Bir zamanlar, ekranlarda bir beyaz eşya reklamı vardı. Bundan on beş yirmi yıl kadar öncesinde?Reklam şöyleydi: İki adet çamaşır veya bulaşık makinesi yan yana konarak, bir kuşa soru soruluyor.-Ey kuş!-Bu iki makineden şu daha çok su ve elektrik harcıyor, daha az miktarda çamaşır yıkıyor ve de daha pahalı. Sen olsan hangisini tercih edersin?Kuş düşünmeden daha çok elektrik ve su harcayan, az miktarda çamaşır yıkayan ama buna karşılık daha pahalı olanın üstüne konuveriyor. Soruyu soran ise "kuş işte" diyerek reklam filmini sonlandırıyor.Yani işi "kuş beyinli" demeye getiriyor.Bu bir reklam tabi?Vermek istediği mesaj çok açık? Kuş Papağan olur, eğer aldığı eğitim ona şartlandığı şeyleri tekrar etmeyi kazandırmışsa yapılacak bir şey yok. Filmde olduğu gibi "kuş" der geçeriz.* * *Ancak insan farklı?İnsana Allah seçme kabiliyeti vermiş. İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırma becerisi vermiş. Tabi bu hasletleri kaybetmemişse?Koyun bile zehirli ot ile zehirsizi birbirinden ayırt edebiliyor yahu!..İnsan nasıl olur da, felaketine giden bir süreci görmez. Yolun sonunun uçurum olduğunu fark etmez. Ha, sürü psikolojisi olursa durum farklı!Yalnız başına otlayan koyun zehirli ot ile zehirsizi fark edebiliyorken, sürü psikolojisine girince ne yazık ki fark edemiyor. Çünkü birbirlerinin peşine takılıyorlar. "Herkes gittiğine göre bir hikmet vardır" diye oyununa kapılıyor, sonra koca bir sürü uçurumdan aşağı atlıyor!* * *Mekke de sürü halinde hareket edenler, Ebu Cehil ve Ebu Süfyan taraftarı oldular.Kerbela'da sürü psikolojisine girenler, Yezit'e "halife" deyip, Hüseyin'i katlettiler. "Kalabalık burada olduğuna göre hak burasıdır" diye düşündüler. 75 kişilik Ehl-i Beyt kafilesinin, 30 bin kişilik Yezit Ordusu'nu hakikatte yenebileceğini, akledemediler. Çünkü sürü psikolojisi, koyunlardan insan görünümlü bu hayvan sürüsüne geçmişti.* * *Aynı psikoloji Sıffin'de de vardı. Ali-Muaviye farkını bu psikoloji göremedi. "Ali haklı, Muaviye'de haksız değil" şeytanın oyununa geldiler. O günden bugüne, hakka sokulan ikilik geleneği devam ediyor. Oysa "hak" bir tanedir ve haklı olan sadece bir taraftır. İki taraf da haklı, olamaz."İmanın tamamı", imanın kırıntısı bile olmayana nasıl eşitlenir? Ali-Muaviye arasındaki farkı göremeyen bir gözün, Musa-Firavun farkını göremeyen bir gözden hiçbir farkı yoktur. Hatta Peygamberle Ebu Cehil arasındaki farkı göremeyen gözden de?* * *İşte böyle kıymetli dostlar!Kuş beynine bile şükür çektirecek beyinler var şu dünyada!Allah Kur'an'da bunlara "beyinsiz" diyor. Demek kuş beyni kadar bile beyinleri yok. Var ama devre dışı!İşlemeyen, akletmeyen, idrak etmeyen ve sorgulamayan beyin, kuş beyni dahi etmiyor.Ülke bölünüyor diyorsun kuşbeyinli "ağzını hayra aç" diyor.Ulan öküz oğlu öküz!Ben ağzımı hayra açıyorum da, sen elini hiç şerden çektiğin yok!Aynı gemideyiz ve senin beyinsizliğin yüzünden, hepimiz batıyoruz. Hz. Musa dahi "Rabbim şimdi bizi içimizdeki beyinsizler yüzünden helak mi edeceksin?" diye sormadı mı? Mucizeler yaratan asasına rağmen beyinsizlerin beyinsizliğinden endişe duymadı mı?* * *Adam 'Yanmayan Kefen'e inanıyor, Ehl-i Beyt'e inanmıyor. Ehl-i Beyt'i sevenin cehennemin yakmayacağı gerçeğine inanmıyor. Güya Müslüman!..İngiliz kumaşına inanıyor, Ehl-i Beyt'e inanmıyor. Hem de Ehl-i Beyt hakkında onca ayet var iken…Ali'ye taraf olana "sapık", Muaviye'ye taraf olana "Sünni" diyor. İşin merkezinde yapılan açı farkı; İngiliz'e, Amerika'ya taraftar yapıyor adamı.İngiliz yolunu çul-çaputla süsleyip, karşımıza "tarikatım" diye çıkıyor. Senin tarikatında Müslüman'a "sapık" demek yerine, kardeş demek yok mu birader! Müslüman'a "kardeş", ayırana "kalleş" demek de, bizim yolumuz.Bunu kuş beynine iyice sok!
Bunu kuş beynine iyice sok!