Değil Bir Kitaba, Binlerce Kitaba Sığmaz

Prof. Dr. Haydar Baş – Hakikate Adanmış Hayat
Anlatmaya çalıştığımız şey, sadece bir biyografi değil; bir hakikatin kayda geçirilmiş tanıklığı. Haydar Baş gerçeği öyle bir hakikattir ki, bırakın bir kitabı, binlerce kitaba sığmaz.

Başlangıçta bin yüz sayfa olarak kaleme aldım. Sonra yazdıklarım öyle çoğaldı ki, bir bölümü çıkararak ancak 860 sayfaya indirebildim. O çıkardığım bölüm, nasip olursa başlı başına bir kitap olacak. Çünkü dini bütünlüğün merkezini Ehl-i Beyt, milli bütünlüğün merkezini Atatürk olarak gören; bu iki değeri birbirinin tamamlayıcısı sayan bilge bir insanı tek bir cilde sığdırmak mümkün değildir.

Bir kitap değil, iki kitap yazdım; yalnızca birini bastım. İkincisi baskıya hazır, üçüncüsü yazım aşamasında. Vakti geldiğinde hepsini okura sunacağım.

Kitapta, Halidilerle mücadelesine yer vermedim. Gücdüvani ile başlayıp, Ahmet Sirhindi (Rabbani) ile devam eden ve 1826’da Halidi ekolüyle Anadolu’ya girip Bektaşi ocağına “incir ağacı diken”; önce dini bütünlüğümüzü, ardından da bugün hâlâ milli bütünlüğümüzü tehdit eden Ehl-i Beyt karşıtı ajan tarikatına sayfalar ayırmadım.

Haydar Baş denince akla hem dini bütünlüğü hem milli bütünlüğü tehdit eden unsurlara karşı verilen mücadele gelir. Bu konularda doğrudan sahaya inmek yerine, tarihçi ve ilahiyatçılara görev vererek tavrını ortaya koydu. Ancak bir istisna yaptı: Ahmet Sirhindi meselesi…

Sirhindi’nin(İmam Rabbani’nin), Hz. Fatıma’ya yönelik bühtanına öyle bir cevap verdi ki, “Allah’ın tertemiz dediğine laf etmek kimsenin haddi değildir” sözleri hâlâ kulaklarda çınlar. Ehl-i Beyt’e uzanan dile Haydar Baş tokadı iner… İndi de. “İmam Rabbani” nin haddini aştığını açıkça söyledi.

Kitapta, “İmam Gazali” demem gerekirken yanlışlıkla “İmam Rabbani” dediğim bir yer var. Dikkatli bir okurun uyarısıyla fark ettim; bir sonraki baskıda düzelteceğim.

Bize “müçtehit” diye yutturulan Ahmet Sirhindi, Ehl-i Beyt’in üstünlüğüne dil uzatmıştır. Bırakın büyük âlim olmayı, Müslüman mı değil mi, onu öbür dünyada göreceğiz. Müçtehit, dine sokulan hurafeleri çıkaran âlime denir; bunlar ise dine hurafe sokuyor. O hurafeleri temizlemek, Prof. Dr. Haydar Baş’a nasip oldu. Eğer “müçtehit” unvanı birine verilecekse, o kişi Haydar Baş’tır.

14 asırdır karanlıkta bırakılmış Sakife olayını ve Ehl-i Beyt hakikatini bütün İslam coğrafyasına duyurdu. Yüzlerce eser bıraktı. İmam-ı Azam Ebu Hanife bu hakikati dillendirdiği için şehit edildi. İmam Şafi, “Ehl-i Beyt’i sevmek farzdır” dedi. Haydar Baş ise, “Ben İmam-ı Azam Ebu Hanife gibi bir Sünniyim” diyerek bu çizgiyi ilan etti.

Bu satırlar, bilenler için bir hatırlatma.
Bilmeyenler için ise bir davet…

Değil Bir Kitaba, Binlerce Kitaba Sığmaz
Başa dön