Suriye şehitlerimiz toprağa verildi.
Allah sabırlar versin ailelerine.
Milletimizin başı sağ olsun.
Şehit analarından biri, küçüklükten beri oğlunun Türk bayrağını çok sevdiğini söyledi. "Bana bir Türk bayrağı verin, bundan sonra bayrağa sarılıp uyuyacağım" dedi.
Bir başka şehidin evinde ise Atatürk köşesi varmış.
Vatandaş böyle: Bayrakla, Atatürk'le?
Ülke yasta, analar ağlıyor, vicdan sahipleri karalar bağlamış. Ama Rize belediyesi başka bir dertte?
Bu vatanı kurtaran, bu bayrağı ülke üzerinde dalgalandıran, devlet varlığını borçlu olduğumuz Atatürk'ün heykeli, ABD'nin Saddam heykelini kaldırmasına benzer bir nezaketsizlikle, Rize meydanında kaldırıldı.
Irak'ı anlarım ABD işgal etti.
Ya bize ne oldu!
Cumhurbaşkanı "seferberlikten", yeniden bir "kurtuluş savaşından" veya hortlayan Sevr'den söz ederken, Rize belediyesi seferberliği Atatürk'e karşı mı yapıyor?
Merak ettim doğrusu!
Şehit askerimiz bırakın sokağı evinde Atatürk köşesi kurmuş iken, siz Atatürk heykelini, bardak heykeline değişen zihniyete yazıklar olsun. Atatürk'e saygınız yok biliyoruz, peki şehide de mi yok!
Hani birlik beraberlik önemliydi!
Seferberliği bazıları Atatürk'e karşı mı veriyor ne. O meydana çay bardağı koydunuz da çayın kilosunu Rizeliden 10 liradan mı aldınız?
Ne gezer!
Bir kilo saman, bir kilo çaydan daha kıymetli? Rizelinin çayı ot bile etmiyor. Selim Kotil kardeşimin dediği gibi Rize meydanına bir balya saman heykeli konsun!
Atatürk düşmanlığı, İngiliz patentlidir. Ancak son yıllarda "Türkiye'yi Atatürk'ten kurtarmak gerekir" diyen CIA ajanı Graham Fuller'dir. Fuller, Gülen'in akıl hocasıdır. "Ilımlı İslam" Projesi sahibidir. Türkiye üzerine çok "özel" çalışmaları olan bir isimdir.
"Yeni Osmanlıcılık" fikri de bu herife aittir. Yani bizi BOP'un içine sokanların başında geliyor desek, yanlış olmaz. Gülen ile çok özel dostlukları olan Sait Nursi'yi göklere çıkaran önemli bir ajan.
İktidarın "Derin" tarihçilerinin de ilham kaynağıdır.
"Türkiye Atatürk'ten koparılmadıkça, bölünemez" diyen bu adam böylesi karanlık günlerde Rize'de miydi bilmiyorum ama fikri Rize'deydi. Fuller vincin başında değilse de, bu fikrin başında olduğu ortada.
Ülke yeni bir çıkış kapısına doğru ilerlerken, Sayın Erdoğan çok önemli "Rusya" adımı atarken, FETÖ tetikçisinin Rus elçisine saldırısı ile Rize'de heykel operasyonu arasında bir paralellik görüyorum.
Olabilir mi?
Niye olmasın!
Devletin polis elbisesini giymiş, devletin silahını beline takmış biri, ABD adına iş görüyor da, "belediye" elbisesi giymiş biri veya birileri, niye Fuller adına iş görmesin!
Heykel işi soruşturulmalı? Birlik beraberliğin bu kadar önemli olduğu bugünlerde, neden Atatürk heykeli kaldırılır?
Prof. Dr. Haydar Baş, "Atatürk vatandır" demişti. Atatürk'ü savunmak, vatanı savunmaya eşdeğerdir. Atatürksüz vatan da olmaz, vatan savunması da kimse kendini kandırmasın.
Zaten ülkemizde Fullergiller iki şeyi savunur:
Bir: Peygambersiz İslam!
İki: Atatürksüz Türkiye!
ABD'nin, Gülen'in, Fuller'in oyununa gelme Rizeli!
O heykeli getir, yerine dik!
Bardağı da öyle bir fırlat ki, ta Atlantik'te Fuller'in başını yarsın!
Bakın, hemşeriniz Sayın Erdoğan'ın yol haritası çoktan değişti. İyi okuyun.
Onun yolu Sevr'den değil, Lozan'dan geçiyor artık. Birlik, beraberlikten, milli bütünlükten geçiyor.
O derin tarihçilere değil, Türk tarihçilere inanıyor artık!
Rize farklı telden çalarsa, Sayın Cumhurbaşkanı "yalnız" kalır. Ajanlara değil, vatanseverlere inanın.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın danışmanı Cemil Ertem, CIA Türkiye masası eski şefi Graham Fuller'in, 15 Temmuz'da İstanbul'da olduğunu ve şaibeli yollarla 16 Temmuz'da bir komşu ülkeye kaçtığını yazmıştı.
Fuller gitti ama aklı ülkemizde!
Yapmayın, etmeyin!
Lütfen!
Akıl hoca Fuller olursa Türkiye gümler!
Allah korusun!