Suriye ile gerilen ilişkilerimiz savaş seviyesine gelmiş durumda. Sözde Arap birliği bile ticari kayıplarını göz önüne alarak, Suriye ile olan ilişkilerinde temkinli davranmaya başladı. ABD taleplerini yerine getirmeyi varlığının devamı olarak gören iktidar, biten sınır ticaretimizi, bize çevrilen Suriye, Rusya füzelerini dahi görmüyor.Geçen gün; metrobüste kırk ya da kırk beş yaşlarında iki kişi yüksek sesle günlük olaylarla ilgili olarak yorum ve konuşmalar yapıyor dinliyoruz. İktidarın dış politikalarını beğendiklerini söyleyerek Suriye ve İran konusunda doğru yaptığını iddia ediyorlar. Irak işgal edilirken, ABD ile birlikte olamamaktan dem vurarak tezkerenin çıkmamasını eleştiriyorlar (teskeresiz işgal ortağı olduğumuzu atlayarak tabii) ve Libya konusunda erken davranılarak aynı hatalara düşülmediğini anlatıyorlar, tam bir komedi.Şöyle bir baktıktan sonra konuşmalarına dâhil oldum, Müslüman olup olmadıklarını sorarak. "İşgal edilen yakıp yıkılan kendi kardeşlerimiz değil mi? bunları nasıl söylersiniz" dediğimde, olaylara küresel bakmak gerektiğini ve Müslüman olmanın bu konularla ilgisi olmadığını söylediler ve hem de İran ve Suriye'nin Şii olduğunu da ekleyerek.Amerika ve İsrail Sünni midir diye sorduğumda apışıp kaldılar. Durum apaçık ortada kiralık, yerli ajanlar yollara düşmüş olası bir Suriye müdahalesi öncesinde gönülleri ABD yararına kazanmak, Haçlıya tepkiyi azaltarak namluyu Müslüman'a çevirtmek. Hedef; Türk'ün bin yıllık İslam askerliğini, Haçlı askerliğine dönüştürmek sonrada dünyada yalnızlaştırarak savunmasız bırakmak."Suriye yönetimini düşürmek İsrail'in düşmanlarını yok etmektir" bu söz Ehud Barak'a ait. Beğenelim beğenmeyelim gerçek bu. Suriye'nin düşmesi Türkiye'nin düşmesidir, Suriye halkının yanında olduğunu iddia eden siyasiler, Türkiye'nin İsrail ve ABD'nin maşası olduğu gerçeğini gizleyemez.Suriye'ye çatan belasını buluyor, cüppeli cüppesiz herkes dersini alıyor elhamdülillah. Daha önceki yazımda yazmıştım, burası peygamberin evi sayılır, burayı taşlayanın eli ayağı kurur. İnanmayanlar Tebbet suresini okusun, bunu metrobüs ajanlarına da söyledim.Her fırsatta siyasetin dışında kaldığını iddia edenler, söz konusu Müslüman ülkelerin işgali olunca; hemen işgal güçlerinin yanında siyasetin göbeğinde oluveriyorlar.Irak işgal edilirken "ehvenişer" uydurmasıyla "dünyanın en şerlilerinin" kucağında öterek hikmet yorumları yaptılar, dokuz vatandaşımız İsrailli canilerce öldürülünce İsrail'e hak verdiler, Libya NATO tarafından bombalanınca basın yayın kuruluşlarıyla bombardımanı desteklediler, şimdi sırada Suriye ve İran olunca yine siyasetin önündeler. Neymiş efendim onlar Şii imiş?"Kim Yahudi ve Hıristiyanları dost edinirse onlardandır" ve "ancak Müslümanlar kardeştir" ilahi ölçüleri içerisinde asrın fitnesi olan deccal fitnesine ve milletimizi değiştirip, dönüştürüp Haçlıya mankurt yapmaya çalışan ajanların oyunlarına karşı durmak vatan müdafaasıdır.Suriye ve İran'dan sonra sırada Türkiye var. Bu ülkelere Şii diyerek milleti bu iki ülkeye yapılanlara karşı tepkisizleştirmeye, uyutmaya çalışan bu Yezid tayfası sıra ülkemize geldiğinde, acaba ne diyecek? Gerçi ne dediklerini "zalim devlet, yıkılacak elbet" sözleriyle her gün dinliyoruz zaten.
Amerika ve İsrail Sünni midir?