Faturaların altında eziliyorsun. Kışta geldi. Doğalgaz faturaları el yakacak. Üç yüz liradan aşağı doğalgaz faturası gelecek ev yok. Ne yapacaksın?Elektrik, su, doğalgaz derken nerde baksan, bin lira faturalara gidecek. Emekli isen maaşın uçtu. Memur veya işçiysen yine fark etmeyecek. Kirada isen hepten yandın. Mutfak masrafları, ulaşım giderleri derken, nefes bile alamayacaksın.Düğünlere katılmamak için, saklanacaksın. Takı takmaktan yırtmak için!..Uzakta olan anneni babanı ziyarete gidemeyeceksin. Allah geçinden versin, belki ölünce mecbur kalıp gideceksin. Arkadaş ziyaretini unutacaksın, onlarda gelip masraf ederim diye!Tamam, cimri değilsin ama yok ki elde avuçta?Çocuk evlendirmeyi aklına bile getirmiyorsun. Oysa çocukların büyüdü. Ne kız istemeye cesaretin var, ne kızını istemelerine? Onların evliliği senin için kâbus niteliğinde. Hâlbuki onlar, bundan yirmi yıl kadar önce doğduklarında ne kadar sevinmiştin. "Baba oldum" diyerek, kendinden geçmiştin. Parasız baba olacağını bilemezdin tabi!Hak veriyorum!Fakat şuan perişanlık içindesin.Eşini çalıştırmak istiyorsun ama kendine yediremiyorsun. Hem kadıncağız ne iş yapacak ki, bu yaştan sonra? Ev hanımlığı dışında bir şeyden anlamaz. Mesleği yok, okulu yok. Olsa da bir şey fark etmezdi ya. Şuan ancak, evlere temizlik ve gündeliğe gidebilir. Ama hangi evlere, nasıl gitsin? Akılda kırk soru!..Dua ediyorsun, hasta olmamak için. Birde hasta olsan, öleyim diye dua edeceksin. Öyle anlatıldığı gibi istediğin hastaneye gidemezsin. Katkı matkı derken, güzel bir yolunursun. Meydanlarda "istediğiniz hastaneye gidiyorsunuz" sözlerinin ne mana ifade ettiğini "katkı"yı ödeyip sülalelerine rahmet okuduktan sonra anlıyorsun.Ama tüm bunları hak ettin, biliyor musun?Boyuna posuna kurban olduğun iktidar yetkilileri, tüm bunlara mahkûm etti seni. "Oh olsun" diyesim geliyor ama "içimdeki insan sevgisi" buna engel oluyor!Haydar Baş "herkese maaş vereceğim" dedi, sen pis pis sırıttın. "Nirden virecek" dedin. Elinin köründe verecek diyorum!Anladın mı şimdi? "Ev hanımlarına maaş vereceğim, onları emekli edeceğim" dedi. "Veremez" diyerek o çokbilmiş ayaklarına yattın. Kutulardan çıkan paraları, yatak odalarında sayılamayacak miktarlarda paraları duyunca, para sayma makineleri yatak odalarında ne arıyor sorularını kendine sorunca, sustun. Adeta küçük dilini yuttun.Artık demiyorsun "Haydar Hoca nirden virecek?" diye. Parmak hesabı da bilsen, çarptın topladın. O kadarda mal değilsin ya, anladın. Anladın bu paraların verilebileceğini. Eritilen, sıfırlanan miktarları, Saray'a harcananları ekledin, çikolata kutularını hesaba kattın, sonunda NATO kafan işi çözdü. Her Türk vatandaşına ve ev hanımlarına istense 500'er lira verilirmiş.Elektrik, su ve doğalgaz paraları bir devlet isterse vatandaşına ödetmeyebilirmiş. Yahut çok cüzü bir miktarla bu işin içinden çıkılabiliniyormuş. Bunu da duydun. Çünkü artık inkâr edilemeyen bir Rusya var. Var git Rusya'ya bağlı Tataristan'a, gör diye sen söylüyorsun artık.Daha neler öğrendin neler ama kaz gibi soyulduktan sonra!Hesap ediyorsun:12 yılda eğer Haydar Baş'ın Bağımsız Türkiye'sini iktidar etseydim. Hanım ve ben bugüne kadar toplam 144 bin lira para almıştık. Çocuk parasını saymıyorum bile? Çalışmadan alınan para bu? Birde asgari ücret maaşı aldığımda, aylık dört bin liradan senelik 48 bin lira? Nerde baksan 12 yılda evime giren toplam para 700 bin lirayı bulurdu diyorsun.Bu kadar para evine girecek ve sen bayram etmeyeceksin mümkün mü? Oğlunu kızını evermek şöyle dursun, her gün bir düğünde halay çekmekten başın dönecek. Şimdi de başın dönüyor ama açlıktan!..Oysa Haydar Baş bu modeli senin için yazmıştı. Annesine olan sevgi ve hasretinden, bu ülkenin tüm annelerine maaş bağlamayı taahhüt etti. Evladına olan sevgisinden ülkenin tüm evlatlarına vatandaşlık ve çocuk maaşı vermeyi taahhüt etti. İnanmadın. Yeminler etti. Yine inanmadın noter taahhüdü verdi. Yine inanmadın. Bu kadar nasipsizlik, İsrailoğulları'nda bile yoktu!
Bu kadar nasipsizlik İsrailoğulları'nda bile yoktu!