Kapitalizmi eritip Ergenekon'dan çıkacağız!

17 milyon kilometre karelik toprağa sahip olan Rusya’nın nüfusu, toprağa göre oldukça az. Nüfusu gittikçe yaşlanıyor. 15 yıl önce nüfus artışını teşvik etseler, bunun için kaynakları yoktu. Rusya’nın imdadına, Prof. Dr. Haydar Baş yetişti.

Ne yaptı Haydar Hoca?

2005 yılında, “30 yılda yazdım” dediği, Milli Ekonomi Modelini piyasaya sürdü. Türkiye için yazılan tez, Türk milletini zengin etmek için yazılmış kitap, Rusya için kurtuluş oldu.

“Yemeyenin malını yerler!” mi diyelim, “kime niyet, kime kısmet!” mi diyelim, velhasıl Türkiye’ye nasip olmayan, Türkler hariç, herkese nasip oldu. Vatandaş, “nerden verecek!” diye sırıtardursun, Rusya, her gün Baş Tez’den bir kod çözüp, uygulamaya geçiriyor.

İki üç gün öncesinde hepimiz okuduk, Rusya doğum ikramiyesi olarak 50 bin liraya yakın gelen bir parayı, dünyaya çocuk getiren ailelere veriyor.

Bizimkiler gibi gelin hanımın eline sadece, evlilik cüzdanı vermiyorlar. Kuru kuruya “3 çocuk” demiyorlar. Nüfus artık bütün dünya için, çok önemli oldu. Milli Ekonomi Modeli’nden önce dünya nüfus artışına karşıydı.

Haydar Hoca, dünyanın aklını değiştirdi. Nüfusa olan, bakış değişti. Nüfus artışının ekonomileri batırmadığı tam aksine, nüfusun ekonomilere önemli bir katkı sağladığı, Sayın Baş’ın teziyle ortaya çıktı. 

Diyanet, bir grup aç gözlüyü doyurma uğruna faize “helal” derken, Baş Hoca “Rızık Allah’tandır” hakikatini, Ruslara öğretti. 

Kaynaklar sınırlı” ne demek!

Yaratıcı “cimri” demek, haşa!

“İnsanları yaratmış ama rızkını vermemiş” demek!

Allah’a suç atmaktı, aslında…

Baş Hoca önce, Allah’a atılan iftirayı, durdurdu.

 “Kaynaklar Sınırsız” dedi. 

İşin acı tarafı, Müslümanlar nasıl inanır “kaynaklar sınırlı” yalanına!.. Oysa inandıkları kitap “Allah’ın nimetlerini sayamazsınız” buyurur. Sayılamayan şey “sınırsız”dır. Sayılar sınırsızdır. Tam sayılar, doğal sayılar, hepsi sonsuzdur.

Matematikçi olduğumu hatırladım ama neyse!…

Kısacası, Haydar Hoca, bütün ezberleri bozdu. Ekonomiye bakışı değiştirince, nüfusa bakışta değişti. “Kaynaklar Sınırlı” yalan tezi yüzünden insanlık, çok kara günler gördü. Güçlü olanların kaynaklara çöküşünü izleyip durdu, yıllarca…

Koskoca Rusya’yı değiştirdi, Haydar Hoca!

İşgal eden Rusya yerini, el tutan Rusya aldı!

Emperyalist devletler zayıf ülkelerin elindekini, halen almaya devam ediyor. Kaynak savaşları olanca hızıyla sürüyor.  Durması için Haydar Baş tezinin, dünyaya hakim olması gerekir. Dünyanın bugün yarısı, bu tezlere kavuştu.

“Milli Para” gerçeğini kavradı, ülkeler dolara sömürülmemenin yollarını, kendi milli paralarıyla ticarette buldu. Acı olan şu ki, “Türkiye’nin bir milli parası yok. Türk Lirası milli değil. Çünkü emek ve üretim karşılığı yerine, alınan sendikasyon kredileri karşılığında basılmış tercüme paradır”.

Kim söylüyor?

Tabi ki,  Haydar Hoca…

Su akar ,Türk bakar” sözü biz Türkler için söylenmiş, acı bir sözdür. Rusya nüfusunu artırmak için, ülkemizin güzide bir insanının sözlerine kulak verirken, “Doğum İkramiyesi” gibi önemli bir karara imza atarken, bizler sadece bakıyoruz.

“Tüketim kaynaktır” Haydar Baş görüşü, dünyaya yeni bir yol çizerken, Çin onca nüfusa rağmen, bu gerçeğin varkına varıp, nüfusu azaltmak yerine, çoğaltma seçimini yaparken, Türkiye “faiz” açılımı yapıyor.

“İslam’ı getireceğiz!” diye yola çıktılar, geldikleri son durak faizi getirmek oldu. Bundan önceki durakları da  “zinayı” ve “domuzu” getirmek olmuştu. Papa’yı getirmelerini, saymadık bile!

İslam’ı getirsinler demedim, yanlış anlaşılmasın. İslam gelmez zaten, yaşanır. Bunların doğumu bir kere özürlü… Hocaları bunları izlesin de, bari mezarında görsün gerçekleri… İslam gelir mi kardeşim!

İslam’a gidilir.

Artık yeter, çeyrek asırdır ellerinden çekiyor bu millet.

Bir şey getirmesinler daha, lütfen gitsinler!

ABD’nin “İslam” diye başımıza geçirdiği “çuval”, artık delinsin, nefes alamıyoruz. Ellerinden sadece bizler çekmedik, bütün bir coğrafya çekti. Hayvanlar, ormanlar, dağlar, akarsular bile ellerinden çekti.

Etrafa bakın, komşuların başı hep, bunlarla dertli. Çünkü bunlar İslam’a değil, siyonizme “evet” dediler. Yetmedi, emperyalizme “evet” dediler. Kapitalizmi “din” diye giyip,  “yeşile” boyadılar. İnsanlar, çöplerde ekmek arıyorlar. Su faturasından, yüzlerini yıkamıyorlar. “Elektrik az gelsin” diye karanlıkta oturuyorlar. Akşamdan uyuyorlar, doğalgaz faturası kokusundan.
Doğalgaz faturalarının tadı nasıldı, bu arada!
 

Bu halka acınmaz ama elin Rus’u keyfine bakarken, benim zoruma gidiyor. Rus çocuğu dünyaya gözünü 50 bin lira artı ile açarken, Türk çocuğu, 100 bin lira borçla açıyor.

Bunun sebebi, beyni evde bırakıp sandığa gitmek!
Suçlu kim;
Bir torba kömüre ülkeyi satanlar!
Kendilerini partilerine, partilerini ise NATO’ya bağlayanlar!
AB’ye, ABD’ye bağlayanlar!
İktidar “nimeti” uğruna susan, bütün sahte hocalar!

Oysa her şey o kadar basit ki, sandıkta, önce “Milli Ekonomi Modeli” çıkacak. Sonra, “İş ve Aş” ve zenginlik olarak 80 milyona dönecek. 6 ayda, ülke cennete dönecek. 

Kapitalizmi eritip, Ergenekon’dan çıkacağız!
 

Ülke açlıktan ve yoksulluktan kurtulacak. Türkiye içine düştüğü/düşürüldüğü zifiri karanlıktan, ancak Baş ekonomi meşalesiyle çıkabilir.
Kraliçe parası Türk'ü ölüme götürür!

Kapitalizmi eritip Ergenekon'dan çıkacağız!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön