Önceki akşam, bir televizyon kanalında "Ehl-i Sünnet" konusu anlatılıyor. Daha doğrusu Ehl-i Beyt tartışılıyor.
Program sanki öyle ayarlanmış ki, Ehl-i Beyt'i din dışı göstermek amaçlanmış.
Ehl-i Beyt'in ne olduğunu anlatacak sadece iki kişi iken, "Ehl-i Sünnet'i" anlatacak kişi sayısı tam üç katı.
Ehl-i Beyt'i anlatacak kişilere verilen süre de, tam kanala yakışan bir "adalet" anlayışı vardı!
Konuklardan Hasan Hoca ve ismini hatırlamadığım Ehl-i Beyt gönüllüsü diğer arkadaş, Ehl-i Beyt'i ayet ve hadislerle çok güzel ortaya koydular.
"Ehl-i Beyt bir mezheptir" ve hatta "Ehl-i Beyt bir dindir" gibi cahil çıkışlarına, çok güzel cevaplar verdiler.
Ekranda Ehl-i Beyt'in ne olduğu anlaşılmaya başlayınca da, "Elhamdülillah, Ehl-i Sünnet'iz" diye zırvalayan sarıklı cübbeli bey işi demegoji yapmaya götürdü.
İşte, "sizlere göre kaç sahabe var" gibi saçma sapan sorular sordu. Ancak Hasan Hoca, yerinde cevaplarla "Elhamdülillah Müslüman'ım" demek nasip olmayan bu mana yoksunun fitnesini savdı.
Saat iki iken ayrıldım.
Neler konuşuldu daha sonra, bilmiyorum. Ancak tam da Suud'un Şii Alimi idamının ardından, 'Ehl-i Beyt'in tartışma konusu yapılması çok manidar.
İktidarın borazanı konumunda bir medya organında, tam da şimdi bu konunun tartışılması, önümüzde ki günler, ülke içinde bir alevi-sünni hareketlenmesinin beklenmesi gerektiğini düşündürdü bana.
Gerçeği bildikleri halde saptıranlara ayet, hadis kar etmez. Adam ısrarla Ehl-i Beyt'i sulandırma derdinde?
Hatta bir tanesi, inanan herkesin Ehl-i Beyt'en olduğunu iddia edecek kadar işi cıvıttı. Yezit ve Muaviye'de inanıyordu, o zaman bunlar da Ehl-i Beyt haşa sümme haşa?
Hatta şuandaki IŞİD bile "Ehl-i Sünnet" olduğunu söylüyor. Allah, dini çula, çaputa sarıp gerçekleri örten nasipsizlerden, tüm Müslümanları korusun. Ve de müsteşriklerden el alan"ilahiyat" kökenli bazı nursuzlardan?
Ehl-i Beyt 5 kişidir.
Bunu ne yaparsanız yapın, 6 yapamazsınız!
İslam'da seçilmişlik vardır. Önünü görmeyenleri "Mürşit" diye seçilmiş ilan edenlerin, Allah ve Peygamberinin seçtiklerine yorumlar yapması, ultra münafıklık ötesidir.
Kendileri gibi çul çaputa bürünmeyen Müslümanları, Müslüman dahi görmeyenlerin, Peygamberin has abası altına aldığı o mübarek dört kişiyi sadece "sahabe" diye geçiştirmeleri nasipsizlikten, fazla bir şeydir.
İslam'ın kural ve kaideleri nasıl bir kurula verilir?
Bir Şur'a ya devir hakkını kim size verdi?
Siz kimsiniz ya?
Ayet ve Hadis ile ortada capcanlı duran Ehi Beyt gerçeği ile hiç Kur'an da ve hadiste geçmeyen "Ehl-i Sünnet" düzmecesi, nasıl kıyas edilir. Biri mezhep olabilir. Ama öteki canlı Kur'an'dır. Bırakılan iki emanetten biridir.
Emevi saltanatı, bize "İslam" diye yutturuldu, bu açık.
Ehl-i Beyt'en habersiz yetiştik. Mezhep imamlarımız, Ehl-i Beyt yolunda ölmüşlerken, bizler bunlardan habersiz yaşadık.
Evet, Sünniyiz.
Evet, Ehl-i Sünnet'iz, tamam eyvallah!
Böyle bir kültürde yetiştik, bu da tamam!
Peki; "Ehl-i Beyt" diyen ayetleri görmezden mi geleceğiz?
Yok mu sayacağız?
Eh-i Beyt'in tertemiz olduğunu beyan buyuran Tathirat ayetini es mi geçeceğiz?
Meveddet ayetini?
Mübahale ayetini?
Ebrar ayetlerini ve binlerce hadisleri?
Hakkında ayet ve hadis olan bir yol hak değil, hakkında bir ayet ve hadis olmayan yol ise hak!
Şu işe bak ya!
Kim söylemişti bu cümleyi?
Prof. Dr. Haydar Baş Hoca'm!..
Allah ondan, yarattıkları sayısınca razı olsun. Sonsuz kez teşekkür ederiz. Onun sayesinde Müslümanlar, "Ehl-i Beyt" demeyi öğrendi. Ehl-i Beyt konulu, tartışma programları yapılıyor artık.
Maksat ve niyetler farklı olsa bile!
Prof. Dr. Haydar Baş'ın miting meydanlarında söylediği hakikat artık, bir tsunamiye dönüşüyor.
İmam Şafi, Ehl-i Beyti sevmek farzdır diyor. İmam Azam'ın ve Gazali'nin imamet hakkında ki görüşleri ortada?
Birilerinin Sünnilik dediğinde, İngiliz damlıyor!
ABD-İsrail damlıyor!
Müslüman'ın kanı damlıyor!
Bu oyuna gelmeyelim.
Hedef, Şii- Sünni savaşı!
Sakın, sarık ve cübbelerine inanmayın onların. İlahiyatçı kimlikleri sizi aldatmasın.
Yunus ne güzel demiş:
Dervişlik olsa idi taç ile hırka/ Bizde alalım otuza kırka?
"Ne Mutlu Müslüman'ım Diyene",diyenler, "Elhamdülillah Ehl-i Sünnetim" demeye başladılar, fark ettiniz mi?
"Türk'üm" demeye "Müslüman'ım" diye nazire yapanlar, "Elhamdülillah Müslüman'ım" demeyi de bıraktılar.
Müslümanlıklarındaki(!) İngiliz damarı gör!