İktidarın Üsküdar Belediyesi, ilçeye Kâbe'yi(!) getirdi!Türbe getirmeleri kesmemiş olacak ki, şimdi Kâbe(!) getirdiler!Süleyman Şah Türbesi'ni, adına "operasyon" dedikleri bir hamle ile alıp geldiler. Sonra iktidarın "paralel" unsurları, "operasyonu ben yürüttüm" kavgasına tutuştular. Nihayet, "birlikte yürüttüklerine" kanaat getirdiler de seçim öncesi bir savaş, sulh ile bitti! Hamdolsun!* * *7 Haziran'a kadar Arafat'ı, getirirlerse şaşmam!Hatta Müzdelife'yi, Mina'yı!..Yalnız, Mina'yı getirmeye gerek yok kanaatindeyim!Bilmeyenler için söyleyelim: Mina, şeytan taşlanan yere denir.Yani şeytan taşlama yerini, Üsküdar'a taşımaya lüzum yok derim!Madem Kâbe Üsküdar'da, Arafat da Çamlıca? İlçe sınırları içinde şeytan taşlanacak bir yer de bulunur diye düşünüyorum!Kolay iş!İş oraya gelsin hele!..* * *Bir ilçe düşünün ki, içinde Kâbe(!) var, Arafat(!) var! Mina'mı olmayacak!Değil mi?O ilçede, hac(!) ve umre(!) için eksik bir şey de kalmıyor!Nitekim adamın biri çekmiş ihramları, "ben umre yapacağım" demez mi? Şaka değil gerçek. Yaşandı bunlar.İşte böyle?Yeter ki çakma da olsa Kâbe'n olsun, tavaf için ilçe dışından bile gelirler!Geldi işte.Ayrıca yüzlerce yaşlı adam döndü, çakma Kâbe etrafında.Mina'yı göster, taşlanacak şeytan bulunur elbet!Büyük, orta, küçük, hepsi var!Şeytandan bolu ne, memlekette!Kıymetli dostlar!Aslında bugün konum, iktidar belediyesinin çakma Kâbe'si değil, Prof. Dr. Haydar Baş'ın çalınan projeleriydi. Fakat çakmadan edemedim!Haydar Baş'ı çalan çalana!.. Prof. Dr. Haydar Baş'a bugüne kadar köşelerinde veya sayfalarında bir satır yer vermeyenler, CHP ve HDP'nin, "Haydar Baş'tan arakladıkları"nı yazmaya başladılar. Haydar Baş'ın 2007 seçimlerindeki vaatlerini yazıyorlar ama 2015 seçim vaatlerinden, yine bir satır bahsetmiyorlar. Bu kadar geriden takip ediyor, gericiler!Sayın Baş'ı ancak 8 yıl geriden takip edebiliyorlar!O da korkularından? Yalan üzerine bina edilmiş saltanatlarının çökmesinden endişe ettikleri için. Güzel amel diyeceğim, niyet sakat!Kopyacıların "kopya beceriksizliği", yandaşlarda "şaşı" takip olarak karşımıza çıkıyor.* * *Hepsi kaynak tartışmasına girmiş durumdalar. Çalanların kaynağının, Haydar Baş olduğunu söylüyorlar ama Sayın Baş'ın kaynağını yine gizliyorlar. Akıllarınca alaya alıyorlar. Alaya alayım derken, alay konusu oluyorlar, kendilerini çürütüyorlar.Hâlbuki olay o kadar basit ki;Hesap, o kadar ortadaki;İktidar, kişi başına düşen milli geliri ne olarak açıkladı: 15 bin dolar, hatta 20 bin doları hedefliyoruz diye kaç kez açıklama yapmıştı. Dahası, devlet kurumu TÜİK, yoksulluk sınırını 4 bin 250 TL olarak açıklamıştı.Prof. Baş, asgari ücret 5 bin lira az bile demiş o zaman. 5 bin lira asgari ücretle ancak yoksulluk sınırı aşılıyor. Kişi başına düşen milli gelir eğer 15 bin dolar ise beş kişilik bir ailenin yıllık geliri 75 bin dolar. Bu da Türk parasıyla iki yüz binin üzerinde demektir.* * *2 yüz bin liranın bir eve girmesi demek, beş kişilik bir aile her ay 17 bin lira maaş alacak demektir. Oysa BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın 5 bin lira asgari ücret, bin 500 lira ev hanımı maaşı ve 500 lira vatandaşlık maaşı vererek ayda ancak 7 bin lira, bilemedin sekiz bin lira maaş vermiş olacak.Yani atan veya bol keseden dağıtan Sayın Haydar Baş değil, bizatihi iktidar ve taklitçi muhalefettir. Sayın Baş dünyaya yepyeni bir sistem getirdi. İşte yüreğiniz yetiyorsa, onun bu sistem ve modelini tartışalım.* * *Bu sistemle bugün yeni bir dünya kuruldu. Rusya'nın bayraktarlığını yaptığı bu dünyada, yerimizi almak dururken dedikodu yakışıyor mu?Haydar Baş seçim değil, vatan kurtarmaya çalışıyor!Bunu iyi görelim.Onun söyledikleri seçim vaadi değil, kendine ait ekonomik sistemin gerekleridir. Yani vatandaş, ev hanımı, öğrenci, çiftçi, işçi, emekli para sahibi yapılarak, tüketim destekleniyor. Tüketim, üretimi tetikliyor, üretim işsizliği kaldırarak, sürekli büyümeyi sağlıyor.* * *Denilebilir ki, şuan bir tüketim sorunu yok. Doğru ama bize ait olamayan bir parayla, kredi kartları denilen plastik paralarla, aşırı tüketim ancak hızlı batırır.Mevcut sistemde tükettikçe batarız ama Haydar Baş sisteminde tükettikçe kalkınırız. Olay bu kadar farklı ve birbirine zıt?Tüketmeyi "kaynak" sayan, dünyada tek ve ilk modeldir, Haydar Baş sistemi Haydarizm veya Milli Ekonomi Modeli?* * *Haydar Baş sisteminde para milli, bağımsız ve hür olarak piyasada dolaşmayı zaruri kılar. Sermaye sınıfının tekelinde, bankaların kasalarında veya bazılarının kutularında değil, bizzat tüketicinin cebinde olmayı gerektirir.Para doların tercümesi olmayıp milli olduğundan "senyoraj" geliri, Haydar Baş'ın Milli Devlet Sosyal Devlet kasasına girer. Buradan da vatandaşın cebine: Vatandaşlık Maaşı, Ev Hanımı Maaşı, Doğum Parası, Çocuk Maaşı adları altında adil paylaşımla dağılır.Vatandaş zengin, ülke bağımsız olur. Zengin millet, güçlü devleti doğurur. Bu kadar basit?
Madem Kabe Üsküdar'da, Arafat da Çamlıca olsun!