AKP iktidarı Çamlıca’ya cami yapmak istiyor. Her gün görsel basında camii konusu enine boyuna tartışılıyor. Çamlıca’ya caminin gereksizliğini savunanlar anında cami düşmanı ilan ediliyor. Caminin yapılmasını savunanlar ise AKP’nin gayri milli ve dini icraatlarının cami ile örtülmesine malzeme oluyorlar.
Şimdi sormak istiyorum, cami yapan bir irade;
Zina’yı nasıl serbest bırakır?
Kırk bin kiliseyi ve dinler bahçesini nasıl açar?
Domuz etini kasaplık et statüsüne, nasıl sokar?
Büyük Ortadoğu Projesine, nasıl eş başkan olur?
Müslüman ülkelerin isyan ve işgallerle parçalanmasına nasıl öncülük eder ve ev sahipliği yapar? Ya da Büyük İsrail’in inşasında korumalık ve kalkan vazifesi görür mü? İsrail’in “Demir Kubbe” savunma sistemine Kürecik radar üssü ile gözcülük yapar mı? Bu üssü ve İsrail’i koruyacak patriotları parasını ödeyerek Türkiye’ye yerleştirir mi?
Patriotlar bizi koruyorsa tetiği neden bizde değil? Hem de parasını ödediğimiz halde…
Tüm bu politikaların sahibi olan AKP iktidarının, Çamlıca’nın tepesine bir cami yaptırmasının amacı ne olabilir? Eğer maksatları sevap ve Allah’ın rızası olmuş olsa yukarıda saydığım cürümleri işlemezlerdi.
Öyle ise Çamlıca’ya cami projelerinde bir ya da birden fazla amaç ve maksatları olduğunu görmemiz gerekiyor. Bu konu da daha önce yazdığım bir yazıda ifade etmiştim. Çamlıca’ya cami karşılığında Ayasofya Kilise’ye çevrilecek diye…
Şimdi birkaç ihtimal daha saymak istiyorum: Birincisi seçimlerin yaklaştığı bu dönemde, ABD ve İsrail ile birlikte İslam dünyasının parçalanarak haritalarının değiştirilmesi hedefinde, iktidarın yaptığı taşeronluk görevini örtmek.
İkincisi, padişahlarla özdeşleşmiş camiler vardır. Sayın Başbakan da kendi ile özdeşleşmiş bir eser bırakmak istiyor, şu yalan dünya da! Aslında açtığı kiliseler ve dinler bahçesi, kendilerini asırlar boyu unutturmayacak önemli açılımlar! Ama kendileri camii, minare edebiyatıyla geldiği için, yine camii ile gitmek istiyor… Belki öldüğünde O caminin avlusuna da gömülmek ister…
Çamlıca’nın eteğinde oturan ve namaz kılan bir Müslüman olarak söylüyorum, burada bir camiye kesinlikle ihtiyaç yoktur. Küçük bir mescit şu an olmasına rağmen o bile boş kalmakta çoğu zaman.
Eğer buraya bir cami yapılırsa bu camide ben asla namaz kılmam…
Çünkü bu caminin yapılış maksadı ve amacı Allah rızası taşımıyor. Temelinde takva harcı olmayan tamamen gösteriş ve politik amaçlı bu camii, ibadet mekânı olmaktan çok bir tuzağa benziyor… Müslümanları uyutma, uyuşturma ayrıştırma gerçekleri örtme tuzağı…
Çamlıca’ya cami projesi bu yönü ile Mescidi Dırar’ı hatırlatıyor bana… Dırar mescidinin yapılış maksadı takva olmadığı için peygamberimiz, Allah tarafından tövbe süresi 107 ve 108 ayetlerinde şöyle uyarılıyor. Tabi efendimizin şahsında bizler de…
“Bir de Müslümanlara zarar vermek için, küfür için, müminlerin arasına ayrılık sokmak için ve daha önce Allah ve Resulü ile harp edeni iştiyak ile beklemek ve gözetmek için, bir bina yapıp onu mescit edinenler. Buna iyilikten başka bir şey kastetmedik diye muhakkak yemin edecek olanlar da vardır. Allah şahitlik eder ki, onlar şeksiz ve şüphesiz yalancıdırlar.”
“Habibim! Onun içerisinde hiçbir vakit namaza durma. Ta ilk gününde temeli takva üzerinde tesis edilen mescit senin içinde kıyamına en layıktır. Orada tertemiz olmalarını arzu etmekte olan rical vardır. Allah da çok temizlenenleri sever…”
Allah’ın uyarısına rağmen temelinde takva olmayan, gösteriş ve politik amaçlı camiler de namaz kılanların namazı kabul olabilir mi? Asla…
Allah’ın bu ayetlerinden de anlıyoruz ki, niyeti temiz olmayanların yaptıkları mabette temiz olmuyor. Mabetlerin temizliği onu inşa edenlerin ihlâs ve niyeti ile alakalıdır. Oysa Kuba Mescidi, arınmayı ve temizlenmeyi amaç edinmiş Allah’ın ak ve pak kulları tarafından takva ile inşa edilmiştir.
Kendine Ak adını verenlerin, kara politikalarını örteme amaçlı Çamlıca da açılacak cami de namaz kılacaklara tavsiyem “bu cami de namaz geçmez…”