Çift haneli zamlara tek haneli enflasyon!

Enflasyon, "pahalılık" demek. Çift rakamlı zamlar yapıldığı halde enflasyon  nasıl tek haneli oluyor, biri bunu açıklasın. Her halde, enflasyon Saray'da mı bu rakam!

Bu açıklamanın bir gün öncesinde elektriğe yüzde 14 zam yapıldı. Bir yılda elektriğe doğalgaza yapılan zam, yüzde 70 civarında ama enflasyon, yüzde 9,26!

Tabi yersen!

Yeniyor mu?

Valla, bir kesimin önüne, ne koysan yer!..

İnsanların, üstlerine başlarına bakın lütfen. Okullar dağılırken, çocuklarının yüzlerine benizlerine bakın, benim ülkemin çocukları böyle mi olmalı(((

İnsanlar, sokaklarda hasta gibi dolaşıyorlar. Kimisi kafayı yemiş, kendi kendine konuşyor. Kimisi de ayakta duracak halde değil, sapsarı kesilmiş, düştü düşecek…

Toplum, o kadar sağlıksız bir halde ki, değil Şehir Hastaneleri, Devlet Hastaneleri bile bu işin altından kalkamayacak. Üzüntü, stres hastalik getirir zaten. Bir de buna kötü beslenme eklenirse, olacaklar belli.

Türkiye'de kanser patlamaları yaşanacak. Kanser grip gibi yaygınlaşacak. Kanserli politikalar devam ettikçe, kanser katlanacak, sağlık sistemi dahi çökecek. Bu ülkede "beslenme", milli güvenlik sorunu, haberiniz olsun.

"Beslenme" yoluyla, büyük bir saldırı altındayız. NBŞ, ABD ve Avrupa'da kısıtlanıp hatta yasaklanırken, hükümet NBŞ kotasını kaldırdı. Yani parasızlık ve yanlış beslenme, hasta bir toplum doğurdu. Bu işin başka bir boyutu… 

İşin çok önemli başka bir boyutu ise yoksulluğun ülkede, artık kalıcı hale gelmesidir. Türkiye'nin bölünmesi için yoksul olması gerekiyor. Borçlu olması gerekiyor ve bu başarıldı.

Batı, insanlarımızın yoksul ve cahil olmalarını istiyor. Sağcı-Solcu olmalarını istiyor. Alevici ve Sünnici olmalarını istiyor. Kürtçü ve Türkçü olmalarını istiyor. Tek istemedikleri, Türk olmamız.

Korktukları olalım, Türk olalım!

Batı başka ne istiyor;

 Birbirlerini yemelerini istiyor. Ekonomiyi konuşmamayı, kaynakları tartışmamayı istiyor. Kaz dağlarına gidip sadece ağçları konuşmamızı ama asla altından, gümüşten, toryumdan, bordan söz etmememizi istiyor.

Kukla liderlerle, küresel hesaplarına hizmet edecek partileri istiyorlar. Ve ne yazık ki, isteklerine her zaman kavuşuyorlar. Kim "kaynaklardan" söz eder, ona bir gizleme perdesi örtülür ki, bakan gözler bile görmez!

Atatürk'ten sonra ilk defa bir lider çıktı, ülkenin sahip olduğu kaynakları listeledi ve hesap kitap yaptı, proje geliştirdi. "Sahip olduğumuz kaynaklarla ben, her vatandaşa çalışsın çalışmasın, bin lira vereceğim" dedi. 

Yetmedi, "her ev hanımına da bin lira vereceğim" dedi. "18 yaşına kadar çocuk maaşı" vereceğim dedi. Kaynakları kalem kalem açıkladığı halde "nerden vereceksin!" dediler. "Kimse çalışmaz yatar!" dediler.

"Kaynaklar Lozan'da verildi!" dediler. Türk milleti için yazılan "Milli Ekonomi Modeli", Türk hariç, dünyanın ekonomi modeli oldu. "Su akar Türk bakar" sözü, ne kadar da doğru bir söz.

Dünya "Haydar Baş" dedi, "mİlli para" tezine can simidi gibi sarıldı, Türkiye ise  trene bakıyor! Zam trenine!

Mecliste veya meclis dışında, bu işi bilen br Allah kulu yok. Olsalar, ekonomi hakkında bir çift sözleri olur.  Var mı?

Hepsi kapitalizmi, hepsi liberal ekonomiyi savunurlar. Onu da bildiklerinden değil, o yolda yürüme zorunlulukları olduğu için. 

Dünyada, kapitlizm ve sosyalizm dışında, üçüncü bir yolu olan sadece, BTP-Haydar Baş…

Ve dünya; ulusal paraların devreye sokulduğu, doların devreden çıkartıldığı, "Milli Paralarla Ticaret"in kural haline geldiği, ABD hegemonyasının sona erdiği, yeni bir düzene kavuştu.

Kim yaptı bunu! 

BTP dünyada iktidar, Türkiye'de muhalefet bile değilse, bunun suçlusu ne Haydar Baş, ne de arakadaşlarıdır. Kafasını kuma sokan, bütün canlılardır. 

Ne kadar işgal altındayız ki, "kaynaklar" konuşulmuyor. "Kaynakları" konuşan, konuşulmuyor. Kaynaklar da gizleniyor, bunu gündem eden Haydar Baş da…

"Enflasyon" diye girdik, konu yine Baş Hoca'ya geldi. Hastalıktan söz eder, ilaçtan doktordan söz etmezsek, bizden de bir şey olmaz. Bazıları,  yazdıklarımıza sözyleyecek söz bulamayıp, bir "neden bu kadar Haydar Baş diyorsunuz!" diye soruyorlar.

Esas soru şu olmalı:

 " Neden herkes, sizler gibi Haydar Baş demiyor?"

Ülke yoksulluğa mahkum edilirken, toplum GDO'lu yiyeceklerle kansere mahkum olurken, küresel tarım şirketlerinin dayatmalarıyla topraklar zehirlenirken, "milli tarım", "milli para", "milli paralarla itcaret" ve "Milli Ekonomi Modeli" diyen Haydar Baş, neden konuşulmaz?

Neden mecliste olmaz?

Partiler, neden Haydar Baş'ın ittifaklarda olmamasında "ittifak" ederler? Bunu kıskançlıkla açıklamak mümkün değil. Bu, onların bağımsız olmadıklarını gösterir.

Bizi vuran; sadece pahalılık mı, yoksa, teslim alınmışlık mı, taktirlerinize bırakıyorum? Enflasyonu sıfırlayacak. Herkese iş ve aş verecek, sadece Haydar Baş'tır. İnanana kadar sürenmeye devam edeceğiz.

"Benzinin litresi ne olursa olsun, ben 50 liralık alıyorum" kafasına, elbette biz bir şey sokamayız. Ama bu kafaların oyuyla, benim oyum eşit ve buna "demokrasi" deniyor.

 Gel de zıbanadan çıkma!

Çift haneli zamlara tek haneli enflasyon!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön