ABD-Rusya arasında ezilmeden çıkmak

Türkiye,  yanlış Suriye politikasının sonuçlarını ağır şekilde yaşamaya devam ediyor. Sınırımızda ABD ile devriye atıyorduk, şimdi Rusya ile devriye atıyoruz. Ne Suriye için, ne de Türkiye için değişen bir şey yok.

Suriye, topraklarında ABD ve Rusya'yı taşırken, Türkiye, kendine Rusya ve ABD gibi iki büyük gücü komşu yaptı. Bir zamanlar Esad ile görüşmelerin yerini, şimdi ABD ve Rusya ile görüşmeler aldı. Artık Türkiye, Esad ile görüşse  ne olur, görüşmese ne olur!

AKP ile Türkiye öyle bir kazık yedi ki, bunu, yüz yılda çıkaramaz.

 Rusya'dan başlayalım: Sınırımızda Rus bayrağı dalgalanıyor. Diyelim bugün, Putin ile iyi diyaloglarımız var. Peki, yarını kimse biliyor mu? Türk ve Rus halkları arasında, tarihten gelen bir korku olduğunu unutmayalım.

ABD’nin bu korkuyu, kullanmayacağının garantisi yok.

Devletler arası ilişkilerde şahıslar, ancak belirli dönemler için olumlu sonuçlar getirir. Rusya'nın S-400'ünü, ABD'ye karşı almamız gerektiğini, çok defa bu köşede yazdık. Türkiye, kendi silahını yapmadıkça, S-400 bizim için avantaj olmaktan çıkar.

Tam tersi, hava güvenliğin Rusya'ya teslim. Rusya'nın PYD'ye bakışı ile ABD'nin bakışı arasında, bir fark gören varsa söylesin. İkisi de, PYD/YPG'nin başına TSK balyozu inmesin diye ,azami gayret gösterdiler.

Elbette ABD'ye karşı Rusya ile hareket edelim, elbette daha iyi bir alternatifin yoksa, S-400'leri konuşlandırılım ve elbette, Batı yerine Doğu ile hareket edelim, bunlar tamam… 

Ama bilmiş olalım ki, Türkiye bağımsız olmadıkça, elinde tuttuğu coğrafyayı müdaafa edemez. Kendi silah teknolojilerine saip olmadıkça, kaderi "kukla" olmaktan öteye geçemez. Kendi kaynaklarını devreye koymadıkça da, bunların hiç biri olmaz.

İslam dünyası ABD'nin, Türk dünyası, Rusya'nın kontrolünde. Sen, Rusya ve ABD arasına, sadece Suriye'de değil, bütün coğrafyalarda sıkışmış durumdasın. 

Nasıl bir sihirli değnek lazım ki, hem bu sıkışmışlıktan kurtulasın Türkiye olarak, hem de, kontrol edilen bu iki dünyayı, kendi kontrolüne alasın. 

Almalı mıyız?

Tabi ki almalısın, eğer sen Türk isen!

Dünya Türk'ün adaletini bekliyor. Bunun için güçlü olmak zorundasın, bunun için birlik içinde olmalısın. Hem de öyle bir birlik ki, et ile kemik gibi… Şimdi, ülkemdeki adalete bakıp, parçalanmışlığa bakıp, ye'se düşmeyin!

Acılarımızda dahi, birleşemediğimizi de görüyoruz. Fakat emin olun, birleşmezsek, Irak ve Suriyedeki insanlar gibi düşmanın bombardımanı altında, sığınıklarda birleşiriz. Kimseyi korkutmuyor, uyarıyorum.

Nasıl olacaksa, bir an evvel olmak zorunda: 82 milyon bir bilek bir yürek olacak ve ekonomisini dışa bağımlı olmaktan hemen kurtaracak. 3 ay bilemedin 6 ay gibi bir sürede, bu başarılmak zorunda.

Bu hükümetle mi, bu kafayla mı? filan, diyebilirsiniz. Ben işin o tarafını bilemem ama çok acil olması gerekeni söylüyorum. Adam demiş, "Allah dilerse iğnenin deliğinden deveyi geçirir mi?"

Bilge kişi cevap vermiş: Geçirir.

Tekrar sormuş, "deliği mi bütüp geçirir, yoksa deveyi mi küçültüp geçirir?" diye. 

Bilge kişi: "ister deliği büyütür, isterse, deveyi küçültür, bu O'nun bileceği bir iş".

İşte böyle bir iman ile bu işi, millet olarak başarmalıyız. Başaracak lider de bulunur, kadro da… "Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır" inancı ve imanı, gerçekten var ise. Bu iman dolu sözler, sosyal medyada profilimizi süslemek için söylenmedi. Bunlar yaşandı.

 Atatürk bir kişiydi ama ne oldu, o bir kişinin imanı ve bağımsızlık inancı diğer herkesi ateşledi. Bağımsız Türkiye cumhuriyeti doğdu.  

Şimdi toplumlar kavga ettirilerek, emperyalistler kaynaklara çöküyorlar. Suriye'deki kavgada petrol kuyuları "güvenlik" altına alınmadı mı?

Onların gözünde Türkiye, Irak, Suriye fark etmez. Suriye'de petrolü “güvence” altına alanlar acaba Türkiye'de Bor'u "güvence" altına almadılar mı sanıyoruz. Bor’la ilgilenen, ABD’li üst düzey bir yetkilinin, 10 gündür Ankara’da bulunduğu, aldığım duyumlar arasında.

Yurt dışında malvarlıklarını “güvence” altına alma karşılığında, acaba Türkiye'de bor ve toryum  "güvence" altına alınmış olabilir mi? Gizli birer anlaşmayla, elimizden çıkmış olabilir mi?

Bizi Suriye’ye gömüp elimizden bor’u aldılar!

Akdeniz ve Kıbrıs konusunda bu ne sessizlik. 

Ne oldu "Mavi Vatan" söylemlerine, birden bire? 

Gelinen bu noktada Türkiye’nin kırk derdine deva, Haydar Baş tezleridir.  Ekonomiyi kurtaracak, yerli kaynakları devreye koyacak, Haydar Hoca’dır. Türkiye, Prof. Dr. Haydar Baş’ı bekliyor. Onun eliyle iç barış sağlanır.

Alevi, Sünni, sağcı veya solcu ancak o gönülle, bir araya gelir. Rusya,  Prof. Baş’ın “milli para” teziyle bir dünya kurarken, Türkiye, Kamışlı’da oturup Rus bayrağı izlemesin. Bu tez, Türkiye için yazıldı.

İnat edilmesin!

"Son nefes için siyaset" yapan bu insanın, ülkeyi kurtarmasına müsaade edilsin.

ABD-Rusya arasında ezilmeden çıkmak

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön