Saldırılar Hoş Geldin Atatürk’e

Belli ki, liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş, vefat ettikten sonra da saldırılara maruz kalacak. Onun bırakmış olduğu eserler, fikirler ve tezler, birilerinin uykularını kaçırmaya devam ediyor. Bu sebeple tetikçiler tutmuşlar, alçakça saldırtıyorlar. 

Yok efendim, “30 yıl önce bizimle birlikteymiş” de bay tetikçi, ayrılmış da… Ulan şerefsiz, bırak 30 yıl önceyi, şimdi neredesin!

30 yıl önce iddia ettiğin gibi bizimle olduysan, o zamanlar tespih çekiyordun, şimdi papazlara tespih/kolye satıyorsun, adi herif!

O zaman “Allah” diyordun, şimdi “dolar” diyorsun!

Bunları bulup, konuşturanlara sesleniyorum: Allah belanızı verecek!

Herkes biliyor ki, bütün sıkıntınız: Hoş Geldin Atatürk!

Gerçek dindar bir kadro, “Atatürk Müslüman’dır”, yetmedi, “Atatürk veli bir zattır”, “Anıtkabir’e abdestsiz gitmeyin!” şeklinde ezberler bozunca, Atatürk’e attıkları iftiralar, ajan kişiliklerini ele verdi.

Kuyruk acıları bundan!

Liderimiz hayatta iken ona saldırmaya cesaret edemeyenler, şimdi saldırmaya başladılar. Asker Atatürk’e hayatta iken laf edemeyenler, öldükten sonra yapmadıklarını bırakmadılar. 

Ancak şu kadarını söyleyelim ki, bundan sonra müdafaa edeceğimiz, iki Atatürk var: Biri Asker Atatürk, diğeri Hoca Atatürk…

Liderimizin “Atatürk Vatandır” çıkışı ile Atatürk’e sahip çıkmanın, “vatana sahip çıkmak olduğunu” anlamıştık. Şimdi anlıyoruz ki, Hoca Atatürk’e sahip çıkmak, hem vatana hem de dine sahip çıkmaktır. Çünkü liderimiz hem Atatürk’e hem de dine sahip çıktı.  

İslam’ın içine sokulmuş Truva atlarını bir bir tespit etti. Müslüman coğrafyasında Şii-Sünni çatışmasını önlemek amacıyla işin, ilmi olarak temellerine indi.

Peygamberimizin “size iki emanet bırakıyorum, biri Kur’an diğeri Ehl-i Beyt’imdir” diye buyurduğu bu iki emanete sarıldı. Haydar Hoca. Etrafının da Kur’an ve Ehl-i Beyt’e sarılmasını anlatıp durdu.

Niçin bu iki emanet önemli;

Türkler İslam’ı bu iki kaynaktan öğrendiler. “Türkleri Aleviler Müslüman etti” diyerek, Peygamber evlatlarının ve Ahmet Yesevi, Hünkar Hacıbektaş gibi erenlerinin ellerinden Müslüman olduğumuzu, bizlere Baş Hoca hep hatırlattı durdu.

Ne zaman ki Türklere Emevi anlayış bulaştırıldı, hep kavga ettik, hep ağladık. Ve oluşan çatlaktan sürekli nifak tohumları ekildi. Yavuz’la mezhep kavgasına bulaştırıldık ve asırlarca, bu beladan kurtulamadık.

NATO’ya girdikten sonra da, Malatya, Çorum olayları, Maraş katliamı derken Alevi-Sünni yumuşak karnımız oluştu. Madımak’ta insanlar cayır cayır yakıldı. Halen evlere çarpılar atılıyor. İşte, bu sorunu çözmek isteyen Baş Hoca, 12 İmam’ı yazdı. 

Olayın içine ilmi olarak girdi.

Alevi Sünni’yi, Sünni Alevi’yi tanımaya başladı. 

Bu kardeşliği bozmak isteyenler, liderimize “Alevi” ya da “Şii” diye saldırdılar. Emperyalistlerin Dinlerarası Diyalog misyonunda “rol” kapanlar, “Hıristiyan ve Yahudilerle kardeşiz” diyenler, “Hıristiyan” veya “Yahudi” olmuyorlar(!) ama Şii’lere/Alevi’lere “kardeş” diyenler, “Şii” oluyor!
Atatürk’e sahip çıktığımız için de, “Şii Kemalist” oluyoruz!

Dinlerarası Diyalog normal, mezhepler arası diyalog anormal!

Neden?

Vatikan istemiyor.

ABD-NATO istemiyor.

İsrail istemiyor.

Mezheplerarası diyalog, Büyük İsrail için tehdit.

İstediğiniz kadar zıplayın!

Türkiye, sokulduğu Halidi “çuval”dan çıkacak!

Türkiye’nin gerçek, “milli dindar” adresi, Halidi çetelere kurban edilmeyecek!

Papazlara “haç-kolye” hizmeti sunanları, vatandaşa  “okunmuş kefen” satanları,  tetikçilik yaptıkları merkezler kurtaramayacak.

Camiye Atatürk girince, bunlar çıktı tabi!

Atatürk, camide artık!

Hutbe vermiş, mücadelesinin her anında Allah’a dayanmış, bir yanına gerçek hocaları diğer yanına Alevi/Bektaşi dedeleri almış, bu vatanı kurtarmış, devleti kurmuş bir insana, yaptıklarınız yetti!

Atatürk kanunla değil, bu ülkede, Haydar Hoca’yla korundu. Bunu bütün ülke olarak gördük ve yaşadık. Camilerde Atatürk’e saldıran yok artık. Camilerde Atatürk’e dualar ve mevlidler var. Bunu sağlayan insana saldırı, Atatürk’e saldırıdır.

Hoca Atatürk’ü ve Asker Atatürk’ü müdafaa edeceğiz!

Haydar Hoca’dan ayrılan, soluğu papazların yanında alır. Yunan ajanlarıyla birlik olur, Atatürk’e saldırır. 

Neymiş Abdülkadir Geylani’yi seviyormuşuz. Tabi ki seviyoruz, O Peygamberin yolundan ve soyundan biri. İngiliz yolundaki Halidi’yi veya Malatya Ermenisi Gücdüvani’yi mi seveceğiz! (Ermeni burada ırk anlamında kullanılmadı. Ermeni asıllı vatandaşlarımız yanlış anlamasınlar)

“Gavsul Azam” olan sadece Geylani’dir, bunu kendi için kullanan herkes sahtekârdır.

Geylani’yi de severiz, Bektaşi’yi, ve 12 İmam’ı severiz.

Onlar Papa’yı, Trump’ı seviyor, bir şey diyor muyuz!

Bir başka konu;

BTP MYK üyeleri olarak, Sayın Hüseyin Baş’ı seçmemiz, ne kadar isabetli olmuş, şimdi daha iyi anladık. Türkiye’nin en donanımlı, en genç başkanı… Beklediler ki, bir Baş’ımız olmasın. Hevesleri kursaklarında kaldı.

Saldırılar, birliğimizi daha da pekiştiriyor ve BTP’ye “gübre” oluyor, haberiniz olsun. Atatürk’ün yolunda, Alevi’yi Sünni’yi kardeş yapmaya, bir bilek bir yürek olmaya, devam edeceğiz. Sağcı veya solcu değil, Türk olmaya devam edeceğiz.

Dinci, mezhepçi, tarikatçı, hiç olmadık olmayacağız.

BTP kadroları;

Dindar, fundemantalist değil.

Milliyetçi, şövenist değil.

Ulusalcı, mandacı değil.

Saldırılar Hoş Geldin Atatürk’e

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön