Kazak giyin, eşeğe bin!

Ülkemizde güzel şeyler de oluyor!

Her ne kadar kış aylarında gelen doğalgaz faturaları moralimizi bozsa da, Türk insanı ince zekâsı ile sorunlara çare bulmasını da biliyor! Bulunan çare şu: Doğalgazın az harcanması için, evlerimizde kazak giymek…

Ne güzel değil mi?

İktidar, zamları ilk ve sonbaharda yaparak, fail olmaktan kurtulunca yüksek faturalar için günah keçisi de bulunamıyor. Gerçi insanımız halinden şikâyetçi olmadığı için, zaten fail aramıyor! Bunun yerine, çare arıyor!

Çare, çok orijinal!…

Hem soğuktan korunuyorsun, hem de yüklü faturadan… Vatandaş açlığın da çaresini bulmuş. İkindiden yatmak… İkindi vakti uyuduğu zaman gece biraz uzamış olur. Bu da hiç sorun değil… Fazla rüya görmüş oluruz. Zaten gerçeklerden çok uzağız. Gerçeklerle aklımızı bozacağımıza, rüyalarla kafamızı bulalım!

Alınan asgari ücret ile beş kişilik bir aile, günlük bir çayla bir simit yiyebilir. Daha fazlası mümkün değil… İkindiden yatınca, sorunlar büyük ölçüde çözülüyor. Günlük simidimizi ve çayımızı da öğleye yakın afiyetle yersek, ertesi güne kolayca kavuşmak mümkün…

Hükümetimiz ve başbakanımız sağ olsunlar. Allah devlete, affedersiniz hükümete zeval vermesin! Devlet de nereden çıktı? Dil alışkanlığı işte! …

Bunu bulamayanlarda var. Nankör olmamak lazım… Allah Başbakanımıza çıkışan çiftçilerin de “gözünü doyursun.” Öyle ya… Karınları tok olduğu halde(!) fitne çıkarmak da, neyin nesi…

Evliyaların kerametleri anlatılır zaman zaman, hepimiz zevkle dinleriz… Bence bu gün asgari ücretlilerin nasıl geçindikleri de, ileride keramet konusu olacak. Öyle ya hiç de kolay değil, son derece olağanüstü ve insanüstü bir durum. Asgari ücretlinin ölmeden ayakta kalmayı başarması, gerçekten keramet!

Milletimizi erdiren Ak iktidardan Allah razı olsun! Demek aklıkları, paklıkları insanımızı erdirmelerinden geliyor.

Eskiden ermek için, kırk yıl Taptuk’un kapısında, dergâha odun taşımak varmış. Ya da Üftade Hazretleri’ne ciğer satmak… Üstelik de, düz odunlar taşınacak… Şimdi ne odun taşıyorsun, ne ciğer satıyorsun. Asgari ücretle hayatta kal, tamam. Ermiş, ehli kerametsin…

* * *

Şu anda dünyanın en pahalı benzinini bizler kullanıyoruz. Litresi beş lira… Dünyada birinciyiz. Ama pahalıkta… Olsun, birinciyiz ya!

Bu işe de bir çare buluruz elhamdülillah. Yeter ki Sayın Başbakanımız, efendimiz merak buyurmasınlar. Biz de kullanmayız olur, biter. Benzin kullanmadan olur mu demeyin. Olur, olur…

Bu işin çaresini de ben bulayım!

Evet, buldum…

Eşeğe binmek…

Eşeğe binersek, benzine ihtiyacımız olmaz. Hem eskiden araba mı vardı? Arabasız olalım ama hükümetsiz kalmayalım.

Fakat bir sorunumuz var. Hatta iki…

Birincisi bu kadar eşeği nereden bulacağız? Neyse bu kolay diyelim, bir eşek sayımı yapılarak, bu sorun çözülür.

İkincisi ise, Eşekleri ne ile besleyeceğiz. Üstelik bunlar ikindiden de uyumazlar. Eşek ya… Laftan da anlamaz, yoktan da… Hele bir de saman diye tuttururlarsa… Zırıl, zırıl zırlarlar alimallah. İnsanda ne baş bırakırlar, ne beyin…

Samanın kilosu bir buçuk lira… Olacak şey değil. Hem de ithal saman. Eşeğe yedirecek kadar zengin değiliz! Bu sebeple Eşeğin saman yemeyenini tercih etmeliyiz!

Bir de “terbiye” edilmiş, eğitilmiş olanlarını…

Eşeklerin “cemaat” halinde dolaşanları tercih edilirse, maksat hâsıl olur. Hem eğitilmiş, hem saman yemezler, hem de kanaatkâr olurlar. İkide bir mızmızlanmazlar… Önlerine ne koyarsan, yerler… “Cemaat terbiyesi” başka bir şey canım! … İzinsiz asla zırlayan olmaz.

“Kazak giyin, eşeğe bin” …

Kazak giyin, eşeğe bin!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön