Tedaviye cevap ver Türkiye!

İnsanımız aç.

Her haneye, asgari 10 bin lira para girmeli ki, ihtiyaçlar karşılansın. Asgari ücret açlık sınırının altında. Yoksulluk sınırı, asgari ücretin tam üç katı. Hiç olmazsa, yoksulluk sınırı asgari ücretin altında olmalı…

Fakirlik, yoksulluk, insanlarda psikoloji bırakmadı. Ülke cehenneme döndü resmen. Boşanmaların temelinde, parasızlık yatar. Ekonomik yetersizlik, yuvaları vuruyor. 

Yoksulluk, hastalık getirir.

Yoksulluk, kavga  getirir.

 Dikkat edin, hastalar genelde fakir. Kavga edenler de, genelde fakir. "Namus" diye kadın boğazlayan o adamın/caninin aylık geliri kaç liraydı sizce? Güvenlikçi olduğuna göre, en fazla 2 bin lira…

Katile hak vermiyor, olaya başka bir yerden bakmaya davet ediyorum.

Para olmazsa, hanelerde kavga olur. Kavga, ayrılık getirir. Ayrılıkta, ne yazık ki, hayvan türünden birinde, cinayete dönüşür. Katile "cani" diyerek, kimse sorumluluktan kaçamaz.

Kimse "katil" ve "cani" olarak doğmaz. İnsanımızın karnı aç ama kalbi de aç. Karnını da doyuracaksınız, kalbini de… 

Sen devletsin!

Her şeyi sen bilip, sen düşüneceksin!

Katil asılır, Mevlana ağlar. “Hazret, bilmezmisin o şakiydi” dendiğinde, “biliyorum, irşad edebilirdim, suç benim” der.

İrşat ehli kamiller, katillere bile ağlarlar. Gerçek devlet adamı ise aç bıraktığı halkı için, ağlar.  Böyle bir yetkili gördünüz mü?  “Vizontele” yetkilisi gördük!

Türk Hakanları, halkını aç bıraktığında, hakanlığı bırakırlardı. Orhun yazıtlarında "Aç milleti doyurdum, çıplak milleti giydirdim” ifadesi yer alır. Demek ki devlet adamı önce açı doyuracak, çıplağı giydirecek. 

Toplum tam bir cinnet hali yaşıyor.

Türk milletini, sıcak paralarla vurdular.  Devlet ve halk, tuzağa düştü. Küresel tefeciler bankalara faizli krediler verdiler. O kredilerle vatandaşlar borçlandırıldı. “Ev-Araba” derken, herkesini bağladılar.

 Onlarca yıl çalışsa dahi borçları bitmez. 

Sıcak parayla ekonomi döner mi?

Dönmedi, şimdi herkes kafayı yiyor. Acısını, en zayıfından çıkarıyor. Kim zayıf? Evdeki kadın ve çocuklar. İnsanımızın kalbi de aç olduğu için, merhamet ve acıma duyguları yok oldu. Kimileri birer robota dönüştü.

Türkiye'nin kaynakları, asgari her aileye 10 bin lira maaş ödeyecek, zenginlikte. Ama kaynaklarımız, Kanadalı firmalara gidiyor. Kanadalı altınları atşıyor, bizlerse taşları…

“Kaz” kafalılar ise " O madenlere 2023'e kadar dokunamayız" diyorlar.  Kaz Dağları gündeme gelince, umutlandık. “Kaynaklar” konuşulucak sandık. Altınlar, gümüşler, borlar, toryumlar, gündem olur sandık. Ne gezer!

Kaz Dağları'nda konuştuğumuz tek şey, ağaçlar oldu. Tabi ki ağaçları da konuşacağız. Ama kardeşim, şu altınlar konusuna gelsenize!

Parti liderleri Kaz Dağları'na gitti şov yaptılar, ne oldu? Altınları konuştular mı? Hayır. Hatta Meral Hanım, "altın çıkarmaya bir şey demiyoruz, ağaçları katletmeyin!" dedi. Yani küresel sömürüye örtülü destek verdi.

Maksadım Meral Hanım'ı eleştirmek değil. Ülkenin "kaynakları" konusunda sessizliğe sahip oldukları için, meclisteler. Kendi ayaklarına sıkacak değiller, bunu da anlıyorum!

Ama insanımız birbirine sıkıyor. Baba evlada, evlat babaya, karı kocaya, koca karıya sıkıyor. Uyanmamız gerekiyor. Benim insanım aç kalıyor. Yuvası dağılıyor, psikolojisi bozuluyor ve birer robota  dönüşüyor. 

Büyük toplumsal buhran yaşıyoruz. Sosyal patlamanın ayak seslerini değil, bıcak seslerini duyuyoruz. Türkiye, zifiri karanlığın, tam ortasında… Ekonomi, dış politika, elinizi nereye atsanız elinizde kalıyor.

Bu ülke hasta!

İnsanı hasta, ekonomisi hasta, siyaseti hasta… Bütün bu hastaları iyi edecek doktoru da biliyoruz, hepimiz. Fakat görmezden geliyor, kapısına, uğramıyoruz.
Tedaviye cevap ver Türkiye!

Yoksa öleceksin!

"Kaynakları" devreye koyup, "24 saatte", iyileşme yoluna girmen mümkün!

Prof. Dr. Haydar Baş hem karnımızı doyurur, hem kalbimizi. Yunus, hem buğdaya kavuşur, hem nefese… O, binlerce yıllık çeşmeden içirir bize. Trilyon dolarları döker önümüze… “50 ton toryumla”, enerjin kapında. Hem de bedava…

Ne kadar zenginsin haberin var mı!

Kanını emen küresel keneleri say, anlarsın!

Kaynakları ağızlarına almayan siyasilere bak, fark edersin her şeyi. Neden Haydar Baş’ı yok sayıp gizliyorlar, biraz düşün, vallahi ülkene kurulan tuzağı görürsün. Sayın Baş, Cumhuriyetin son şansı. Türkiye'nin ilk şansı Atatürk, son şansı Baş Hoca...

İster inan, ister inanma!

Ey Türk İstikbalinin Evladı!” hitabının, muhatabı Baş Hoca...

İster gör, ister görme!..

Tedaviye cevap ver Türkiye!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön