“Kuku’nun çocukları şimdi İslamcı”

İki yıl önce bir eğitim kurumunda idarecilik yapıyordum. Eski bir veli kuruma geldi, bana göre kurumda daha eski idareci olan Ahmet bey bizi tanıştırdıktan sonra, “Birbirinizi seversiniz çünkü bu velimiz şu anda Türkiye’nin önde gelen düşünce kuruluşunda organizatörlük yapıyor, ilahiyatçı ve eğitimcidir” diye ekledi.

Ben adamın yüzüne baktım, hiç Müslüman’a benzemiyor ama ilahiyatçı! “Neyse benim görmediğim bir şey vardır” diyerek hüsnü zan içinde olmaya kendimi zorladım. Adam beni sevmedi ilk bakışta, ben de adamı…

Adam kısa bir süreliğine dışarı çıktı. Üç, dört idareci oturuyoruz, bizi tanıştıran Ahmet bey benim her hareketimi izleyen, mimiklerimden anlamlar çıkaran ve Türkçe konuşmamdan ötürü, sözlerime dakikalarca gülen imanlı, güler yüzlü bir şahsiyettir. Aynı zamanda Güneydoğu gazisi fakat ilahiyatçının faaliyetlerine de zaman zaman davet edilince katılan birisi.

Dedi ki, “Hocam sen bizim Başkanı sevmedin. Yüz hatlarından anladım, neden? Bu adam ilahiyat mezunu, yıllarca hocalık yapmış, dindar, her yerde İslam’ı anlatıyor, falan, filan…”

Dedim ki, “Ahmet Hocam, bu adamın Müslüman olduğundan emin misin?” Çok şaşırdı, “Yahu Hocam yapma Allah aşkına, adam imamlık dahi yapmış” deyince, ben de dedim ki, “Hocam bu adam yüz İlahiyat bitirsin fark etmez, Müslüman değil. Hatta soyun hiçbir önemi yok ama Türk de değil. Senin başkan kesinlikle Ermeni dedim.” Mehmet bey bana kırıldı.

Aradan birkaç ay geçti yine bir akşamüzeri bizim ilahiyatçı organizatör geldi, Ahmet bey de var. Mehmet bey, bizi tartıştırmak istedi ve ortaya soru sordu. İktidarın politikalarından başladık ve saatlerce konuştuk. Adama soru üstüne soru sorarak tüm sinir uçlarına dokundum ve tepki vermesini bekledim.

Kıbrıs davası için İlahiyatçı arkadaş, “Türkiye Rum’lara haksızlık ediyor, AKP’nin Kıbrıs açılımından memnunum“ dedi. Ne kadar milli mesele varsa hepsinden Türkiye’yi haksız buluyor. İktidarın tüm yanlışlarına ise dini gerekçeler bularak, onları aklayıp paklıyor.

Hayretle izliyorum sonra ben “Akdamar Kilisesi tamir edilerek ayine açılacak, bir ilahiyatçı olarak bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” diye sorunca, bundan çok memnun olduğunu söyledi.

Sonra bana dönerek “Siz Türkler var ya Anadolu’ya gelerek Rumları, Ermenileri hepsini kestiniz. Zorla Müslüman ettiniz. Şimdi bir özgürlük ortamı doğdu, bırakın da herkes aslına dönsün. Benim köyümün ismini T. C. zorla değiştirmiş, buna hakkı yoktur” deyince, ben de “Siz Türk değil misiniz, Müslüman değil misiniz, neden böyle karşı safa geçtiniz? Geç bu tarafa. Seni burada bulunan arkadaşlar seni yanlış anlayacak” dediğim de, diğer arkadaşımız “Türkler Ermenileri ne zaman kesti? Öyle şeyler tamamen iftira” diyerek kızınca ilahiyatçı “Bu topraklar Ermeni toprağı, bizler var iken sizler hiç yoktunuz” diye cevabı yapıştırdı.

Bu tartışmanın sonunda herkes büyük bir şaşkınlık içerisinde bir ilahiyatçının nasıl böyle konuşacağını merak ederek “Sen Müslüman değil misin, gerçekten hangi ırktansın? Evet, ırkın bir önemi yok ama merak ettik bu konuşmalarından sonra” deyince, kendini toplayıp “Ben Müslümanım ama bu arkadaşınız beni sorularla bu noktaya getirmiştir. Lütfen bu akşam söylediklerimi dikkate alamayın, unutun” dedi ve orada bulunan herkes bir şaşkınlık içersinde ayrıldı. Tabi ben şaşırmadım, artık emin oldum takiyyeci olduğuna…

Ahmet beyin kafası çok karışıyor ve organizatör, ilahiyatçı, düşünce kuruluşu başkanı bu kişiyi sürekli gözlemliyor. Bir gün bana telefon etti: “Hocam acil görüşebilir miyiz?” Ben de kabul ettim, buluştuk. “Ya Hocam! Bizim başkanın annesinin adı Kuku, her gün Haç’a tapan Hıristiyan bir aileymiş. Bizim Başkan İslamcı, ilahiyatçı ama dini Hıristiyan, ırkı Ermeni. Madem Hıristiyan ve Ermeni neden kendini gizleyerek şeriatçı ve İslamcı oluyor, bunu anlamıyorum? Bu düşünce kuruluşunu benim gibi İslam zanneden binlerce insan var, hepsi değişip dönüşüyorlar. Sizi dinlemeseydim ben de bunları çözemez, anlayamazdım” diye anlatınca, zaten sorunun cevabını da vermiş oluyordu, orası Hıristiyan ve Ermeni kuruluşu olmuş olsa bir Müslüman bu kuruluşa uğrar mı?

 Dedim ki, “Ahmet hocam insanın dini ve ırkı farklı olabilir ve bu herkesin kendini bağlar. Bunu asla eleştiremeyiz, kötüleyemeyiz ancak dini ve milli bütünlüğümüzü bozmak isteyenler dinci maskesi ile dolaşmaktalar. Yani senin anlayacağın Kuku’nun çocukları şimdi İslamcı görünüyorlar.”

“Kuku’nun çocukları şimdi İslamcı”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön