Corona, Çin’den sonra İran’a ulaştı.
Sanki virüs değil, füze!
Üstelik İran’ın, Kum Şehri’nde.
Önce Çin, sonra İran, peki sıra nerede dersiniz?
Rusya mı Türkiye mi?
Bence Türkiye…
Aldığım bir haber, Saray’a yakın bazı isimlerin, büyük miktarda maske ürettikleri şeklinde. Çin için üretiliyor diyebilirsiniz. Ama öyle değil… Corona, ne olursa olsun Türkiye’ye gelir. Gelmezse, bu maskeler için bile olsa, getirilir!
Neyse.
Corona Çin’de ortaya çıktığı ilk gün, bunun bir saldırı olduğunu yazmıştım. Henüz, virüsü “silah” olarak gören kimse yoktu. Ama bugün herkes Çin’i vuran virüsün, silah olduğu konusunda hem fikir.
İlk günler, “virüsün yarasalardan bulaştığı” konuşuluyordu. 25 Ocak 2020 tarihli “yarasalar Çin’i durdurabilir mi!” başlıklı yazımda, Çinlilerin asırlardır yarasa yediklerini, böyle bir ihtimalin olmadığını söylemiştim.
Sonra, yılanlardan bulaştığı iddiası gündeme geldi. Şimdi ise herkes virüsün, bir saldırı olduğunu düşünmeye başladı. Baksanıza virüsün yol haritasına, akıllı füzeler ancak böyle bir yol izler.
Virüs, 60’ın üzerindeki insanları alıp götürüyor. “Yaşlılar ekonomiye yük” görüşünü haklı çıkarırcasına, yaşlıyı tuttu mu, mutlaka götürüyor.
Ne kadar ‘akıllı’ ve ‘kapitalist’ bir virüs!
Virüs, yaşlıları alıp götürüyorsa, dünyayı kalabalık bulan kafadarlar, özenle benzenle bir mikrop üretmişler. Ve bu mikrobu politikacılar, bence çok sevecekler. Özellikle ülke kaynaklarını, yabancılara peşkeş çekenler…
Efendileri yüzünden aç bıraktıkları kitlelerden virüs sayesinde kurtulacaklar. Böyle bir mikropta, efendileri de memnun olur, kendileri de. Küresel efendiler, “kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız” görüşündeler.
Bu nedenle savaş çıkartarak insan neslini yok etmek yerine, şimdi virüs üreterek, yapmak istemişler belli ki…
Hem de ‘akıllı’ virüs!
Füzelerden tutun, cep telefonlarına kadar her şey akıllı da, virüs niye akılsız olsun!
Çağa çok uygun bir virüs, gerçekten!
Virüsün sahipleri, aşıları piyasaya ne zaman sürecekler?
İşte burası karanlık çünkü neyi hedefledikleri, belli değil. Yani maksat bunun aşısından para mı kazanmak, yoksa tedavi yolunu kapatıp, dünya nüfusunu mu azaltmak? Bu niyet henüz belli değilken, kesin konuşmak olmaz.
Bazıları, bu mikrobu Çin’in yaydığı şeklinde, her türlü akıldan ve izandan yoksun bir iddia içindeler ki, bu tamamen faili gizleme amaçlıdır. Yani bir saldırı söz konusu, bu saldırıyı yapanları Çin’de aramak için, maksatlı bir yönlendirmedir.
Çin, nüfusun çokluğunun bir avantaj olduğunu gördü. Çin kafayı çoktan değişti, bu saldırı da, bu sebeple, Çin’i kalkındıran nüfus etkeninin tam tepesine indi. Çin, “tüketim kaynaktır” Haydar Baş tezine ram oldu.
Nüfusun kendileri için, avantaj olduğunu keşfetti. Emisyon hacmini genişletip, kendi iç pazarına yöneldi. Dışarıya bir şey satmasına bile lüzum yok. Bir buçuk milyar nüfusun tüketim kabiliyetini artırınca, Çin uçtu.
Çin’i durdurmak için, ABD mikropluk yaptı!
Çin’in sadece ilerleyişini yavaşlatabilirler. Ama asla durduramaz. Çin, öyle bir şey keşfetti ki, aradığını kendi içinde buldu. “TÜKETİM KAYNAKTIR” tezi, Çin için ne demek, biliyor musunuz?
Bu yüzden ABD, Çin’in nüfusunu hedef aldı. Size şunu söyleyebilirim ki ABD, kapitalizmi yaşatmak için, her şeyi yapar. Dolarının ülkeleri eskisi gibi soymasını sağlamak için, elden gelen her “mikropluğun” peşindeler.
Dünyada var olan savaş, “kaynaklar savaşı”dır. Kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlı” Haydar Baş Ekonomi Modeli, ülkelerin kendine ait kaynakların farkına varmalarını sağladı. Doların saltanatına son verdi.
Bu sebeple ABD, delirdi.
Çin’in başına, bu işi getirdi.
Çin nasıl bir açıklama yaptı bir hafta önce: “ABD, dünyanın güvenliğini tehdit ediyor.” Çin’in halsiz düşmesinden, bu çıkış dikkate alınmadı. Fakat Çin, ABD’ye, “bunu senin yaptığını biliyorum” demek istedi.
ABD, dolarını korumak için, bu kadar silah yaptı. Bu kadar güçlü ordular kurdu. Fakat hiç hesap edemediği bir yerden vuruldu. Ülkelerin, Prof. Dr. Haydar Baş’ın “Milli Paralarla Ticaret” tezine dönmeleri, ABD hegemonyasını bitirdi.
ABD şimdilik, yaydığı virüsle bir sıfır önde. Önümüzdeki aylar ABD’nin içi karışabilir, ABD ishal olabilir. ABD’de kan gövdeyi götürebilir. Tahminim bu yönde…
Bir daha “neyse!” diyelim!
“Kaynaklar Sınırlı” görüşü ile “kaynaklar sınırsız” görüşü çatışma halinde. Dünyadaki savaşın ana ekseni bu… “Kaynaklar Sınırsız” tezine inanan ülkelerle, “kaynaklar sınırlı” tezine inanan ülkelerin savaşları var.
Ticaret savaşları, virüs savaşları, belki sırada ateşli savaşlar olacak.
Fransız lider Le Pen, “dünyadaki savaş, ABD’nin başını çektiği kapitalizmle, Rusya-Çin’in başını çektiği vatansever ekonomi modeli arasındadır” demişti. İnanmak istemeyen, “mikropluk” yapmaya devam etsin.
ABD’nin yanında olan, zaten ülkesine ancak virüs getirir. İşsiz ve aşsız bırakır. Onlar hayat değil ancak ölüm vaat ederler. Oysa gerçek liderler, hayatı ve zenginliği taahhüt ederler. Oğuzkağan, “fakirlik Türk yurdunda, suç sayılsın” der.
“Gökkubeyi cadır, güneşi bayrak” yapmış, Baş Türk’e selam olsun.