Bu kitap bir milletin yol haritası

Okurlarımdan, hepsi birbirinden kıymetli değerlendirmeler gelmeye devam ediyor. Hepsine minnettarım. Her biri akıl ve gönül planında yaşadıklarını ortaya koyuyor, gördüklerini samimiyetle aktarıyor. Zamanı geldikçe bu değerlendirmelerin tamamını paylaşacağım. Ancak bugün, değerlendirmelerine ve tahlillerine çok güvendiğim bir insandan gelen bu mektubu dikkatlerinize sunmak istiyorum.

Hayatımda onun kadar çok okuyan bir insana rastlamadım. Üstadım Prof. Dr. Haydar Baş’la tanıştırdığımda, kendisi için “Çok zeki ve üstün bir kabiliyet”  diye buyurmuştu. Hakikate Adanmış Hayat kitabını iki günde bitiren bu insanın değerlendirmesini, duyduğu heyecanla birlikte sizlerle paylaşıyorum:

“Oğlum, bu kitabı sen yazmazsan kimse yazamaz” sözüne de tanıklık etmiş bir dostun olarak, seni bütün içtenliğimle tebrik ederim.
O muhteşem yarım asırlık tarih özeti nedeniyle değil… Kendine özgü üslubun, tahlillerin ve benzetmelerin nedeniyle de değil…
Ya dostum, sen adeta Haydar Baş’ı yeniden diriltmişsin; fikir olarak, düşünce olarak, duruş olarak…

İnanılmaz bir özenle muhteşem bir biyografi bırakmışsın. Biyografi yazmak en zor iştir; öykü, deneme ya da roman gibi değildir. Çoğu zaman okuyucu için sıkıcı da olabilir. Fakat sen, hakkını vererek o usta kaleminle gelecek nesillerin ilgiyle okuyacağı nefis bir eser ortaya koymuşsun. Bunun için tebrik ediyorum.

Bir doktora tezinde bile bu kadar hassasiyet ve özgün sistematiğe az rastlanır. Teşekkür ederim, Allah senden razı olsun.

Şunu da özellikle belirtmek isterim:
Sana ve senin gibi birkaç değerli insana karşı gösterilen kıymet bilmezlik ve vefasızlığa karşı, yüksek insani standartlarına yaraşır bir cevap olmuş bu kitap. Sana yakışanı yapmışsın, seni tebrik ederim.

Abraham Lincoln’ün dediği gibi: “Bir insan ölür ama fikirler ölmez.” Sen, bir doktora tezinden daha titiz ve büyük bir emekle kalıcı bir eser ortaya koyarak bu davaya en büyük hizmeti veren kişi oldun benim nezdimde.

Ben Haydar Hoca’yı ilk kez St. Petersburg’dayken, bir yabancı firmanın proje müdürü olarak görev yaptığım dönemde tanıdım. 2013’teki Duma konuşmasını Rus basınında okuyunca dikkatimi çekti. Ne yazık ki tanışmamız, vefatından sadece bir yıl önce gerçekleşti. Ama sen, benim gönlümdeki Haydar Hoca’yı anlatmışsın dostum.

Türk Kurtuluş Savaşı’nın en zor ve umutsuz günlerinde, Atatürk’ün yanında duran ve O’na son nefesine kadar destek veren Üsküdar’daki Özbekler Tekkesi Şeyhi Ata Efendi gibi… Sen, işte o ruhla yaşayan “Kuvvacı” Haydar Hoca’yı anlatmışsın. Senin tabirinle: Hoca, Atatürk’ü anlatmışsın.

Bu işin öyle birkaç ezberle ve kuru sloganlarla olmayacağını adeta gözümüze sokmuşsun! İşte bu yüzden yalnızca kendi adıma değil, bu memleketin geleceğinden endişe duyan ve kitabı okuyacak herkes adına sana can-ı yürekten teşekkür ediyorum.

Dostuma teşekkür ederken önemine binaen şu hatırlatmaları yapmak isterim:

Prof. Dr. Haydar Baş’ın hayatını ve mücadelesini anlatan Hakikate Adanmış Hayat, yalnızca bir biyografi kitabı değil; aynı zamanda bir hakikatin izini süren, bir milletin değerlerine ışık tutan bir eserdir. Bu kitap, fikirleriyle, mücadelesiyle ve adanmışlığıyla bir ömrün hikâyesini ortaya koyarken, aynı zamanda okuruna “Ben kimim, nereye gidiyorum, neyin mücadelesini vermeliyim?” sorularını da sorduruyor.

Kitap, bir liderin portresini çizmenin ötesinde; bir dava adamının düşüncelerini, yaşadığı dönemin sancılarını, ideallerini ve millet sevdasını satır satır aktarıyor. Her sayfası, sadece bir hayatın değil, bir hakikatin şahidi oluyor.

Okumaya başlayan herkes, yalnızca bir biyografi değil, bir yol haritası buluyor. Bu yönüyle eser, sıradan bir kitap değil; aynı zamanda bir davetin, bir çağrının, bir davanın taşıyıcısı.

Bir okurun şu sözleri ise kitabın bıraktığı tesiri çok iyi özetliyor:

“Bu kitap sadece okunmuyor, yaşanıyor. Prof. Dr. Haydar Baş’ın hayatını satır satır okurken kendi hayatımı, kendi sorumluluklarımı da yeniden düşünmeye başladım. Bana unuttuğum değerlerimi hatırlattı. Kitabı bitirdiğimde sadece bir ömür anlatısını değil, aynı zamanda bana yön veren bir pusulayı da elime almış gibi hissettim. Bu kitap, bir liderin hayatından çok daha fazlası; bir milletin yol haritası.”

Bu kitap bir milletin yol haritası
Başa dön