ABD, nihayet “yaptırım” dedi.
Bundan böyle, ABD’ye “stratejik ortak” diyenin, dilini eşek arısı soksun.
“Gerekirse üsleri ABD’ye kapatırız” denmişti, artık lütfen gereksin!
Çivi, çiviyi söker!
Yaptırıma, yaptırımla cevap vermek gerekir. Hemen İncirlik, Kürecik başta olmak üzere, bütün üsler kapatılsın.
5 Şubat 1975 yılında ABD’nin, haşhaş ekimini ve Kıbrıs harekatını sebep göstererek, uyguladığı ambargoyu hatırlayalım.
Ne yaptı Türkiye?
Tam 8 gün sonra, 13 Şubat 1975’te, Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin kurulduğu açıkladı.
25 Temmuz 1975’te, ABD’ye nota verdi. “Müzik notası” filan, değildi. ABD ile 3 Temmuz 1969 yılında yürürlüğe girmiş olan, “savunma işbirliği anlaşması”nı iptal etti.
Bunun sonucu olarak;
ABD’ye üsler kapatıldı. Türkiye’deki bütün Amerikan üs ve tesisleri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “kontrol ve gözetimi” altına alındı.
ABD bu sonuca fazla dayanamadı. 26 Mart 1976’da üslerle ilgili yeni bir Savunma İşbirliği Anlaşması imzalamak zorunda kaldı.
Bu anlaşmanın yürürlüğe girmesi ise ambargonun kaldırılması şartına bağlanmıştı. 26 Eylül 1978’de Jimmy Carter‘ın da çabalarıyla, 3 yıl süren ambargo, tamamen kaldırılmıştı.
Şimdi ne olur, AKP, ABD’ye ambargo koyar mı?
Üsleri kapatır mı sizce?
Bu iş AKP’ye kalsa, hiç ihtimal vermiyorum. Meydanlarda “Ey Amerika” der, dururlar. ABD’yi, halka şikayet ederler. ABD’de yürülükte olan “davalar” ve “akçeli” işler var. Onlar mı ağır basar, Türkiye’ye konan ambargo mu, göreceğiz?
İnşallah lafta kalmaz, gereği yapılır. Eğer gereği yapılırsa, ABD fazla dayanamaz, 1975 ambargosunda olduğu gibi… Yok eğer, iktidar, başka şeylerle korkutulur, iş bağırmk çağırmak modunda sürerse, ABD daha da pervasızlaşır.
Peki,Türkiye ne yapmalı;
Türkiye, S-400’leri hemen çalıştırmalı. Gelecek olanları da, Rusya’dan acilen getirtmeli. Üsleri, süresiz kapatmalı. İncirlik tarıma açılmalı… Kürecik’e el konulup, cihazlar, Türk mühendislerine teslim edilmeli…
ABD’yi rahatsız edecek, bütün adımlar atılmalı. Esad yönetimi ile el sıkışılmalı. İsrail’in düşmanlarıyla “dost” olmak, ABD’ye çatlatır. Libya ile yapılan anlaşma, diğer kıyıdaş ülkelerle de yapılmalı…
Libya’da iç savaşı durduracak adımlar atıp, bütün bir Libya’yı birleştirerek, yaptığımız anlaşma sağlamlaştırılmalı. Aynı şey, Suriye’de yapılmalı. İç savaşın sona erdiği Suriye, İsrail’e dert olarak yeter.
İran ile ilişkiler daha da geliştirilmeli, ABD’nin bu ülkeye ambargosu, boşa çıkartılmalı.
18 yılda, ABD uğruna atılmış bütün yanlış adımlar, yerini sağlam dostluklara bırakmalı. ABD’nin Irak ve Afganistan’da “soykırım” yaptığı kararlarını, meclisten çıkartalım.
ABD, bu karşı milli siyasete, üç ay dayanamaz;
ABD, Ortadoğu’da her şeyi İsrail için yapar ve bizi de peşinde götürürdü. Türkiye’siz şimdi hiç bir şey yapamaz. İsrail’in güvenliği adına, bize attırdığı bütün yanlış adımlar yerini, İsrail’in güvende olmayacağı adımlara bırakırsa, ABD kudurur.
Türkiye’nin içinde bulunduğu bütün sıkıntılar, “müttefik” gördüğü bu ABD ile alakalı değil mi? Suriye’de, ABD yanında olduk, bunca yıkıcı sonuçları yaşadık, bir de bize “ambargo” koyuyor. “Neden kendinizi savunmak için silah alıyorsunuz!” diye.
Demek ki ki ABD, bize saldırmayı düşünüyormuş.
Bu kadar Suriyeli omuzlarımızda yük, sınırımızda “devlet” kuruyor. Verdiği silahlar bizim askerimizi öldürüyor ve “müttefik” oluyor!
Zerre Türk kanı taşıyan, bundan sonra bu ifadeyi ABD için bir daha kullanmaz. Bugüne kadar izlenen bütün BOP’tan politikalar terk edilmeli. Mütekabiliyet gereği ne ise yapılmalı.
F-35’lere ödenen para, ABD uçaklarına el konularak karşılanmalı. Üslerdeki ABD askerlerinin başlarına “çuval” geçirtip, ülkelerine gönderilmeli…
Başka neler yapalım?
Okullarda, “Andımız”ı yeniden okutalım. Hutbelerde “Allah katında din İslam’dır” ayetini de, yeniden okutalım. Bunları okumaktan, ABD için vazgeçmiştik. ABD, “Diyalog’a aykırı” buldu diye bu iktidar, hutbede okunan ayeti bile yasaklamıştı, hatırlayın lütfen.
Kanal İstanbul’u iptal edelim. “NATO’yu Karadeniz’e sokacak” çılgınlıktan vazgeçelim.
Atatürk’ün ölümünden sonra, önce eğitim anlaşması, sonra güvenlik, sonra NATO derken, biz, biz olmaktan çıktık. Ve geldik bugünlere… Nerden baksanız, 80 yıldır Amerikan’cıyız, artık yeter!
ABD ile savaşa hazır olalım!
Önce ekonomik ve siyasi, sonra da, askeri çatışmaya, hazır olalım. Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak. “Milli Paralarla Ticaret” zaten, ABD’ye karşı verilen ekonomik savaşın adıdır.
ABD’ye karşı ekonomik savaş veren ülkelerin sarıldığı silah, Prof. Dr. Haydar Baş’ın ekonomik tezi oldu. Rusya-Çin ve hatta BRICS, bu tezle ABD’ye karşı koyarken, “Haydar Baş”ı gizleyerek iktidar, neyin savaşını verecek.
ABD silahlarına karşı, S-400’e sarılan kafa, bu silahı kullanacak teknik ekibin yetişmesi için Rusya’nın kapısına gidiyor. Fakat ekonomik savaşta “yerli para” dediği halde, tezin sahibine gitme gereği duymuyor.
Ruslardan daha zeki değiller, onlara Baş Hoca, 10 yılda öğretti. “Çanakkale” deyip, “Mustafa Kemal” dememeye benzemez bak!