Erdoğan’ı AKP bitirecek!

Babacan, “seçimi kazanırsak, 30 günde ekonomiyi yoluna koyarız” demiş.

Sizce, ne demek istiyor?

Türkiye  ekonomisi, 30 günde düzeltilecek bir durumda mı?

Türkiye’de neler oluyor veya neler olacak;

Cüneyt Zapsu, Erdoğan’ın eski danışmanıydı, bilirsiniz.  ABD’ye, “bu adamı eşiğe süpürmeyin, kullanın!” dediği, basında yer almıştı.

Şimdi bu herifin, Gül ve Davutoğlu tarafına, geçtiği söyleniyor. Zapsu, kendi adına hareket eden bir isim değil. AKP’yi, Batı adına kuran isimler arasında zikredilir. Özal’dan beri, ABD’nin Türkiye ayağıdır.

Zapsu’nun Türkiye’ye gelmesinin ardından, Davutoğlu ve Babacan hareketlendiler. Bu, Erdoğan’ın kaleminin kırıldığı anlamına gelir. Gül’ü, demoklesin kılıcı gibi Erdoğan’ın tepesinde tutanlar, BOP’ta adımların hızlandırılmasını istediler.

Mesela Suriye konusunda, ısrarla ABD tarafında durmak, 50 milyar doların üzerinde bir maliyetin, halen sırtımızda olmasına rağmen, U dönüşü yapmamak küreselcilere  verilen“yolunuzdayım!” mesajıdır.

Aklı başında her insan, “Esad ile neden görüşmüyoruz?” sorusunu sorar. Ve hiç bir insan, Suriyelilerin ülkemizde kalmasına, vatandaş olmalarına hele asla razı gelmez.

Yani Esad ile diyaloga kapalı olmak, asla bir inat değil, projedir.

Bölge, Suriyelilerden arındırıldırılarak, Büyük İsrail’e hazırlanıyor. Küresel proje,  Irak ve Suriye’nin parçalanmasını istiyor. Türkiye ve İran’ın da parçalanmasını istiyor. Küresel plan ayrıca, bu ülkelerde iç savaş ve çatışma hedefliyor.

Türkiye’ye sıcak paranın girdiği dönemler, Babacan hep bakan veya başbakan yardımcısıydı. Babacan’ın “30 günde yoluna koyarız” dediği, Türkiye BOP yolunda koşar adımlarla  eskisi gibi ilerleyecek, buna karşılık,  sıcak para akışı, yine devam edecek.

“AKP fabrika ayarlarına dönmeli” diyenler, bunu kastediyorlar.

Tabi para ile beraber “işgal” de gelecek mi, bilmiyoruz!

 “Irak’a ilk bomba düştüğünde, 8 milyar dolarlık, kredi dilimi serbest bırakılacak” diyen adamdır, bu Babacan. “Adam” dediysem, sözün gelimi!

Küresel güçlerin, içerdeki her adımını görmeye ve her adamının hareketlerini incelemeye çalışan biri olarak söylüyorum ki, Türkiye’nin işi çok zor.

Sayın Erdoğan seçime gitmek zorunda kalacak.

Gittiği an, bitecek.

Erdoğan’ı AKP bitirecek!

Dilipak’ın, “AKP için en büyük tehlike, AKP’lilerin kendisidir” tespiti, çok doğru. “AKP, bir proje partisidir” sözünü de hatırlayarak, “projenin” sonlandırılmasında, ABD ve İngiltere’nin anlaştığını söylemem gerekiyor.

Küresel projeler yarım mı kalacak?

Elbette hayır.

Küreselciler, “eşeği boyayıp”, bize tekrar satmak istiyorlar. “Kayseri işi” yapmak istiyorlar. Yutar mıyız, derseniz, bu halk herşeyi yutar. Bünyesi ne yazık ki, yalana alıştı, doğruları kabul etmiyor.

Şunu düşünmez: 18 yılda bizi bu hale getiren iktidarın Babacan’ı, AKP’ye “noterlik” yapan Gül’ün, elinden gelen vardı da, kim tuttu onları!

“Babacan para getirecek ama şartı, Türkiye’nin İran’a saldırması, buna ne dersiniz?” densin, bütün sarıklı cübbeliler “caizdir” çekmezlerse, ben de bir şey bilmiyorum.

Yahut, “açılım” kaldığı yerden devam etsin, Babacan Türkiye’ye para getirecek densin, kim itiraz eder.

İngiltere’nin 1 trilyon dolar gibi bir parayı Türkiye’ye Davutoğlu-Gül üzerinden vermeyi teklif ettiği konuşuluyor. ABD’nin ise “300 milyar dolar” gibi bir paradan söz ettiği, aldığım duyumlar arasında…

İyi de, bu paraları bize “borç” olarak verenler, sizce sadece hükümet değişikliği mi istiyorlar. Yoksa başka çok büyük hesaplar mı dönüyor. Türkiye’nin borçları ortada iken, tekrar bu paralar neden verilir?

Akla ilk gelen;

-Kıbrıs’tan çıkmamız istenir.

-Suriye’nin Kuzeyi’ni hazmetmemiz istenir.

-Türkiye’de yeni bir  “açılım” mutlaka istenir.

-Türkiye eyaletlere bölünür.

(Bu arada, İmamoğlu’nun “merkezi hükümet” ve “Türkiye insanları” ifadeleri, “yeni oyunda rolü mü var!” sorusunu akla getiriyor.)

-İran ile savaşmayı kabul etmesek dahi, Irak ve Suriye’nin parçalanmasındaki rolümüzün aynısı talep edilir.

Bu arada İran ile aramızda mayınlar da kaldırılıyor. Suriye ile aramızdaki mayınları temizledikten sonra,  Suriye’nin başına gelenler ortada…

Sayın Erdoğan’ı tanıyanlar, “Erdoğan; Gül’ü, Babacan’ı, yer” diye düşünebilirler. “FETÖ’nün siyasi ayağı” diyerek, yemesini bekleyenler var ama böyle bir şey olmayacak. Çünkü Erdoğan bilir ki, Kraliçe bahçesindeki Gül’ü soldurtmaz. Bunun bedeli, çok ağır olur.

Peki Türkiye, ne yaparsa kurtulur:

Türkiye, ABD ve İngiltere’de para almayacak öncelikle. Kendi kaynaklarıyla 6 ayda düze çıkabilir. Hangi parti ve hangi lider “ben Türkiye’yi 6 ayda düze çıkartırım” diyebiliyorsa, o iş başına getirilmeli.

Kraliçe parasıyla, Türkiye kendine ancak kefen alır. “30 günde gelecek para”, sıcak paradır. Bu parayı alan, Kraliçe’ye asker olur. Batı adına, Müslümanla savaşır.

Gül tekrar seçilsin, Türkiye diye bir ülke kalmayacak. 1 Mart Tezkeresi’nde “Evet” çıksaydı, Türkiye işgal edilmiş olacaktı. Başından beri, Türkiye’de Gül’ün “Başkan” olması planlanmıştı. Geçte olsa bu, sağlanmak isteniyor.

Ekonomik çöküşle gelen Erdoğan, yeni bir çöküşle gidecek. Bir mucize gerçekleşsin, bu kez, İngiltere ve ABD’nin dediği, olmasın.

Milletin bağımsızlığını, milletin azim ve kararı kurtarsın.

Kendi kaynaklarımızla, biz, bize yeteriz.

Atatürk’le başardık, Hoca Atatürk’le yeniden başarırız. Haydar Hoca, bu ülkeyi kurtarır.

Vallahi kurtarır, billahi kurtarır.

Baş Hoca, bu ülkenin bitine bile sahip çıkar ayrıca. Kardeş kavgasını önler. Onun gönlü, 82 milyonu bütünleştirir. Kelle avcısı Batı’ya, kimseyi yedirmez. Erdoğan’ı bile…

Erdoğan’ı AKP bitirecek!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön