Hafta sonunu çifte düğünlerle geçirdik. İlki dava arkadaşımız merhum Lütfullah Dereci'nin kıymetli kerimelerinin düğünüydü. Özel Başarılı Eğitim Kurumları'nın Anadolu Lisesi bahçesinde gerçekleşen düğünün onur konuğu, Prof. Dr. Haydar Baş'tı.Merhum Lütfullah Dereci, Bağımsız Türkiye Partisi Gençlik Kolları Başkanıydı. Bursa'da cinayet çapında bir kaza sonucu beraberinde Hüseyin Engin Çamurdan, Aziz Mete ve İsrafil kardeşlerimiz hakkın rahmetine kavuşmuşlardı.Aradan on bir yıl geçmiş. O zamanın küçücük çocukları şimdi genç kız ve yakışıklı delikanlılar olmuşlar. İnsan Lütfullah kardeşimizin evlatlarına, bakmaya kıyamıyor. Allah ömürlerini uzun ve bereketli kılsın. Onlara babalarının yokluğunu yaşatmayan, Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın en mutlu günüydü, o gece.Yapılan Kur'an tilavetlerinden sonra, okunan ilahiler ve Türk Sanat Müziği eserleri dinleyicileri adeta mest etti. Ardından kemençeler eşliğinde gençler horon teptiler. Gençlerin ısrarını kıramayan BTP lideri bir süre, gençlere eşlik ettiler.İkinci gün BTP Genel Başkan Yardımcısı Selim Kotil Bey'in evladının sünnet düğünü icra edildi. Aynı ortam, aynı müzik ve yine horon? Küçük Kotil'in sünnet düğününe Şişli Eski Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de onur konuğu olarak katılmışlardı. Allah evladımıza hayırlı ömürler bahşetsin.Yaz ayları BTP camiası düğünlerle faaliyetlerine devam ediyor desek, yanlış olmaz. İki hafta öncede Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in yakışıklı evladı Hüseyin Baş'ın düğünü olmuştu. Yine bu düğüne de, Mustafa Sarıgül'ün yanında, CHP Lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu teşrif etmişlerdi.Basında hayli yer etmişti. Özellikle hükümet çevrelerinde olay büyük bir hazımsızlığa ve rahatsızlığa sebep olmuştu. Bunu sosyal medyadaki tetikçilerinin imalarında bulmak mümkündü. Kendini vatanına milletine adayan, vatanın bütünlüğünü, milletin beraberliğini, hayatının amacı edinen Sayın Baş'ın düğünleri dahi, onun milli bütünlük davasına hizmet ve belli çevrelere verilmiş mesaj niteliğindedir.Ülkemizde bir Alevi-Sünni çatışması isteyen çevrelere Kılıçdaroğlu-Baş ikilisinin verdiği düğün resmi, bir tokat niteliğindeydi. Bugüne kadar "dinsiz CHP" yakıştırmalarıyla, önemli bir kesimi AKP'ye mecburi istikamet verdiren, insanımızı "başka kim var ki?" çaresizliğine sürükleyen anlayışlar, bu resimle tuz buz olmaya yüz tutmuştur.Düğün deyip geçmeyelim. Olayı asla horon, kemençe olarak görmeyelim. İstismarcının kıldığı gösteri namazı, Haydar Hoca'nın teptiği horon bile olamaz. "Alimin uykusu, cahilin nafile ibadetinden evladır" buyuran, efendimiz değil mi? Bu işler öyle başa çaput dolamakla olmaz. Yunus, "Dervişlik olsa idi taç ile hırka/ biz de alalım otuza kırka" demiştir.Çul-çaput dervişliği, olsa olsa İngiliz dervişliğidir. İslam'ı şalvara cübbeye mahkûm etmek. Veya belli kalıplara sokmak?Bir babanın evladının düğününde oynamasından daha doğal ne olabilir. Efendimiz Peygamberimiz, eşi Ayşe validemiz ile oyun oynamadılar mı? Çalgılar eşliğinde oynayanlar seyretmediler mi? Bunlar "ne angut" kafalı ya!Haydar Hoca düğünde niye oynadı? Müslüman'ın düğününde oynamaktan daha doğal ne olabilir? Düğünleri cenazelere çevirenler ve bunu da İslam zanneden nasipsizler, Haydar Hoca'yı izlesinler de, bir Müslüman Türk, nasıl düğün yapar bunu öğrensinler.Peygamberimizi karşılayan Medineli Müslümanlar, "Tala al bedru" şarkısını söyleyerek keyiflerinden oynamamışlar mıydı?Cenaze başka, düğün başka…Düğünleri matem yerine çevirerek, yıllarca Müslümanları kandırdılar. Müslümanlar düğün günlerinde bile ağlasınlar diye, ajanları hoca olarak koydular önümüze. Düğün merasimi cenaze merasimi olur mu?Öyle bir "Çıfıt" adamlar ki, İslam adına her türlü geleneğimizi bozdular. Mevlit okursun "bidat" derler, sema edersin eleştirirler. Zikredersin "hurafe" derler. Allah diyerek sağdan sola sallanırsın, "sen neden sallandın?" derler. Allah diyerek sallanmayan bir şey var mı, bre ahmak!Haydar Baş İngiliz İslamı'nın tabularını yıkıyor. Olaylara dana gözü yerine mana gözüyle bakanlar, Sayın Baş'ın "Allah" derken hissettirdiğini, horon teperken de hissettirdiğini yaşarlar. Ecnebinin oyununda oyuncu olanların, evladının düğününde oynayanları anlamalarını bekleyemeyiz.Nemrut da "Enel Hak" dedi, Hallacı Mansur da. Dil aynı ama gönül farklı. Biri kâfir olurken, öteki evliya oldu. Evliliklerin bittiği veya bitirildiği, devletin ve milletin en küçük yapı taşı olan ailenin hedefte olduğu günümüzde, BTP liderinin gençlerimizi evlendirmeleri, düğünlerimize iştirak etmeleri, vatanı müdafaanın başka bir şeklidir. Vatan da aile ile korunur.Düğünlerde verdikleri siyasi pozlar, ülke üzerinde hesabı olanlara verilmiş en güzel cevaptır. İnsanımızı "solcu-sağcı" diye kamplara bölenlerin, "Alevi-Sünni" diye ayrıştıranların, BTP'li gençlerin horonunda, bir kalçalık halleri var artık!
Düğün deyip geçmeyelim