Haydar Baş'la ol, dünya ahret gül!

İnsanların yüzlerine bakın, ne kadar mutsuz ve sıkıntılı görünüyorlar. Toplu taşıma araçlarında, konuştukları konulara bakın, hemen hepsi, para pul işleri. Biri ödenmeyen senedin peşinde, öteki yazılan çekin derdinde.Biri, aradığı kişinin telefona cevap verilmemesinden karşı tarafa posta koyarken, diğeri "ödeyeceğiz işte, ne rahatsız edip duruyorsun?" çıkışı yapıyor. Herkes dertli, herkes sıkıntılı?***Gülen bir Allah kuluna rastlamak mümkün değil. Tabi henüz,  "ekmek elde, su gölde" mantığı içinde, gençliğinin bağrında, gençlerimizi saymasak? Onlar da gülsünler, garipler nasıl olsa ilerde ağlayacaklar.Ağlayan bir toplum yarattılar. Cenazede değil, her yerde ağlayan toplum! Çarşı da pazar da, hatta düğünde bile ağlıyoruz. İnsanları güldüremeyenler, ağlamanın sevabına bizleri inandırdılar. ***Ağlayan hocalar, türedi. Ağlayan hoca borsası bile oluştu adeta.Ağlatmayanın, ağlamayanın hocalığından şüphe edilir oldu. Namaz niyaz yok, "havuz" kanalının içinde "kızlı-erkekli" ağlamaya, ağlatmaya "dindarlık" dediler.Hangi birini anlatalım!Gülen hoca sanırsın, oysa ağlatır.Bahçede kanadı kırılan kelebeğe üç mendil ıslatır ama BOP'tan proje uğruna milyonlar öldürülür, o "demokrasi" der susar.***Nerdeyse gülmenin günah olduğunu anlatıp durdular. Ağlamak, Müslümanlığın gereğiymiş gibi sunuldu. Bir ara sürekli ağlayan ve ağlatan bir hocayı dinlemekten kafayı sıyıran bir yakınım, en son evindeki çiçeklerin ağladığını söylediğinde, tımarhaneye yatırılmasını tavsiye etmiştim. Haklı çıktım.O kadar ağladı, ağlattı, yaşlandığında Kâbe'ye gider sandık, o Atlantik'e demir attı. Neyse mevzu bu değildi ama bazen, konu konuyu açıyor işte.***İnsanların yüzü iki şeyle, güler. Bir karnı doyacak, ,iki, gönlü doyacak.İkisi birlikte olmak zorunda, biri eksik kalsın, yüzler sirke satar. Adam da para gani, ama surat iki karış?Niye?Çünkü gölü aç.Para, pul, çanak çömlek, kat, yat o kalbi doyurmuyor. Yaradan hamurumuzu öyle çalmış. "Dikkat edin kalpler Allah ile yatışır" buyurmuş."İnsanoğlunun iki vadi altını olsun üçüncüyü ister. Gözünü ancak bir avuç toprak doyurur", nebevi uyarısı çok mühim.***Öte yandan adamın doğalgazı, elektriği ödenecek, kira ve mutfak giderleri karşılanacak ki gülsün.Kaldı ki iş bununla da bitmiyor. Çocuklarının iyi bir eğitim alması, güzel giyinmesi, kimseye muhtaç olmadan geçinmesi gibi son derece moral açısından önemli ihtiyaçlar var. Bunları, vatandaşı için devlet düşünmek zorunda.Böyle bir devlet var mı?***Böyle bir devlet, proje sahibi iktidarla olur. Milli Devlet- Sosyal Devlet'le olur. Yani Haydar Baş'la olur. Hoca mı arıyorsun?Haydar Baş'la ol, dünya ahret gül!Karnını da doyursun, gönlünü de?Cebine ülke kaynaklarını bağlasın, gönlüne Ehl-i Beyt pınarını? O vakit gülmen bile ibadet olur. Oysa şimdi, aklın midende olduğu için, namazda bile Allah ile değilsin. Yüreğin "çek, senet" diye çarpıyor.***Namaz dedim de aklıma geldi. Bu iktidardan önce ülkede yüzde 40 olan namaz kılma oranı, 2015 itibariyle yüzde 18'e düştü. İmam-Hatiplerde bu oran yüzde 13'e düştü. İbadetsiz bir dindarlaşma var!Bu mümkün mü?İbadetsin dindarlaşma değil, ancak "dini darlaşma" olur. Her yerden vurulduk. Ekonomi, askeri, ahlaki ve dini?***Elde çıkan kaynaklara ağlamayan, çiçeğe, böceğe ağlatılan topluma, küresel yiyiciler doyduktan sonra, kalanla yetinme dersi verildi. Buna "kanaat" dendi, "şükür" çektirildi. Oysa Müslüman, Allah zikrini çekip ancak günahına ağlar. O da meydanlarda, stüdyolarda veya kamera önlerinde değil. Müslüman Allah'ın verdiği "sınırsız nimetlerin",  "kaynak" olduğu şuuruyla, çıkardığına şükür, çıkaramadığına sabreder. Bizde tam tersi, küresel yiyici, yerli götürücü doyduktan sonra, ele geçene şükretmeye "Müslümanlık" dememizi istiyorlar.***Fakirliğimizde Allah'ı suçluyor, sömüren güçlere ise toz kondurmuyoruz.Ondan sonra da gül, gülebilirsen!Ecnebi kasasına inen altınların, gümüş ve petrollerin, paraya dönüşüp, "asgari 5 bin lira" cebine insin bakayım ağlar mısın?  Hanımına bin 500 lira sana, bin lira "vatandaşlık maaşı", her hesabına yatsın, toplu ulaşımda surat asar mısın?Ne mümkün.***Ellisine kadar çalışıp, ellisinden sonra emekli ol bakayım. Aldığın 5 bin lira emekli maaşıyla, dünyayı gez, mutsuzluktan eser kalır mı?Hacca git, umre yap?Ecnebi emeklileri güzelim ülkemizi geziyor, ağzın açık kalıyor. Şu güzel ülkenin güzelliklerini görmeden, ölüp gidiyorsun. Öldükten sonra da gülmüyorsun. Faizli paraların hesabı başlıyor.Yoksa faizin haram olduğunu da mı unuttun!Vah, vah, sende imanda kalmamış!***Kaynaklarına sahip çıkmamanın cezasını, imansızlıkla ödedin baksana. İşte "son nefes için siyaset yapmak" bunun için, şimdi anladın mı Haydar Baş'ı?Prof. Dr. Haydar Baş'a "evet" demek, bizler için mecburiyettir, hayatidir.Ya "Haydar Baş" der, ülkeni, geleceğini kurtarırsın, ya da kapitalizmin, fırsatsız yiyicilerinden arta kalanla, yetinip ağlamaya devam edersin. Ben sana bir parti değil, dünya ahret kurtuluş adresi gösterdim.

Haydar Baş'la ol, dünya ahret gül!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön