Ülke gündemi çok yoğun? Ancak aldığım ölüm haberi, beni bu yoğun gündemden kopardı. Amcamı kaybettim. Allah cümlemizin geçmişlerine rahmet eylesin. Yüz yaşın üzerindeydi. Hayatta kalmış tek amcamdı, Mahmut amcam? "Her canlı ölümü tadacaktır" ilahi buyruğa boyun eğmeyen bir canlı var mı yeryüzünde?Hepimiz boyun bükceğiz ölüm gerçeğine. İstesek de, istemesek de? Dünyada ölümden başkası yalan?"Asra yemin olsun ki insanlar zarardadır. Ancak iman edip salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna?" buyuruyor yüce Allah. Şu dünyada iman ile ayrılmaktan daha büyük bir kazanç olamaz. Allah cümlemize bu zenginliği versin.Amcam ben beni bildim bileli; namaz, niyaz ve zikir ehli bir insandı. Namaz ve niyazla geçen çok uzun bir ömür nasip oldu ona. Cebinde taşıdığı taneleri büyük bir tespihi vardı. Elinden düşürmezdi. Hep zikrederdi. Son bir yıldır aklı gidip geliyordu. Bu sebeple bazı vakitleri iki defa kılar, bazılarını unuturdu.Mesaj Tv yayın hayatına başlamıştı. Bundan yirmi küsür yıl önce? Ziyaretine gittim. Bana dedi "oğlum bir hoca buldum sohbetini hiç kaçırmıyorum. O kadar nurlu bir yüzü var ki, sanki ay gökyüzünden inip onun yüzüne yapışmış. Sakalı kınalı, ben ona kınalı hoca diyorum" dedi. Anladım hemen, Porf. Dr. Haydar Baş Hocamı tarif ettiğini?Amca bahsettiğin kişi benim hocam dediğimde, gözlerinin içi güldü."Oğlum bu kadar güzel bir insanı sen nasıl buldun? Onunla konuşuyormusun? Ne olur selamımı söyle…" dedi. O günden sonra amcam hiç kaçırmazdı üstadımızın konuşmalarını. Bağımsız Türkiye Partisi(BTP) kurulduğunda "sakın Haydar Hoca dışında kimseye oy vermeyin" diye tembihlerde bulunmuştu. Bir gün evinin önünde bir duvar yeri kazıyordu. Birden durdu. Ne oldu amca diye sordum. Kürek üzerinde topragı bana gösterdi. "Oğlum bir gün gelecek aha böyle bir kürek toprak olacağız" dedi ve ağladı. Ölümden, son nefesten, ahretten konuşmak onun âdetiydi. Tefekkür ruhuna işlemişti.Çok kıssalar bilirdi. Menkıbe dinlemek için, insanlar onun etrafında halka olurdu. Hz. Âdem'den başlar Efendimize kadar, bildiği tüm peygamberlerin hayatından kesitler sunardı. Evliyaların hayatından bahsederdi.Eşi Zeynep yengem merhumu da, kendine benzetmişti. Onun için derlerdi: Bu kadın hayatında bir cümle dedikodu etmemiş bir kadın. Karı koca tam bir İslam hayatı yaşadılar. Ne faizle tanıştılar, ne haramla? Ümmi olmalarına rağmen, şimdinin âlim müsveddelerine on basarlardı. Âlimlik bilmek değil ki? Zekâtı verilmeyen mal nasıl başa dertse, uygulanmayan ilimde öyle sıkıntıdır. Bir insan sabahtan akşama kadar namaz hakkında konuşsa, namaz kılmış sayılmaz. Sabahtan akşama peygamberden bahsedip de, bir kez salâvat getirmemek ilim değil ki?Kıymetli okurlar!Bizden öncekiler çok şanslıydılar. Onlar en büyük ilim olan ibadete sahiptiler. Prof. Dr. Haydar Baş Hocam'ın her bir sözü ciltler dolusu kitabın özetidir. "En büyük ilim ibadettir" sözü kendilerine ait. Bugün ibadetsiz Müslümanlık türetildi. İşte eskiler böyle Müslümanlar değillerdi.Onlar ibadetsiz sözde âlimlerin şerlerine uğramadılar. Salavatı, zikri, ibadeti küçümseyen zır cahilleri dinlemediler. Faize "nema", zikre "gereksiz" diyen, nasipsizleri görmedi ve tanımadılar. Namaz kıldığı halde her türlü haksız kazanca ve ranta birer "halal" etiketi yapıştıran, haramzadelerle dost ve arkadaş olmadılar.Onlar çağdaş "Kırk Haramiler" olup, iktidar nimetlerine çöken nursuzlara da yetişmediler. Tertemiz gittiler şu dünyadan. İbadetle, zikirle ve tefekkürle? Çok yaşayan yüz yıl yaşar demişler. Amcamın yaşı da yüz iki, yüz üç olarak hesaplanıyor. Bu yaşta bir insana ağlanmaz derler. İsterse iki yüz yaşında olsun, bir daha görmeyecek olmak, ağlatıyor insanı. Kim ne derse desin, ayrılık acıdır.Geçmişlerinize rahmet olsun.
Çok yaşayan yüz yıl yaşar