Rahmetlik babaannem, bize çok masal ve hikâyeler anlatırdı. Kardeş sayısı fazla olunca, uzun kış gecelerinde, o kadar çocuğu susturmanın başka bir yolu da olmuyor haliyle.Çok güzel menkıbeler de dinlemiştim. Onlardan zaman bahsetmiştim daha önce. Hz. Ali, Fatma, Hasan, Hüseyin efendilerimizle ilgili onlarca, menkıbe?Ermeni katliamlarını da dinlemiştik. Canlı tarihti adeta rahmetli. Uyumamız için bizi korkuttuğu hikâyeleri de vardı tabi. Mesela bir tanesini hiç unutmam: Bir köye musallat olan bir dev varmış. Köylü öldürme öldüremiyor, kurtulma, kurtulamıyor. İnsan mı, canavar mı belli değil!Yerken canavar, konuşurken insan!Öyle bir şey işte!* * *Fakir fukara devi doyurmaya çalışmış. Hem de yıllarca? Öyle ki, köyün bir ayda yiyeceğini, dev bir oturuşta yermiş. Herkes devin zayıf bir noktasını bulmaya çalışmış ama bulamamışlar. Kurtulamayacaklarını anlayınca da, devin varlığını kabullenmişler. Bir gün köylerine ağzı dualı biri gelir. Durum bu zata anlatılır. Zat köylüleri dikkatli dinledikten sonra, "içinizdeki devi öldürürseniz, köyünüzdeki devden kurtulacaksınız" diyerek, insanların ikiyüzlü hallerini değiştirmelerini ister. İnsanlar tövbe ederler, içlerindeki doyumsuz devi öldürürler. Ahlaklarını güzelleştirirler ve bir gün güzel haber gelir: Deve yıldırım çarpmış!* * *İşte böyle, kıymetli dostlar hikâye deyip geçmeyelim!Halimize göre, idare ediliriz! Bir toplum hırsızsa, onların başına hırsız musallat olur! Arsızsa, arsız musallat olur!Toplumun yüzde yüzü kendini "dindar" saysa ne olur, ahlaksız olduktan sonra? Üstelikte Peygamberin geliş maksadı ahlak iken?Bugünleri görseydi babaannem, kim bilir bize nasıl bir hikâye anlatırdı bizlere. Bir köyün bir ayda yiyeceğini, bir öğünde yemekten ne olur!Zavallı yiyen görmemiş!Bir şehrin bir yılda yediğini, bir öğünde yiyene duysa, o meşhur dev hikâyesini bir daha anlatmazdı. Hatta bir ülkenin bir yıllık yiyeceklerini yiyen devlere ne derdi? Ya devletleri yiyen küresel devlere ne derdi? Eğer anlasaydı. Değil mi?Allah beterinden korusun!* * *Yahu yeme filan dedim de, geçenlerde sosyal medyada Kur'an'ı pasta yapıp yiyenleri duyduk.Allah Allah bu nasıl yeme!Böylesini ne gördük, ne duyduk!Adamlar resmen Kur'an'ı yediler!O sofrada, Kâbe ise yenme sırasını bekliyordu!IŞİD'ten Kâbe'yi yıkmayı filan duyduk da; Kâbe'yi, Kur'an'ı pasta yapıp yemeyi hiç görmedik, duymadık. Başında sarık Kur'an'ı kesiyor. Pastadan Kur'an'ı?Saygıyı, hürmeti geçtik!IŞİD Müslüman ciğeri yemişti. Bunlar Kur'an'ı, Kâbe'yi yiyor!Ne benzerlik ama…Acaba zihinlere ne yerleştirmek isteniyor?Yenilen Kur'an ve Kâbe yakılır, yıkılır mı demek istiyorlar?* * *Kur'an yiyen, IŞİD sıçar!Ne diyeceğimi bilemiyorum!Allah'ım ne günlere kaldık!Nasıl bir kafa ve nasıl bir ruh!Böylesi bir ruh hali, bana müşrikleri hatırlattı!Halife Ömer "biz müşrik iken, helvadan put yapar, acıkınca da onu yerdik" diye anlatır. Bir insan, İslam'ın kutsalını nasıl yer. Eğer İslam ve Müslüman olmuşsa?Kur'an yeme eylemi, diyelim birkaç cahilin işi…Ya Allah'ın kitabını koltuk uğruna harcayanlara, "diyalog" sofralarına meze yapanlara ne demeli. Muaviye mızrak ucuna takıp, kandırmadı mı Müslümanları?Yeme çeşitleri çok!Farklı, farklı!Türlü, türlü!Bütün yiyicilerden kurtulma ümidiyle?Halimizden bir değişme yok, o yüzden Allah'ın rahmetinden talep ediyoruz!
Adamlar resmen Kur'an'ı yediler!