İçimizdeki “cemaat” yüzünden, bizi helak etme Allah’ım

Allah (cc) bir ayeti kerimede mealen “İçinizde hakkı tebliğ eden bir topluluk bir cemaat bulunsun” buyurmuştur. Bu neden ile Müslümanların cemaatler, topluluklar halinde, İslam’ı yaşaması bir ayrılık değil, bilakis bir zorunluluktur. Önemli olan bu topluluk veya cemaatin tevhit inancına, itikadına sahip olmasıdır. Ayrıca yaşayış ve çizgilerinin de milli ve dini bütünlük içinde olması gerekir ki dış güçler tarafından kullanılmasınlar.

İslam inancına göre sadece İslam Hak’tır, Allah katında din İslam’dır ayeti bu gerçeği ifade eder. İslam dışındaki bütün inanışlar, dinler batıldır. Bu İslam inancının temelini oluşturur, buna inanan Müslüman, inanmayan ise kâfirdir. Yani bu inanış Müslüman olanları bağlar, Müslüman olmayanları asla bağlamaz. Onların dini onlara, bizim dinimiz bizedir.

İslam dışındaki din ve inanışların da İslam gibi hak olduğunu söyleyen, “üç büyük din, ilahi dinler” veya “İbrahim’i dinler” adı altında dinlerin kardeşliğini iddia eden bir “cemaatin” onlarca yıldır var olduğunu hepimiz bilmekteyiz.

Bunların inanışlarına göre; “Yahudi ve Hıristiyanlar da cennete girecek, Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık arasında bir fark yoktur, akıl vahiyden daha üstündür. Sadece İslam haktır görüşü ırkçı bir yaklaşım ve hoşgörüsüzlük örneğidir. Müslüman kadın gayrimüslim ile evlenebilir, iman için Muhammedi kabul şart değildir, Allah’ı kabul iman, Muhammedi kabul kemaldir” gibi görüş ve düşünceleri Türkiye’de yazıp, çizdiler. Hatta dev salon programları ile geniş kitlelere duyurup, milyonlarca Müslüman’ın aklını karıştırıp, imanını çaldılar.

Merkezini Amerika’ya taşımış adı, “cemaat” ama henüz kendilerinin hangi dinin bir cemaati olduğu tam anlamıyla anlaşılamamış bu teşkilatın, ülkemizde din ve devlet alanında hangi icraatları yaptığını bilmek ve anlamak durumundayız. Önceden bazı kardeşlerimiz bizi bu konuda anlamaz, yapılan yanlışları anlattığımızda sözü ağzımıza tıkarak “kardeşlerin arasını açmayalım” gibi basiretsiz bir tepki koyarlardı. Şu anda ise “yahu bunlar kardeş değil, kalleşmiş” diyorlar.

Ülke meselelerinde ve milli konularda da çizgileri hep ecnebiden yana olmuştur. İsrail dokuz vatandaşımızı katlettiği zaman “İsrail haklı, kendini savunma da hakkıdır” dediler. Kucağında oturduğu ülkenin başkanı ile tıpa tıp aynı açıklamayı yaptılar. Irak işgalinde destek verdiler işgal güçlerine. İsyanların başlatıldığı Müslüman ülkelerde basın yayın kuruluşları ile ABD ve İsrail’in tarafı olduğu isyancıları desteklediler.

Şu anda ise Erdoğan Suriye’ye girsin diye ona baskı ve şantaj yaparak aleyhinde çalışmaktalar. Esasen Sayın Erdoğan’ın küresel güçlerin taşeronluğunu iktidar olarak üstlenmesinde en büyük neden bu “cemaattir.”

ABD ve İsrail’in devlet içindeki örgütlenmesinin adına eskiden “Kontrgerilla” ve ya “Derin Devlet” denirdi, galiba Şimdi ise “cemaat” denmektedir. Devletin tüm kurum ve kuruluşlarını ele geçiren milli elbiseli, ecnebi örgütlenmesinin spora kadar el attığını da hesaba katarsak, ne büyük tehditle karşı karşıya olduğumuzu varın siz düşünün.

Milletin gerçek yüzlerini görmediği bu “cemaatin” İslam’ı anlatmak, Hak ve hakikati yaşatmak, mazlumun yanında zalimin karşısında olmak yerine, zalimlerle ve küresel güçler ile el ele kol kola girerek, İslam dünyasına “Truva atı” olma görevi üstlenmesi, işgal ve isyanların merkezi olması milletimiz adına çok tehlikeli bir sonuçtur.

İçimizde ki bu “cemaat” yüzünden bizi de helak eder misin Allah’ım, diyerek onları yüce Allah’a havale ediyorum.

İçimizdeki “cemaat” yüzünden, bizi helak etme Allah’ım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön