Hırsızın biri, hoca olmaya karar vermiş. Çekmiş cübbeyi, takmış sarığı, oldu hoca!Çakma hoca!Hırsız hoca veya hoca hırsız? Fark etmez, hırsızın başta veya sonda olması!Ülkemizde de var, cübbe sarık hocaları? Adamın sırtından cübbeyi, başından sarığı al hocalığı biter. Cübbe, sarık işe "derinlik" katıyor! Geçenlerde bir tanesi, "peygamberimiz aynen benim gibi giyinirdi" diyor. Çüş yani ha?Ebucehil'inde, sarıklı- cübbeli olduğunu es geçiyor köfte oğlu!Az kalsın unutuyordum. Bir kaç ay önce sempozyum düzenlenmişti. Hindistan'ın köylerinde sarıklı-cübbeli herifleri getirip Türkiye'de, müçtehit imam diye tanıttılar. Adamlar kokuyor, yüz metre yakınlarına yaklaşamazsınız. Besici kardeşlerimiz içleri gereği, gübre kokarlar malum. İnanın, onlar bu Hintlilerden daha temiz kokuyor. Asla küçümsemek için söylemiyor, bir durum tespiti yapıyorum. Yani âlimlik, hocalık o kadar ayakaltı oldu ki, anlatamam. Yunus bunlardan çok çekmiş olacak ki "dervişlik dedikleri olsa idi tac ile hırka/ Bizde alırdık otuza kırka" diyivermiş. Yine "dervişlik dedikleri tac ile hırka değil/ Gönlünü derviş eden hırkaya muhtaç değil" sözü bu gün dahi geçerliliğini koruyor.Ölçüleri çul-çaput olanların saçmalamada sınır tanımadıklarını görüyoruz.Neyse biz çakma hoca hikâyesine devam edelim.Hırsız; sarığı, cübbeyi kapıp gözüne kestirdiği köye doğru hareket etmiş. Köye vardığında "köyünüzün yeni hocasıyım" demiş. Hikâye bu ya?Eskiden şimdiki gibi böyle diploma filan sorun da yokmuş. Online atama da?Bir memur tayin edildiği yere gider, ataması birkaç ay hatta bir sene sonra gelirmiş. Bunu fırsat bilmiş olmalı hırsız!Köye girer girmez, herkese "selam aleyküm!" demiş. O zamanlar selam, şimdi ki özel anlamlı değilmiş tabi!Köylüler, çakma hocaya, sadece bağrını değil, gönlünü ve evini de açmışlar. Derken, hoca birkaç gün içinde, bu köyden biri gibi olmuş. Maaş bağlanana kadar köylülerden, kendilerine bakmasını istemiş. Köylülerde toplanmış ve hocaya bir maaş belirlemişler. Çakma hocanın keyfi yerinde ama hırsız olduğu için, birkaç ay sonra "geçinemiyorum" diye mızmızlanmaya başlamış.Hırsız öyle bir maaşa filan, talim eder mi? Gel zaman git zaman, köy camisinde bir şeylerin kaybolduğu söylentileri yayılır. Eskiden köy camilerine, o köyün genç kızlarının kökboyası- el dokuma halıları serilirdi.Tabi bu halılar şehirde iyi de para ediyor. Hırsız bilmez mi?Her gün, güzel kökboyalı el dokuması halıların, biri eritilir! Kimsenin aklına, çakma hoca gelmez. Ee, nasıl gelsin? Adam o kadar "Allah" diyor. İçlerinden hocanın hırsız olabileceğini geçirip şüphe edenler, varıp anında tövbe ediyorlar. Kalbimizden hocanın hırsız olduğunu nasıl düşünürüz diye?Yanlız köyün cin fikirli üç kafadarı, yatsı namazından sonra camiye saklanmaya karar verip beklerler. Saat gece yarısını geçtikten sonra, kapı açılır. Hem de Allah'ın selamıyla? Gözlerine inanamazlar. Çakma hoca "selam aleyküm Allah'ın evi" diye içeri girer ve halıyı dürmeye başlar.İçerdekiler, kazma sapıyla hırsızın belinin ortasına, bir tane indirir. Çakma Hoca, anında namaz moduna geçer. Rukü'dan kalkıyor gibi yaparak " semi allahu limen hamideh" der ve doğrulur. Tabi köylüler yemezler. Çünkü tam çalarken yakaladıklar. Hoca ne dese boş artık? Hırsız adalete teslim edilir ve köy rahat bir nefes alır. Kıymetli okurlar!Bu yaşanmış bir hikâyedir. O zamanın hırsızı da insaflıymış! Sadece halılara göz koymuş. Ya şimdi? Aman Allah'ım!Şunu söylemem gerek,bu çakma hoca şuanda yaşamış olsa ve seçime girse büyük farkla kazanır!Yanlış anlaşılmasın artık ülkemizde çalamayan kazanmıyor galiba. Öyle bir insanki, tek suçu temiz olması ve çalmaması, ağzıyla kuş tutsa seçilmiyor. Düşünsenize "yürütme" işi bu gün yaşansaydı, yürütmeyi durdurnaların başlarına gelecekleri düşünmek bile istemiyorum. Onlara kimse inanmazdı.Hele bir de; böyle kelli- felli yazarların yorumları, romancıların sözleri, İslamcıların belli oranda hırsızlığa cevaz veren fetvaları, hukuku bir kenara bırakan "hisçileri", falcıları, Koru'cuları dinleseler di kafaları karışır, çakma hoca en az otuz yıl o köyü çalardı. Bırakın halı-kilimi, köyü toptan yutardı.Allah beterinden korusun!Köyün verilmiş sadakası varmış! Çakma hoca Allah'tan bekârmış da, ne hatunu, ne uşağı yürütme işine dahlolmuş. Bir de onlar eritme işine girselerdi. Köy sıfırlanırdı alimallah!Neyse ben kaçtım!Selam aleyküm babacım!
Selam aleyküm babacım!