"Stratejist" etiketiyle ekranlara çıkıp, acayip laflar ediyorlar. Kendilerine ait görüşleri varmış gibi konuşup duruyorlar.
Onlar kendilerini bilirler…
"ABD'nin 'dolar darbesi' aldığını" anlatıyorlar. “Doların, zamanla ‘rezerv para’ olmaktan çıkacağından” dem vuruyorlar. İyi de, ABD’ye bu darbeyi vuran kim? ABD, durup dururken, bir sabah uyandık ki "dolar darbesi" yemiş!
Öyle mi yani!
Sizlerde strateji olsa, önce böyle bir fikir hırsızlığı yapmazsınız. "Milli Paralarla Ticaret'in ABD'yi al aşağı ettiğini" ağızlarıyla söylüyorlar ama aynı ağızları "Haydar Baş" diyemiyor.
Neden peki?
Çünkü bunların hepsi stratejik dengesiz!
Ne ilim adamlığına sığar, ne vicdana, ne de ahlaka…
2005 yılından beri, "Milli Ekonomi Modeli", "Milli Para", "Milli Paralarla Ticaret" diyen insan ülkemizde yaşıyor. Bu kavramların mucidi Baş Hoca, ülkedeki "hırsız" bolluğunu bildiği için, kitabıyla birlikte, bu kavramları da Türk Patent Enstitüsü'de adına tescilini yaptırmıştı.
Bunu gören bazıları, sonra “yerel para” diye işi kotarmaya çalıştılar. Ha Hasan Hüseyin, ha Hüseyin Hasan, aynı şey…
"ABD Hegemonyası yıkıldı" diye kitap yazıyor, konuşuyorlar, yıkılmaya sebep olan şeyin ise "ABD dolarının 'rezerv para' olmaktan çıkma tehlikesi” olduğuna bağlıyorlar, buna rağmen, "Haydar Hoca" demiyorlar.
Demezlerse ne olur?
Ayıp olur, komik olur.
Tarih, her şeyi kayıt altına alıyor.
Yoksa başka bir şey olmaz. Atatürk'süz Çanakkale kutlamaları yapıyorlar, bir şey oluyor mu? Komik oluyor, bu şekil kutlayanlar komik duruma düşüyorlar. Ağzına "Türk"ü almayanlar, “Türklüğü ayaklar altına alanlar”, 26 Ağustos'u Ahlat’ta kutluyorlar.
"Ne Mutlu Türküm Diyene" bile diyemiyorlar. Çünkü Türk değiller. Bakın şimdi, 30 Ağustos'u nasıl kutlayacaklar. Tabi eğer, Ahlat’ta grip olup gelmediyseler.
Bir de, bize bakın o gün, nasıl kutluyoruz 30 Ağustos'u. Prof. Dr. Haydar Baş, Trabzon'da 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı, arakadaşlarıyla nasıl kutluyor, izleyin Meltem Tv ekranlarında. Hepimiz orada olacağız inşallah.
Doya doya, "Ne Mutlu Türküm Diyene" diyeceğiz.
“Bir Türk’ün dünyaya bedel olduğunu” haykıracağız.
Neyse, parantezi kapatıyorum!
ABD'yi Haydar Baş yıktı!
Bunu, Rusya ve Çin söylüyor, BRICS söylüyor. “Milli Paralarla Ticaret” yapan, 4 milyar söylüyor. Yandaş ekranlarda bazı kıytırık stratejistler söylemezse de olur.
Onlar bağlandıkları kazık dışına çıkmasalar da, dünyasöylüyor, tarih söylüyor. Her şeyden önemlisi dünya değişiyor. Dünya, Haydar Baş’ın yepyeni ekonomik kavramlarını tartışıyor. Dünyanın gözü açıldı.
Haydar Baş açtı gözleri.
İnsanlığın gözündeki kapitalist bandajı, o kaldırdı. İnsanlık soyulduğunu gördü. Ülkeler, kaynakları götürenleri gördü. Enerji koridorları açma uğruna, akıtılan kanları gördü. Kardeşin kardeşe kırdırıldığını fark etti.
Kukla idareciler, satılmış kalemler ve kararmış vicdanlar görmese de, görmesi gerekenler, olayı gördüler. Kapitalizmin gücünü ABD’den aldığı, ABD’nin ise gücünü dolarından aldığını, Haydar Baş öğretti dünyaya.
O ne güzel Baş!
Eğilmeyen tek Baş!
Atatürk’ün Bağımsız Baş’ı!
Hüseyin’in eğilmeyen Baş’ı!
Varsın Yezitler 30 bin kişiyle o başı, kestiklerine inansınlar, o baş bir kesilir, bin dikilir.
Gönül dostlarım!
Baş Hoca’mız;
"Kaynaklar Sınırlı, İhtiyaçlar Sınırsız" temel iktisat tezini çürüttü. "Kaynaklar Sınırsız, İhtiyaçlar Sınırlı" tezini dünyaya kabul ettirdi. 10 büyük uluslararası kongrelerle, dünyanın en önemli iktisatçılarına şapka çıkarttı.
Adamlar, ilim adamı, bizdekiler gibi film adamı değil ya… Tezin matematiği karşısında küçük dillerini yuttular. "Sen bu ilmi, nerden aldın!" diyerek, bir çoğu, Müslüman oldular.
26 Ağustos günü bile "Ne Mutlu Türküm Diyene" diyemeyenler, Rus vekillere bunu söyleten adamı, ne kadar anlarlar, taktirlerinize bırakıyorum.
Anlamayanlara, görmezden gelenlere, yok sayanlara rağmen, geleceğiz.
Hem de, üstadımızın tabiriyle: Söke söke geleceğiz!