Prof.Dr. Haydar Baş Bey Konya’da gerçekleştirilen Milli Kahramanları Anma Programı’nda her zamanki gibi kapanış konuşması yaptılar. Yaptıkları bu konuşmada öylesine önemli sözler söylediler ki, bazıları insan yaşadıkça unutulmayacak nitelikteydi.
Konya programının bence en unutulmayacak sözü:
“Bana devletin adamı dediler… Askerin adamı dediler. Devleti ve askeri ele geçirdiler, baktılar ki devletin ve askerin böyle bir adamı yok… Şaşırıp kaldılar. Ahmak adam, ben Allah’ın adamıyım”
Evet, gerçekten de bu iftirayı yapanlar çok ahmak… Hem de o kadar ahmak ki, kendi devletine ve askerine düşman olacak kadar. Dün askere düşmandılar, bugün düşmana askerler…
Hem de öyle bir düşmana asker oldular ki, Türk’ün ezeli düşmanı Haçlıya… Onlarla birlikte Türk’e ve Türklüğe düşmanlar. Türklüğe hakareti önce suç olmaktan çıkardılar. Şimdi bol bol hakaret ediyorlar… Yetmiyor bir de ayaklarının altına alıyorlar. Tabi Haçı da başlarının üstüne koydular.
Çünkü Türklüğün zıddı, Haçlıdır…
Türklüğe düşman olanlar bu sebeple Papa heykelinin altında, imzalar atmışlardı. O Papa ki, Türk ve İslam düşmanlığı ile ünlü… Atatürk heykeline laf eden cümle şafakçı, akitçi ve nakitçiler “Dilsiz şeytan” olmuş, hiç susmayan dilleri birden susmuştu.
Sayın Baş “Allah adamıyım” demişti ya… Hem de ne Allah adamı… Ancak Allah adamları bu kadar ileriyi görebilir. Yanlış hatırlamıyorsam 1995 yılı olması lazım… Sayın Baş ile birlikte haberleri izliyoruz. Yerel seçimlerin arifesindeyiz…
Sayın Erdoğan Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ve bir grup ilçe belediye başkan adayları birlikte seçim çalışması yapıyorlar. Haberlerde bunları gösteriyor.
Sayın Hocamız “Bunlarda İslam’a çok büyük zararlar verecek, bir yüz görüyorum. Millet bunların gerçek yüzünü görmüyor. Bunların şerrinden Allah bu milleti muhafaza eylesin” Geldiğimiz nokta ortada… O hep haklı çıktı.
Millet, bunlardan yiyeceği darbeyi asıl bundan sonra düşünsün. Apo ile birlikte başlayan müzakere sürecinin sonunu beklesinler. Anlarlar ne demek istediğimi…
Haydar Baş Allah’ın adamı…
O Yüzden Allah’ın kullarını kardeş yapıyor. Çünkü yüce Allah “Ey Allah’ın kulları kardeş olun…” ayrıca “Ancak Müslümanlar kardeştir” buyuruyor. Bu sebeple Ehl-i Beyt kurultayları düzenleyerek Şii ve Sünni Müslümanları Ehl-i Beyt ortak paydasında buluşturdu.
Haydar Baş Allah’ın adamı…
Bu sebeple, Allah ile sevgilisini ayıran diyalogcuların karşısına dikilmiştir. Allah’ın kendisinden ayırmadığı sevgilisi Muhammed Mustafa’yı çağdaş şeytanların ayırmasına müsaade etmemiştir. O’nu imanın ve İslam’ın birinci şartı ilan etmiştir. Çünkü Allah böyle istiyor… O’nun adamı olmak böyle olur.
Süleyman çelebi ne güzel söylemiş;
“Zatıma mirat edindim zatını
Bile yazdım Adım ile Adını”
Allah adamının birinci görevi, Allah’ın dini yaşamak ve yaşatmaktır. Bu sebeple İslam’ın kurum ve kuruluşlarını müdafaa etmek O’nun asli görevi olmuştur. Heyhat ki… Tehlikede olan sadece İslam olmayıp, vatan ve devlet de olunca bunları da müdafaa etmek mecburiyetinde kalmıştır.
Allah adamına düşen o vakit, “Bin bir başlı kanarya” olmak. İşte Sayın Baş böyle bir çilenin ve davanın adamıdır. Aynı anda hem dinine, hem vatanına, hem de devletine sahip çıkmak… Çünkü düşman bu üç cepheden de saldırıya geçmiştir. O’nun omuzlarında İslam, kollarında devlet ve vatan var…
Allah’ın adamını görmek isteyen Prof. Dr. Haydar Baş’a, Haçlının ve şeytanın adamını görmek isteyenler ise O’nun karşısında duranlara baksın…