Gözünü aç ve Baş'ını iyi tanı!

Geçen Pazar İstanbullu hakkına sahip çıktı. Binlerce kişi Bakırköy Özgürlük Meydanı'na toplandı. Prof. Dr. Haydar Baş'ın "bu senin hakkın, hakkına sahip çık" çağrıları toplumda karşılık buldu ve insanlar, haklarının peşlerine düştüler. Cin şişeden çıktı, insanların gözleri açıldı!Zihinlere konan sınırlar kalktı, barajlar yıkıldı.* * *Özgürlük Meydanı'nın resmi bize bunu gösteriyordu. Meydan, bayraklardan kızıla döndü. Gelincik çiçeklerini andırıyordu. Gelincik çiçekleri kokusuz olur bilirsiniz. Ama meydan baştan sona o gün, bağımsızlık ve özgürlük koktu.İnsanlar çakma mağdurları unuttu, gerçek mağdurun sadece kendileri olduğunu anladı. Vatandaş "9 Temmuz'da benim asgari ücretim 5 bin lira mı olacak? Bu kadar yakın mı bana, yoksulluktan kurtulmak?" diye sordu ve Haydar Baş'a koştu.* * *İngiliz sömürgesi altında inim inim inleyen Hintliler'e Gandi, oturmayı öğretti. "Oturun, İngiliz  gider" dedi. Hintli önce Gandi'ye güldü. Sonra alaya aldı. Daha sonra tartıştı ve ardından Gandi'yi dinleyerek çöktü yere?İngiliz pılısını pırtısını topladı ve gitti. Daha sonraları yeni bir metotla tekrar geldiyse de, İngiliz için hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Gandi'nin çapı bu kadardı ama Hintli için kurtarıcı oldu. Bugün Hindistan hür ise, dünyaya yazılım satan bir ülke ise bunu Gandi'ye borçludur.Hintli'ye birinin "otur" demesi gerekiyormuş, bu Gandi oldu. Hintli, oturunca özgür oldu. Sen hakkına sahip çıkarak özgür olacaksın.* * *Haydar Baş "kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlı" dedi, dünya oturdu!Küresel güç ve sömürü çetelerinin dönen çarkları durdu. Dolar oyunu ile kasalarını dolduran Beyazsaraylılar panik oldu.Onlara taşeron hizmeti sunan yerli saraylılar da strese girdiler. Özgürlük Meydan'ı "İş Aş" sloganları ile inleyince, "oyun" perdelerini tekrar indirip, anında karartma uyguladılar. Devletin 'teretesi' "Haydar" dedi, "Baş" diyemeden yayını kesildi. Ama korkunun ecele faydası yok!Eceli gelmiş "dolar" iktidarı, camiyi kirletmese de, sonu yakın!Çünkü insanlar "otur"mayı öğrendiler. Yakında, kendine çalışmayı öğrenecekler.* * *Asgari Ücret'lerinde "vergi" adı altında (ç)alıntılar yapılmayacak, 5 bin lira direk ceplerine inecek.Kişi başına düştüğü iddia edilen ama bir türlü fakirin cebine girmeyen milli gelir, devlet eliyle vatandaşın cebine konacak. Milli gelirin adil paylaşımı, lafla, sloganla, palavrayla veya kapitalizme söverek değil,  Haydar Baş'ın aklı ve matematik formülü ile hesabımızda olacak.İşte tüm bunları İstanbullu anladı ve Özgürlük Meydanı'na koştu. Şimdi sıra sende Ankaralı!* * *"5 bin lira asgari ücret hakkım ve ben bu hakkı istiyorum" de, Saray'da duyulsun. Duyulsun ki bir daha Saray'ın damına çıkıp,  "dört parmak" göstermeye cesaretleri kalmasın!Bu senin hakkın!"Millete din-iman, kendilerine han hamam" dönemini sona erdirmek senin görevin. Güç şehvetinin azgınlaştırdığı hadsiz iktidara, ders vermek senin vazifen…Emekliye yüz lira zammı çok gören, diyanet reisine uçak veren adaletsiz iktidara, "sizden büyük Allah var" sözünü hatırlatmalısın.* * *"Bir hırka, bir lokma" edebiyatıyla gelenlerin, "makam" maslahatıyla iktidar kotarmalarına taş koymalısın."Günah işleme hürriyetimiz elimizden alınmamalı" diyen zihniyete, başkalarının "ibret-i alem" için bile olsa Mercedes iadesi hürriyetine saygıyı öğretmelisin.Ankaralı!Sana büyük bir görev düşüyor!Bayrağını al, Haydar Baş'a koş!İktidar ve onun iki ayaklı sözde muhalefetinin, İmralı kuyruğunun birlikte Türklüğü ayaklar altına aldığı ve  "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözünün elbirliği ile dağlarda kazındığı günlerde, Haydar Baş, Rus meclisinde, milletvekillerine "Ne Mutlu Türküm Diyene" dedirtiyordu. Gözünü aç ve Baş'ını iyi tanı!

Gözünü aç ve Baş'ını iyi tanı!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön