bütün insanlar beni eşkıya bilse ne olur, ben eşkıya olmadıktan sonra? Hiç adını bile duymadığım insanlar, hocamın beni kovduğu şeklinde yalanlar dillendiriyorlar. Ben 14 Nisan 2020’den tam 8 ay sonra, bir köşe yazısı sebep gösterilerek, uzaklaştırıldım. Lüzum olursa, disiplin kurulu kararını yayınlarım, bir gün. Size anlatılanların hepsi yalan gençler!

Kitabı almanız, almamanız, okumanız ya da okumamanız zerre umurumda değil. Ama okuyan insanlara saygılı olun. İnsanlar yediklerini paylaşıyor, kimse itiraz etmiyor. Okuduklarını paylaşanlara neden itiraz ediyoruz? Neden düşmanca konuşuyoruz, medeni olmak önceliğimiz olmalı.

Bana sosyal medyada giydiren bir kardeşim aradı, delikanlıca konuştu. Sorularını sordu, cevaplarını aldı. Gerisi ona kalmış. Ama bundan memnun oldum. Açık yürekli olmak lazım. Bana istediğiniz her şeyi sorabilirsiniz. Türk ajanıydım, derin devlettim, bu iyiydi. İngiliz, hatta ABD ajanı olmuşum. Buna üzüldüm bari Rus ajanı yapsaydınız!

Unutmayalım: “Bir fasık size bir haber getirirse…” ayetini okuyun.  Haberin doğruluğunu araştırmak, mümin olmanın gereğidir. Benim gizli veya açık sosyal medya hesabım yoktur. Sözlerimi taklit eden sahte hesaplar, fitne ve fesattan ibarettir.

Ayrıca şunu da ifade edeyim: Üstadımızın hiçbir evladı ile sorun yaşamıyorum. 39 yıldır esma okurum ve duama “Üstadımın, ailesinin ve evlatlarının korunması” cümlesiyle başlarım. Beni bilen bilir. Buna rağmen beni Hüseyin Baş’ın muhalifi hatta düşmanı gibi gösterenler var. Asla! Yolu açık olsun.

Evet, politikalarını zaman zaman eleştirdim. Bu da siyasetin tabiatıdır. Ama sahte hesaplarla kalleşçe konuşmak benim ahlakım değildir. Olmaz, olamaz.

Benim ilgi alanım sadece Haydar Baş’tır.

Lüzum üzerine bu yazıyı kaleme aldım. Gönlünde Haydar Baş olan herkes benim için özeldir. Ömür kısa… Kimsenin kimseyi üzmesine değmez.

Sevelim, sevilelim… Dünya kimseye kalmaz.

İlgi alanım Haydar Baş
Başa dön