Prof. Dr. Haydar Baş, epey aradan sonra ekranlarda, yine tarihi tespitler yaptılar. Ölçü ve ayar veren, eğiten ve öğreten konuşmalarına, hasret kalmıştık. Kendilerine müteşekkiriz. ABD’yi bitiren tezlerin sahibine, devletler kulak veriyor.
İran, Baş Hoca’nın açtığı ekonomi yolunda ilerlersin, ABD’yi savaşmadan yener. Kan dökmeden, füze atmadan… Kovboy ilk defa bu kadar telaşlıydı. Dolar, eksi dolar değil ki, ABD eski ABD olsun. Demiştim ya, zülfikarla kesilmiş yılanı, artık karıncalar yer.
Müslüman ülkeler, doğru strateji uyguladıkları takdirde, ABD’nin bölgede şansı yoktur. İlk defa ABD üslerine füzeler atıldı. ABD’nin bazıları için “tanrı” olmadığını, üslerine inen füzeler gösterdi. “ABD’nin Ortadoğu’da işi bitmiştir” Baş tespiti, bir miladtır.
Yeter ki İran, bundan sonraki adımları yerinde atsın. Yeter ki, Türkiye ABD’ye omuz vermesin. ABD ne yazık ki, bindiği omuzlardan gücünü alan bir ülke… Omuzlardan ABD’yi indirelim, işi biter. İran’ın misillemesini kimse küçük görmesin.
İran’ın bundan öteye gitmesi, başına başka sıkıntılar açar. Trump’ın yaptığı açıklamaları dikkatli okuduğumuzda, İran’a karşı NATO’yu kullanacağı şifresini çözeriz. NATO, İran’a karşı nasıl devreye girer.
İran’ın ABD’ye veya bir NATO üyesine saldırmasıyla söz konusu olur. İran’ın ABD’ye “sınırlı” misillemesinin ardından, tekrar saldırması söz konusu değil. Ama mesela ABD, kendine bir saldırı düzenleyip, İran’ın üstüne atabilir.
İkiz Kuleleri’ni vurarak dünyayı ikna eden ABD, bu çapta bir saldırıyla İran’ı yalnızlaştırmak isteyebilir. Amaçları uğruna Fransa ve Almanya’da kalabalıklara araba yürüten ABD, NATO’yu İran’a sokmak için, ne yürütür, düşünmek lazım.
Bir provokasyonla NATO üyesi Türkiye’ye İran saldırısı söz konusu olur mu? Hiç uzak bir ihtimal değil. İçimizde ABD füzeleriyle “serinleyen” çok güçlü mahalleler var. Süleymani’ye “şehit” dememizden rahatsız olan, çok nursuzlar var.
“Anzaklar şehit” diyenlerin FETÖ’cü uşakları, ABD tarafından gurbette öldürülen bir Müslüman’a “şehit” denilmesinden rahatsızlar. İşte bu nursuzlar topluluğu, içerden İran ile savaşa çok rahat “evet” derler.
Konuya dönersek; ABD, İran’ın gücünü test etti. İran’ın 25 bin fit yükseklikteki ABD İHA’sını Basra körfezine gömmesi, gözlerini korkuttu. ABD, İran ile asla kafa kafaya çarpışmaz. Korktuklarından da değil. ABD bu hatayı, Vietnam’da yaptı. Irak’ta kısmen yaptı.
ABD’nin vuruşma tarzı, kaos çıkarmak ve ekonomik ambargo şeklindedir. Bu yüzden İran, Süleymani ‘nin şehit olmasıyla bir süreliğine bütünlüğünü sağlamış olsa da, içerden ciddi riskler taşıyor. Aynı şey Türkiye içinde geçerli…
Ekonomik açık, yoksulluk, zengin fakir arasındaki uçurum, her ülke için ciddi riskler içerir. Hele de ABD gibi düşmanları varsa. Bu yüzden İran, ekonomisini düzeltmeli…
İran’da onca kaynağa rağmen, halk yoksul… Gelir dağılımı Türkiye gibi adaletsiz. ‘Milli Paralarla Ticaret’i Rusya’dan alıp uygulamak yerine, işi kaynağından öğrenmeli. İran, devlet olduğu halde, ikinci adamının öldürülmesi karşısında sadece ABD’nin Irak’taki üslerine zarar verebildi.
İran, ABD’nin kalbine inen darbeyi neden göremiyor. Rusya’sı, Çin’i bunu görebiliyor ama İran da Türkiye gibi görmüyor. İran bunu, kendi geleceği için görmeli. İran’ın ABD karşısında yenilmesini, hiç bir Müslüman istemez.
ABD’yi yenmenin Şii’si, Sünni’si olmaz. İran’ın Prof. Dr. Haydar Baş’tan öğreneceği çok şey var. Dünya ondan çok şey öğrendi. En başta İran öğrenmeli… “Milli Para” kaynaklar karışığında basılmış paradır. İran, gerçek milli parasını devreye koymalı.
ABD’ye karşı en etkili silah, ekonomi ve de iç birliktir. İran ve Türkiye, sırtlarını birbirine dayayan iki kardeş gibi ortak düşmana karşı koymalılar. Devletlerin, Akdeniz’de muhtemel bir savaş için pozisyon aldığı bir dönemde, İran Türkiye’nin yanında olmalı. Tabi aynı şey Türkiye için de geçerli.
Parçalanan Irak’ta ve Suriye’de, birbirlerine karşı ayak oyunları, İsrail ve ABD’nin işine yarar. Bu ülkelerin parçalanmaları İran ve Türkiye’yi de parçalar. Ve İran’a girecek bir NATO Türkiye için çok riskli…
NATO çıkar, Türkiye-İran karşı karşıya kalır.
Libya mevcut duruma, NATO ile getirildi, unutmayalım