2023’te Cumhuriyetten, 2071’de Vatandan olabiliriz

İktidarın niyetini okuyamayız ancak bugüne kadar gösterdikleri hedeflere, gittikleri yola, yaptıkları icraatlara bakarak yeni hedeflerini tahmin etmek zor olmasa gerek. “Üstte din iman, altta han hamam” edebiyatı ile dış taleplerin iç pazarda alıcı bulması bu güne kadar başarı ile sağlanmıştır.

AB’nin uyum yasalarının çok hızlı çıkarılması sonucunda dönem başkanı “AKP tarih yazıyor” methiyelerinde bulunmuştur. İlk beş yılını AB’nin talepleri doğrultusunda değişiklikler yaparak geçiren iktidar, Başkentin Brüksel, Milli Marşın AB marşı, sınırların AB sınırları, para biriminin Euro olacağı kısaca T.C.’nin tarih olacağı bir süreçte hızlıca ilerlerken kapıdan içeri alınmadığı için bunlar tam anlamıyla sonuçlanmamıştır.

Her şeye rağmen AB’den içeri alınmayan ülkemiz; milli unsurlarından bundan sonra da soyunmaya devam etmiştir. Milli bayramların kaldırılması girişimi, şimdilik sönük kutlamalarla yok olması zamana bırakılmış, bayrak ve çelenk savaşları ile bu milli günlerimiz son çırpınışlarını yaşamaktadır.

AKP gittiği bu yolda “durmak yok, yola devam” derse, Yeni Anayasa ile Yeni Türkiye dedikleri federatif yapıya kavuşur ya da Türkiye Cumhuriyeti yerine “Türkiye Birleşik Devletleri”ne dönüşürse, 2023’te yani Cumhuriyetin 100. yılında Cumhuriyetten mahrum olacağız.

Gelelim 2071 hedefine…

1071 yılı Türklerin Anadolu’ya giriş tarihidir. Bir başka ifade ile Türkler, Romen Diyojen komutasındaki Bizans ordusunu, Malazgirt Meydan Muharebesi’nde Sultan Alparslan’ın öncülüğünde yenerek bu toprakları vatan yapmıştır.

Buna karşılık Batının Şark Planı yüzyıllardır süregelmiş, Türklerin girdikleri kapıdan çıkmaları hedeflenmiştir. Sevr başta olmak üzere, şu anda devam eden PKK oluşumları hep bu sevdanın ürünleridir. PKK ile müzakere eden iktidar, öte yandan Büyük Ermenistan, Büyük İsrail, Yunanistan’ın Megalo İdeası (Büyük Ülkü) ve Ekümenik Patrik iddialarını görmezden gelerek bu topraklar üzerinden hesabı olanları heveslendirmiştir.

Toprak satışları ve AB’nin ülkemizde yaşadığını iddia ettiği 36 etnik gruba hak verme talepleri, Batının Şark Planının sonuçlarıdır. Müslüman Türk milletinin adaleti, merhameti, şefkati ve Alperenlerin birleştirici ruhu, Ehl-i Beyt’in nuru ile 72 milleti kardeş yapan, Türk yapan “has maya” bu taleplerle bozulmak istenmiştir.

Bu maya AKP eliyle bozuluyor. Tevhid aşısı ile hepsi Türk olan bu toprakların insanı, dinler arası diyalog ve medeniyetler ittifakı gibi Haçlı projeleri sayesinde bin yıl sonra “Hepimiz Ermeniyiz” yürüyüşlerine sahne olmuştur.

Kısaca 1071’de Anadolu kapıları açıldıktan sonra Ermenisi, Keldanisi, Süryanisi Ehl-i Beyt sevgisi ile Müslüman olmuş ve “Hepimiz Türk’üz” demiştir. Taki AKP gelene kadar… AKP geldikten sonra ise dinlerarası diyalog çalışmalarının devlet politikası olmasıyla, “sizin aslınız Rum, Ermeni, Süryani” denilerek önce milliyetlerine, sonra da dinlerine döndürme çalışmaları hız kazanmıştır.

Bu hız ve tempo ile değiştirme ve dönüştürmeler devam ederse, AKP eli ve dili ile 2071’de girdiğimiz kapıdan tam bin yıl sonra çıkmış olabiliriz.

Gürcistan’a gidip “Gürcüyüm” diyen ama bir kez olsun “Türküm” demeyen bir Başbakanın ve Türklüğe hakareti suç olmaktan çıkaran, Anayasasına Türklüğü yakıştırmayarak ayrılık unsuru sayan bir iktidarın, 2023 – 2071 hedefleri mahrumiyetten başka bir şey olamaz.

Batının taleplerini kendilerine hedef ve siyaset olarak seçen AKP’nin Cumhuriyetin 100. yılını ve Anadolu’yu gelişimizin bininci yılını “Cumhuriyetsiz ve Vatansız” olarak kutlamamak için gözlerimizi açmamız gerekiyor. Çünkü 2023’te Cumhuriyetten, 2071’de ise Vatandan mahrum olabiliriz.

2023’te Cumhuriyetten, 2071’de Vatandan olabiliriz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön