Söyle, bunları sana hep demedim mi?

Aralık gelince ben, Mevlana'yı hatırlarım. Yıllar öncesiydi. 87 veya 88'di. Konya'da Mevlana'yı anma gecesi var. İcmal Dergisi'nin düzenlediği konferansın konuşmacısı, Prof. Dr. Haydar Baş'tı. Soğuk bir Konya gecesinde, Baş Hoca'mız, içimizi ısıtmıştı.

"Ey Can!" dedikçe, ruhumuz canlanmış, can kuşumuzu bulmuştuk. "Müslümanlığın kâfirliğin dışında, uçsuz bucaksız bir ova"ya çıkarmıştı ruhlarımızı. "O ovada, sevdamız uzayıp gitmişti".

Ruhumuza en temel çivileri çakmıştı o gece. Gönüllerine sağlık…

Müteşekkiriz ona;

Bizi hakka çivilediği için.

Her türlü batıldan, uzak tuttuğu için.

Gerçeğin ta içinden, yüzdürdüğü için.

Her konu da, kendileriyle birlikte, bizi de haklı çıkardığı için.

Allah, sonsuz kez razı olsun.

"Mevlana" deyince, ben o geceyi ve Baş hocamı hatırlarım. Ve Mevlana'nın en çok sevdiğim şiirlerinden biri olan, o meşhur, " Demedim mi!" şiirini hatırlarım.

Her yıl Aralık ayında, bir "Demedim mi!"        yazısı mutlsaka yazarım.

 

Önce şiiri okuyalım dilerseniz:

 

Oraya gitme demedim mi sana,

seni yalnız ben tanırım demedim mi?

Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi ben'im?

 

Bir gün kızsan bana, alsan başını,

yüz bin yıllık yere gitsen,

dönüp kavuşacağın yer ben'im demedim mi?

 

Demedim mi şu görünene razı olma,

demedim mi sana yaraşır otağı kuran ben'im asıl, onu süsleyen, bezeyen ben'im demedim mi?

 

Ben bir denizim demedim mi sana?

Sen bir balıksın demedim mi?

Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın,

senin duru denizin ben'im demedim mi?

 

Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?

Demedim mi senin uçmanı sağlayan ben'im, senin kolun kanadın ben'im demedim mi?

 

Demedim mi yolunu vururlar senin,

demedim mi soğuturlar seni.

Oysa senin ateşin ben'im, sıcaklığın ben'im demedim mi?

 

Türlü şeyler derler sana demedim mi?

Kötü huylar edinirsin demedim mi?

Ölmezlik kaynağını kaybedersin demedim mi?

Yani beni kaybedersin demedim mi?

Söyle, bunları sana hep demedim mi?

 

İşte böyle dostlar!

Şimdi demedim mi sırası bende:

Demedim mi, "gelecekleri yer, Haydar Hoca'nın durduğu yerdir" diye?

Söyle, Allah aşkına demedim mi?

Bakın, ABD'ye uyup Suriye'de neler yapıldı.

Peki, elde ne var?

6 milyon mülteci ve onlara harcanmış, 25 milyar dolar.

Halep'te Esad'ın eline geçti bak!..

Hani 'Esad inecek'ti!

"Esad, Suriye'de Hüseyin rolündedir" diyeni dinlemediniz, "Allah Hüseyin'in başı için Suriye'yi korur" demedim mi? E bak, işte korudu. Rusya'yı o başa bekçi olarak dikti. Bekçiyi geçemezsin demedim mi? Allah dilerse, inanmayanı bile inanana hizmet ettirir.

Demedim mi, Prof. Dr. Haydar Baş'ı dinleyin diye?

Onu dünya dinliyor. O sizi tuzaklardan korur demedim mi?

Demedim mi onun Milli Ekonomi Modeli senin içindir diye?

İnsan otağına yaraşır,  tek model onun, demedim mi?

Demedim mi, kuşlar gibi kapitalizmin tuzağına düşmeyin diye?

İktisadın, 'duru denizi' Haydar Baş, demedim mi?

Demedim mi dolar soğuğunda vururlar seni diye?

Kapitalizm de kötü huylar edinir, faize bulaşır ve sonunda batarsın demedim mi?

"Kaynaklar sınırsız" diyen Haydar Baş'a koş, demedim mi?

O, Allah'ın sonsuz nimetlerinden söz ediyor. Allah zengindir diyor. Allah'a "cimrilik" atfedenleri, "kaynaklar sınırlı"  diyenleri, dinleme demedi mi?

Malthus'a, Keynes'e değil, Haydar Baş'a inanın, demedim mi?

"Yokluk yurdunun hayat çeşmesi"  Haydar Baş'tır demedim mi?

Demedim mi ozengin bir Türkiye istiyor,  'Bağımsız Türkiye' diyor?

Söyle, bunları sana hep demedim mi?

Söyle, bunları sana hep demedim mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön