Peygamberin katilleri kimler!

Bu yazımda, kaynak delil sormayın, biraz düz gideceğim müsaadenizle!

14 asır geçmiş, Müslümanların önemli bir kısmı, Peygamberimizin nasıl vefat ettiğini, hala bilmiyorlar. Çünkü Emevi yalanlarıyla uyutuldular. Neymiş efendim peygamberimiz rahatsızlanmış, bir hafta süren rahatsızlık sonucunda ateşi yükselmiş ve ardından da vefat etmiş!

Bu arada hastalığının son günlerinde namazı Ebubekir’in kıldırmasını istemiş, bu bir işaret sayılmış ve Ebubekir halife seçilmiş!

Ömer, vefat haberini alınca kendinden geçmiş!

“N’ayır, N’olamaz” demiş!

Neyse ki halife seçimi sırasında ayılmış, kendine gelmiş “ver elini Ebubekir!” demiş ve ardından Ebubekir halife olmuş. “Benden sonra peygamber gelse Ömer olurdu!” şeklinde uyduruk bir hadisle de, işin tezgâh boyutu gizlenmiş.

Siyaset uğruna peygambere iftira bile atılmış: Güya Peygamberimizin son anlarında yaşadığı yüksek ateşin nedeni, “Hayber’in fethi sırasında Yahudi bir kadının ikram ettiği ete, zehir katması” şeklinde rivayet edilir.

Rivayet edense Ebu Hureyre…

Yalan hadis uydurukçusu…

Oysa gerçekler o kadar farklı ki;

Âlemlerin efendisi Veda Hutbesi verirler. 120 binin üzerinde Müslüman’ın var olduğu, kaynaklarla sabit. Bu hutbede “gelecek yıl aranızda olmayabilirim” ifadesi yer alır. 23 yıllık peygamberliğine, Müslümanları şahit tutar.

Uzunca bir hutbe isteyenler Prof. Dr. Haydar Baş’ın Veda Hutbesinde İnsan Hakları eserini inceleyebilirler. Ve ilginçtir bu konuda eser yazan ilk insan olmuştur Haydar Hoca. Kadın hakkından, faize ve kan davalarına kadar konular gündem edilir bu hutbede.

Çok evrensel değerler, bu hutbede karara bağlanır.

İşte böyle bir hutbeden sonra, Maide 67 nazil olur: “Ey Peygamber Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer böyle yapmazsan elçilik görevini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz Allah, kâfirler topluluğunu doğru yola iletmez”

Gadir-Hum denilen yerde sahabeleri yeniden toplar ve İmam Ali’yi huzura çıkarır, kolundan tutup havaya kaldırır “Bu Ali’dir. İlmimin toplayıcısı, benim vasimdir. Benden sonra, mü’minlerin emiridir. Ben kimin yöneticisi isem Ali de onun yöneticisidir” diye buyurur. Yani Maide-67’nin gereği yapılır.

Ve sonra sahabeler Ali’yi kutlarlar. Ömer “tebrikler Hasan’ın babası tebrikler, Müslümanların lideri oldun” diyerek tebrik eder. Tam bir yıl sonra bu söz unutulur. Peygamber Nuru Fatıma’nın ifadesiyle “başkasının devesini damgaladınız!”. Ebubekir halife seçilir. Peygamberin cenaze namazı 3 gün bekler ve sadece 17 kişi ile cenaze namazı kılınır.

Kimler, nasıl bir tezgâh kurdular?

Yıllar önceki bir zehir, nasıl ortaya çıkmış. Bir kere bu kökten yalan. Peygamberi zehirlediler. Sonra da Hayber’de yediği ete bağladılar. Oysa İslam peygamberi bir Yahudi kadının elinden niçin et yesin. Bu Peygambere iftiradır.

Nübüvvetten nasibi olmayanlar, velayet gerçeğini de anlamamış, Sakife’de seçtiklerine “Allah seçti!” algısı oluşturmuşlar. Peygamber sonrası yürünecek yolu, önceden planlamışlar belli ki.

Peygamber, Üsame komutasındaki orduya herkesin katılmasını emreder. Ebubekir, Ömer bu emre uymazlar. Orduyla gitmediklerini görünce, hasta haliyle fırçalar ikisini de. Vefatı beklemekteler. Vefat sonrası “görevleri” var çünkü.

İslam’a atılmış en büyük kazık, Sakife’de atılacak ve 14 asır, Müslümanları Şii-Sünni şeklinde ayıracaktı. Tabi ki, bu iki halife kendilerinden sonrasını hesap edemezler!

İki kabilenin kavga etmemesi, Peygamberin emrinden Maide-67’den daha önemliydi onlar için! O günün şartlarında öyleymiş diyelim. Yoksa raşit halifelere diyecek sözümüz olmaz!

Sonraları neler oldu malum:

Ali gibi ehliyet sahibi bir insan, Allah ve Peygamberin emri açık olduğu halde Müslümanlara yönetici yapılmadı. Ali kendine ait olanın peşine düşse, İslam yok olmakla karşı karşıya… Bunun yerine, kendinden öncekilere danışmanlık yaptı.

Ebubekir ve Ömer’in içinden çıkamadıkları mevzuları hep Ali çözdü. Sonraları, Ebubekir “Ali olmazsa helak olurdum” diyecekti. Ömer de “Âli’siz dünyada yaşamak istemem” itirafını yapmıştır.

Durum bu olmasına rağmen Ali’ye ait olan ancak Osman’dan sonra Ali’ye mecburen iade edilir. Fakat Muaviye gibi bir yağlı bela bırakılarak. Muaviye, Arap milliyetçisi. Osman’ın katillerini bahane ederek, Ali ile savaşır. Oysa Osman Muaviye’nin dayısı ve katilleri de kendi gönderir.

Talha-Zübeyir ikilisini kullanarak, Peygamber eşi Ayşe’yi dahi Ali’nin karşısına diktiler. “Ali hak ile hak Ali iledir” peygamber beyanı ortada iken, Sıffin’de neler yaşandı. Peygamberin haremi savaş ortamına çekildi, sadece Ali’ye karşı değil, kardeşi Abdullah’a karşı bile savaştırıldı.

Talha-Zübeyir ikilisi, Muaviye kadar korkunç rolde insanlar.

Allah’ım ne korkunç bir karanlık. Ali gibi bir güneşi görememek, ne büyük bir körlük oysa…

Sakife yanlışı, Ali’yi ve evlatlarını bile aldı. Ali’nin ilk gün” İslam yok olur!” korkusuyla kullanmaya ruhsat çıkmayan zülfikarı, Sıffin’de mızrak ucuna takılan Kur’an hilesi sonucunda da kınına girmek zorundaydı. Sonra Ali’nin şahadeti, ardından oğlu Hasan’ın zehirlenerek şehit edilmesi ve daha sonrası Kerbela’da İmam Hüseyin’in, İslam’ı kurtaran temiz kanı… Ne büyük ibret levhaları…

İslam’ı “yönetmek” veya siyaset olarak algılayan İlk siyasal İslamcılar. “Emirler yazdıracağım bir şeyler getirin!” diyen Allah resulüne verilen cevap “Bize Kur’an yeter!” şeklinde olur.

Canlı Kur’an olan Peygambere karşı Kur’an gösterisi… Sıffin’de mızrak ucuna Kur’an takma hilesinden farklı olmayacak bir üslup ve edepsizlikle  hem de.

Tablo şuydu aslında: Ali’de İslam’ın siyaseti varken, karşısındakilerde, siyasetin İslam’ı vardı.

Sevgili dostlar!

Peygamberin Ali’si, Hasan’ı Hüseyin’i şehit oldular, bunu biliyoruz da, Peygamber (AS) şehit edildiğini neden hala bilmiyoruz? Çünkü efendimizin şehit edildiğini öğrenirsek, katillerini ararız. Peygamberin şahadeti konusunda özellikle susturulduk. Ali’nin katili İbn-i Mülcem. Hasan’ın katili eşi Ca’de. Azmettiricileri Muaviye. Hüseyin’in katili Yezit. Hemen hepsi Muaviye kaynaklı…

Peygamberin katilleri kimler!

Böyle bir soru dahi duymadık değil mi?

Mantık yürütelim, Peygamber ailesi hep şehit edilirken, Peygamberin şehit edilme ihtimali hiç mi yoktu? Üstelikte onca zehir belirtisine karşılık uydurulan Yahudi kadın ve et hikayesine rağmen? Peygamber ve evlatlarının başına gelenler, yolunda yürüyen sadıkların da başlarına gelmiştir.

Ebu Süfyan’ın çocukları ölmediler!

Kan dökmeye devam ediyorlar.

Peygamberin katilleri kimler!
Başa dön