Geçenlerde, bir eski vekil ile çay sohbetim oldu. Aynı zamanda ilahiyatçı bir insan. Partisinden ayrılmış, AKP'den kopacak parçanın birine, tutunmak için bekliyor.
Haliyle, siyaset konuştuk. İslam'dan konuştuk, Muaviye ve Ali siyasetinden konuştuk. "Meclisteki bütün partilerin aynı" olduğunu söyledim. Buna karşı çıkınca da, "öyle ise neden bir partiden öbürüne bu kadar kolay geçiş yaptığını?" sordum.
Sustu.
"Eskide bulunduğun parti 'kaynaklar' dedimi?" diye sordum, "yok" dedi. "Şimdi girmeyi beklediğin partinin müstakbel lideri, kaynaklardan söz etti mi!" dedim. Yine "yok" dedi.
"Kaynaklardan söz eden hiç bir lider, o meclise giremez" dedim. Çünkü Türkiye'de medya, ABD'nin elinde. Dün de böyleydi, bugün de böyle… Ağzına kaynakları alan, bir satır haber olmaz.
"Milli Ekonomi" diyen, "Milli Devlet" diyen, Prof. Dr. Haydar Baş, dünyada tezleri iktidar iken, kendi mecliste değilse, bu Türkiye'nin işgal edildiğini gösterir. Türkiye'nin bütün kalelerinin düştüğünü gösterir.
Türkiye'nin düşmeyen tek kalesi, Haydar Baş. Meclisteki siyasi partilere bakın, ağızlarına ekonomiyi alsalar, sanki meclisten atılacaklar. Birbirlerine, IMF topu atıyorlar. İktidar davet ediyor, muhalefet otelde görüşüyor.
IMF'yi davet eden ötekine, "sen gizli görüştün!" diyor. Hiç biri demiyor, "IMF'den başka çare var" diye. Çünkü meclis, IMF'den başka çaresi olmayanların meclisi oldu. Sayın Haydar Baş, vekil olarak o mecliste olsaydı bile işler farklı olurdu.
Bir vekil ne yapsın, demeyin.
Bir askerin ne yaptığını dünya gördü.
Seçim için ittifaklar kuruldu, hepsinin ortak şartı, "Haydar Baş'ın BTP'si olmasın!". Şimdi birleşik halde batacaklar. Eninde sonunda, Haydar Baş'ın tezlerinde birleşilecek. Çünkü Türkiye'nin başka çaresi yok.
Türkiye kitlendi, anahtarı, bir tek Haydar Hoca'da. Rusya, Çin, Türkiye'yi Haydar Baş tezi, Milli Paralarla Ticaret'e mecbur etti.
Sıkıysa uygulama!
Ancak Türkiye'nin milli parası yok!
Türkiye'nin milli parası yok ama milli cahili çok!
Bir ülke nasıl olurda sahip olduğu kaynakları konuşmaz, bunlar üzerine hesap yapmaz, siyaset yapmaz, tezler geliştirmez. Kaynaklar üzerine tezler geliştiren, "ben 6 ayda her şeyi düzeltirim" diyene kulak verilmez.
Çünkü dizi toplumu olduk. Dizilerle uyutuluyoruz. Kazdağları'nda altın çıkaranlar, "Türklerden ucuz hamal yok!" dediler, yine uyanmadık.
Haydar Baş'ı anlamak seviye gerektirir. Atatürk Samsun'a hangi amaçla çıktıysa, Sayın Baş'ta siyasete o amaçla girdi. Baş Hoca, ülke savunması yapıyor. Onun siyaseti alelede bir siyaset değil.
Kapitalizme, Milli Ekonomi ile karşı koyuyor.
Emperyalizme, Bağımsız Türkiye ile karşı duruyor.
İngiliz ve NATO İslamı'na da, "Ehl-i Beyt İslam" ile karşı duruyor.
Türkiye'yi kurtaracak liderin, bugün İslam'ı da çok iyi bilmesi gerekiyor. Çünkü düşman, İslam'ı bizden daha iyi biliyor. Ayrılık sokmak için, derslerine iyi çalışmışlar.
İslam'ı bilmeyen bir lider, Ilımlı İslam'a destek verir. Sonra "yanıldık" der. Herkesi kandıran Gülen, neden Haydar Baş'ı kandıramadı. Çünkü şeytan ancak salihleri kandıramaz.
"Gittiğin yol, İslam değil!" Baş uyarsına Gülen, "devlet" imkanlarıyla, saldırdı. Halen bu saldırılar "alçak" seviyede sürüyor.
O zamanların Nokta Degisi, 1998'de "Haydar Baş- Gülen kavgası" diye olayı manşet yapmıştı. Oysa bu kavga, Kur'an İslam'ı ile CIA/Pentagon İslamı'nın kavgasıydı. Haydar Baş, İslam'ın ne olduğunu biliyor ve yaşıyor.
Onun yaşadığı İslam, Ehl-i Beyt İslam. Hünkar Hacıbektaş'ın yaşadığı İslam. Türk Milletinin İslam'ı. Tapduk'un, Yunus'un, Nesimi'nin, Pir Sultan Abdal'ın, Abdal Musa'nın yaşadığı İslam.
Düşman, din üzerinden gelmeye devam ettiği için, Türkiye'nin başında, Baş olmalı. Buna mecburuz. Türk milleti İslam'dan kopuyor, haberiniz olsun. İslam'dan koparsa, Türk olmaktan çıkar. Türklerin İslam'ı bırakması istenmiyorsa, Haydar Baş, iktidar yapılmalı.
Neden koptuğunu anlatmaya gerek yok. Güen'in FETÖ çıkması, iktidarın din adına bir söylem ile gelip, onca yanlışa "din" kılıfı geçirmesi, insanları "İslam bu ise ben yokum!" noktasına getirdi.
İktidarın kanatları altında deistlik, liberal komünistlerin ateşlediği ateistlik ve dayatılan şamanlık… Ne ararsanız var. Serbest bırakılan misyonerlik, camilerde hıristiyan ayinleri ve hiç kesintiye uğramayan FETÖ faaliyeti Dinlerarası Diyalog…
Ülke insanının ayarı bozuldu. İslam'a karşı büyük bir nefret çığ gibi büyüyor. Camiye gidenler dahi, zayıf bir inanca sahipler. Sorsanız "üç din"e inanır. FETÖ dinine yani… Deccal'in tek din projesi, "üç din" ayağıyla sahnede…
Hacıbektaş ile Müslüman olduk, Türk olduk. İslam'ı bırakmadan, Türkler'in bu toprakları bırakmayacağını biliyorlar, bu yüzden "Pentagon İslamları", topluma sokuldu: Radikal İslam, Ilımlı İslam, ve siyasal İslam.
Hepsinin tek panzehiri, Haydar Baş. Haydar Hoca'nın attığı bir taş ile bu üç kuş vuruluyor. İslam olmayan bu üç "İslam"ın beslendiği damar, aynı. "Bana Eh-i Sünnet ile ilgili bir ayet getirin!" diyen Baş Hoca, o damarı kesip attı.
İslam'ın kaynağı" Kur'an ve Ehl-i Beyt" dedi, işi bitirdi. Bakın, "tarikat ve cemaat" diye ne kadar yamuk yumuk şeyler varsa, yıkılan Sakife duvarın altında kalır. Sadece Türkiye'de değil, İslam dünyasında ayrılıklar sona erer.
Haydar Baş Türkiye'nin son şansı!
Dünyanın tek şansı…
Türkiye'de gerek ekonomi, gerek İslami, gerekse insanı ve siyasi, ne mesele var ise hepsine bir Baş yeter. Türkiye'nin çözümü Haydar Baş'ta… Vallahi hamaset yapmıyor, gerçeği haykırıyoruz, sesimizi duyun!