Batı cephesinde değişen bir şey yok. ABD, PYD'ye silah vermeye devam ediyor. Türkiye ise maval okumaya!
PYD'ye silah veren bir ülkeye gidiyoruz ama PYD'ye düşman olan Suriye ile bir temasımız dahi yok. İstediğiniz kadar, BM'de İsrail ve ABD aleyhinde konuşma yapın. Ben yürüyen projeye bakarım.
BOP yürümeye devam ediyor. İktidar, BOP'a karşı somut bir eyleme halen geçmiş değil. Suriye'nin parçalanmasına engel olmadığı gibi yardımcı oldu. Meşru Suriye hükümetini, “düşman” ilan etti.
Sanki Suriye hükümeti, kendi topraklarında PYD'yi devlet yaptı. Doğru, soğuk savaşın getirdiği, Suriye'nin bir Beka Vadisi ihaneti oldu. Dün o ihanet, bugün kendilerine döndü. Bu da işin başka bir cephesi…
Ancak dün, dünde kaldı. Devlet hafızası unutmasın, kaydında dursun bazı şeyler ama köprü altında çok sular aktı. ABD göstermelik kavga altında BOP yürüyor, bunu anlatmaya çalışıyorum.
BOP Eşbaşkanı olmuş bir iktidardan, BOP'a karşı bir eylem elbette beklemiyoruz ama ola ki, bu konuda da, "kandırılmışlar" şimdi ise “uyanmışlar” diye düşünmek istiyoruz. Çünkü AKP içinde FETÖ ayrıldı. İngiliz takımı da ayrıldı. Kalıntıları olabilir bu ayrı konu…
Yani artık gerçekten, devlet aklının bir koruma refleksi içine girmesini, iktidarında bu doğrultuda gönülden olmasa bile peşlerinden sürüklenmesini, kendi sonları için de “hafifletici sebep” olur diye, düşünmelerini istiyoruz.
CHP içinde bile "komşumuz PYD olsun!" sesleri yükseliyor. Hal böyle iken, BM'de gösterilen İsrail haritaları, hiç bir şeyi ifade etmez. Eğer, İsrail-PYD ilişkisini görmüyorsanız…
Hulusi Akar'ın "Suriye'nin kuzeyinde de,Irak'ın Kuzeyi'nde olduğu gibi üsler kurmayı düşünüyoruz" mealindeki sözleri, oldukça manidar. Bu,"Irak'ın Kuzeyi'nde ne yaptıysak, Suriye'nin kuzeyinde de aynı şeyi yapacağız" itirafıdır.
ABD, Barzani'yi kucağımıza verdi ve Türkiye'nin kollarında büyüttü. Aynı şeyi Suriye'nin kuzeyi için de istiyor. Barzani, inşaat meraklısı AKP'ye saraylar bile yaptırdı. "Suriyelilere ev yapacağız" sözünü, Akar'ın açıklamalarıyla birlikte düşünürsek aslında, lazım olan bir "açılım", o da zaten yolda.
HDP önünde, "açılım" reyonu çoktan devreye sokuldu. Hükümetin bakanı bile HDP kapısında oturduktan sonra, "cin şişeden çıkmıştır". Yakında ortalığı "cin" basar artık!
AKP Genel Başkanı Erdoğan, ne zaman İsrail aleyhinde konuşsa, insanın aklına "eyvah yine ne verdiler?!" sorusunu getiriyor. ABD ile ilişkileri örtmede, ABD ve İsrail karşıtı açıklamalar, ne yazık ki halen prim yapıyor ülkemizde.
Türkiye'de en fazla uçuş, İsrail'e oluyor, haberiniz var mı? İsrail halen Kürecik'ten korunuyor. ABD'nin Türkiye'de bütün üsleri tıkır tıkır işliyor. "Kahrolsun İsrail!" sloganları da acayip yutuluyor. "ABD'nin yaptıkları müttefikliğe sığmıyor" açıklamaları hele, tam Aziz Nesin'lik.
“Kürtlerin Türklerin bir boyu olduğunu, dinde de, kanda da kardeş olduğumuzu" söylediğimizde, en fazla, bazı “ülkücülerle”, Barzaniciler kızıyorlar. "Kürtlerle Yahudiler akraba!" siyonist tezine ise iki tarafın da sesi çıkmıyor.
Ne yazık ki BOP yürüyor!
Irak bölündü. Suriye bölünüyor. Türkiye, "açılım" saçılım içinde bölünmeyi bekliyor. İran ise emperyalistlerin masasında… Bunun için belki Trump’ın azli gerekiyor. Öncelik İran mı, Türkiye mi göreceğiz. İran parçalansın, Türkiye an meselesi.
İran'ı parçalamada “Türkleri”, Türkiye'yi parçalamada “Kürtleri” kullanacaklar. İran'ı parçalamada kullanılan “Türkler” ile Türkiye'yi parçalamada kullanılan “Kürtler” arasında, hiç bir fark yoktur.
Bazı “ülkücüler” ne kadar “kullanışlı” fark ettiniz mi!
Türkiye-İran, Rusya ve Çin ekseninde kullan!
Aklımızı başımıza devşirip, Atatürk'ün İran ile ilişkilerini örnek almalıyız. Atatürk'ün Ortadoğu politikasını öğrenelim. Onun, Rusya ile ilişkilerine göz atalım. Emperyalist güçler yerine, kimlerle ittifaklar kurduğuna bakalım.
Davutoğlu ile düşürüldüğümüz, "stratejik" bataklıktan, Atatürk aklına dönerek, kurtulabiliriz. Hoş Geldin Atatürk, samimi olana, iyi bir klavuz olur. Klavuzu ABD olanın, burnu BOP’tan çıkmaz.