Dün 10 Kasım'dı.
Ata'mızın ölüm yıl dönümü…
Gelenek değişmedi, Trabzon'da Atatürk için mevlid okundu.
BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, bir çığır açtı. Bundan sonra kartopu gibi bu gelenek büyüyecek ve yaygınlaşacak. Partiler, sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar, bu yolda yürümeye devam edecekler.
Atatürk konusunda bu ülke, bir devrim yaşıyor. "Atatürk'e karşı dini, dine karşı Atatürk'ü kullanma tezgahı", Baş Hoca'nın, Hoş Geldin Atatürk eseriyle çökmüştür.
Devrim, insanların gönüllerinde gerçekleştirilen değişikliğin adına denir. İnsanların kafa ve gönüllerini değiştirmeden, baskıyla bir şey yaptıramazsınız. Atatürk bu ülkede gizlendi, saklandı.
Evet Atatürk, bu ülkede heykelleri dikilerek gizlendi. Heykel de olsun, ayrı konu… Onun tezleri, anti-emperyalist duruşu, tam bağımsızlık yanlısı olması, dindar kişiliği, maalesef hep gizlendi.
Manevi kızının okuduğu ezana ağlayan, ramazanda hafızlara Kur'an okutan Atatürk, Hoş Geldin Atatürk ile ortaya çıktı.
Sadece bu kadar da değil;
Atatürk'ün hafız olduğu, Bektaşi Dedesi olduğu, en önemlisi de seyyid(soyunun peygambere dayandığı) ortaya çıktı. Onun soyuna laf eden soysuzlar, ortaya çıkan şeceresi karşısında, ne diyeceklerini şaşırdılar.
Soysuz, soysuzluğunu yine yapar ama Hoş Geldin Atatürk'ten sonra, bu çok kolay değil. "Hangi Atatürk" eserinin sahibi rahmetli Attila İlhan, eğer bugün yaşamış olsaydı, Hoş Geldin Atatürk eseri için "işte Atatürk bu!" derdi.
"Ulusal duruşun merkezi Haydar Hoca olacak" sözünde, gerçekten de, ne kadar haklıymış. Bunun bir övgüden ziyade hakikat olduğunu, bütün bir Türkiye yaşıyor.
"Yanlış kişiler Atatürk'ü anlatarak, Atatürk'e zarar veriyorlar" sönünü de, unutmayalım. Atatürk, ilk defa doğru bir kişi tarafından anlatıldı. Son derece stratejik, bir hamle…
Zaten Türkiye'nin sorunu, yanlış kişilerin Atatürk'ü ve yanlış kişilerin İslam'ı anlatmasıdır. Araştırın, Atatürk'ü anlatanların bir kısmı Türk değil, İslam'ı anlatanların bir kısmı da Müslüman değil!
Bir kesim Atatürk veya Atatürkçülüğü, kadın kıyafeti üzerinde tanımlarken bir başka kesim, İslam'ı erkek kıyafetine mahkûm etmiştir. Bir kesimden Atatürk sorulur, bir kesimden din sorulur oldu.
Atatürk ve din, tekel oldu, bu kesimlerin ellerinde… Bunlara sorulmadan ne Atatürkçü olunur, ne Müslüman!
Bu iki kesim, birbirinden beslenirler. Ve ne yazık ki, bu iki kesimin kavgasından millet çok şey kaybetti. Ülkenin kaynakları, bu iki kesimin kavgalarının gölgesinde ecnebileri akıp gitti yıllarca.
Nerede, Çevik Bir'ler?
Nerede, Şükrü Karatepe'ler, Şevki Yılmaz'lar?
Nerede o mücahitler(!) şimdi?
Hep zengin oldular, müteahhit oldular.
İmamhatip kavgası yapanlar, çocuklarını ecnebi okullarında okuttular, Papaz okulunda okutanları bile oldu.
İslam'ı getireceklerdi, Papa'yı getirdiler, hırsızlık, yolsuzluk ve yoksulluk getirdiler. Fuhuş getirdiler, zinayı getirdiler(zinayı suç olmaktan çıkardılar).
İki tarafın da oyuncuları, rollerini iyi oynadılar. Ama hep Atatürk ve din üzerinden oynadılar. Bu oyun bozulmak zorunda. Aksi taktirde, ne üzerinde oturduğumuz toprakları, ne kaynaklarımızı, ne de milletimizi koruyabiliriz.
Atatürk'ü, "Gardırop Atatürkçüleri"nden, dini de "dincilerden" kurtarmak zorundayız. Atatürk'e sahip çıktığımız gibi, dinimize de sahip çıkmak zorundayız.
Neden mi;
ABD'nin "İslam" diye dünyaya CIA eliyle servis ettiği, Ilımlı İslam, Siyasal İslam ve Radikal İslam ürünlerini, toplum bünyesinden çıkarmalıyız.
AKP iktidarı Ilımlı ve Siyasal İslam ittifakıydı. Bu ittifak bozulsa da, tehlike geçmiş değil. Bakın FETÖ şokundan sonra, insanlar dinden uzaklaştı. AKP politikaları da ne yazık ki, insanları dinden soğuttu.
Detaya gerek yok. Ateistlik, deistlik, toplumu, Türklükten kopardı, koparmaya devam ediyor. Bugün, "din" dediğinizde, dindar insanlar bile rahatsız olur durumdaysa, ABD'nin bir başka projesi yürürlükte demektir.
Emperyalizm din üzerinden savaş verirken, Evangelistler Beyazsaray'ı elegeçirmiş durumdaysa, siz, dinden soğutulmuş bir toplum ile neye nasıl karşı koyacaksınız.
"İslam, Türk milletinin milli dinidir", Baş tespiti, iyi irdelenmeli.
Eğer siz, topraklarınızı korumak için şehitlik ve gazilik inancını referans alıyorsanız, bu millet İslam'dan çıkarken, yerine neyi koymayı düşünüyorsunuz?
Hünkar Hacıbektaş-ı Veli ve Atatürk gerçeği, Türk milletinin dini ve milli kimlik kodlarıdır. Atatürk hem milli ve hem dini bir kimliktir, bu böyle biline…
Türkiye, Prof. Dr. Haydar Baş'ın bütün tezlerini, devlet politikası haline getirmeli. Milli Devlet Sosyal Devlet tezi, Milli Ekonomi Modeli tezi başta olmak üzere, Ehl-i Beyt İslam anlayışı… Hoş Geldin Atatürk, ders kitabı olmalı.
Millet ve devlet ancak o zaman fabrika ayarlarına dönebilir. Emperyalistlerin "İslam" diye piyasaya sürdüğü batıl karşısına, Ehl-i Beyt İslam ile çıkmak zorundasınız. Aksi takdirde, Türkiye'de ve dünyada bizi yeni tehlikeler bekliyor.
Müslümanlık dünyada "terör" olarak algılanır, Türkiye'de ise "FETÖ" olarak… Ve FETÖ, ancak bu şekilde temize çıkar. Her örtülüye, her namaz kılana "FETÖ" damgası tuttu bile. Oysa FETÖ'nün ne namazla işi var, ne örtü ile…
Demek istediğim çok iyi anlaşılsın!
Haydar Baş eserleri, buna kadrosu da dâhil, bu yeni tip emperaylizme karşı, tek anti-emperyalist duruştur. Yeni haçlı zehrine karşı, tek panzehirdir…
Haydar Baş'sız Batı'ya karşı koymak imkânsız. Rusya, Çin gibi ülkeler, onun para formulü ile dolara karşı dururlarken, sen, Türkiye'de halen onu yok sayarak, görmezden gelerek ve hatta karşı durarak, ancak emperyalizme ve kuklalarına hizmet edersin.
Haydar Baş;
Devlettir.
Haydar Baş, millettir. Haydar Baş ak saçlıdır, Hoca Ahmet Yesevi'dir. Haydar Baş, günümüz Çanakkale'sinde, Sakarya'sında eli kalemli, Atatürk'tür.