İktidarın dönme hızına dayanmak çok zor!
İnsan dinleyince hayretler içerisinde kalıyor. Cümlesi, cümlesine Prof. Dr. Haydar Baş'tan aşırıp konuşuyorlar.
İnsan sevinse mi, üzülse mi, gerçekten şaşırıyor.
Güya; Rusya, İran ve Çin'e kendileri teklif etmişler!
"Milli Ekonomi Modeli'ni biz yazdık!" deseler, inanın şaşmam!
Yahut biz sizden önce Haydar Baş'ı takip ediyorduk deseler!..
Yani o kadar "milli" ve "yerli" oluverdiler, birden!
İktidar, bizden de Haydar Baş'çı çıktı!
Damat Berat'ın sözleri mi dersiniz, aklınıza kim gelirse, "milli para" veya "yerli para" deyip duruyorlar.
"ABD'nin dolarla dünyayı sömürdüğünü?", hemen her ortamda Prof. Dr. Haydar Baş'tan yıllardır dinlemesek, Sayın Erdoğan "milli para"yı yeni keşfetmiş diyeceğiz!
2003 yılında "IMF dünya gerçeği" iken, bugün "milli paralarla ticaret" dünya gerçeği oldu. E, güzel canım, dünyanın gerisinde kalmayalım, Haydar Baş'a koşalım. 4 milyar insan "Haydar Baş Modeli" dedi. Siz niye geri durasınız!
Bizlere şöyle diyebilirsiniz:
Canım sizleri de hiç mutlu edemiyoruz!
İktidar "AB ve ABD" derken eleştirdiniz, "Ne AB, Ne ABD, Şangay" dedi, yine eleştiriyorsunuz!
"Bağımsız Türkiye" demek üzere, korkutmayın!
Baksanıza, bir tek "Haydar Baş" demediği kaldı!
Onu da diyecek, az sabredin!
Ancak öyle değil. İnanın, mükemmeliyetçi memnun edilemeyen kaynana rolünde filan değiliz. Bir samimiyetsizlik var ortada. Bir iş bilmezlik, ciddiyetsizlik ve duymazdan gelmek var.
"Milli Paralarla Ticaret", Milli Ekonomi Modeli Tezi'nin bir parçası, modelin tamamını uygulamadan, uygulamak felaket getirir diyoruz. Sonra diyecekler "Milli Paralarla Ticaret'i uyguladık, yine olmadı".
Suçu başkasına atmada oldukça hünerli ve pişkin olan iktidar, tezini çaldığı halde selam vermediği Prof. Dr. Haydar Baş için "bizi kandırdı" bile diyebilir.
Oysa bir nezaket gösterip "hocam senin tezini uygulamaya başladık, bir tesviyeniz var mı?" denebilir. Geçtik nezaketi, bari uyarıları ekranlarda ve köşelerimizde dinleseler de gereğini yapsalar. Yoksa iktidar, Türkiye'nin gelmekten başka çaresi olmadığı o adresi karalamak mı istiyor, bunu zaman gösterecek.
Hatırlar mısınız bilmiyorum: 2004 yılında alt yapısını oluşturmadan, terenin sadece hızını artırmışlardı. Sonra tren, Pamukova'da devrildi ve tam 41 kişi öldü.
Trenin üzerine "Hızlı Tren" yazmakla, Hızlı Tren sahibi olunmuyor.
Bu vahim olaydan sonra, hızlı tren rayı döşendi de yıllar sonra ancak hızlı tren devreye girebildi. Buna rağmen sık sık yol kazaları olmaya devam ediyor.
Evinize aldığınız bir kombiyi bile hemen fişe takamıyorsunuz. Aksi halde her türlü sorumluluk size ait oluyor. Alt yapısını oluşturmadan, size ait bir yerli paranız yokken;
Vallahi treni devirirsiniz haberiniz olsun!
Demedi demeyin!
Rusya, bize doğalgaz satıyor karşılığında lira verebilir, peki bizim sattığımız zerzevat o doğalgazı karşılıyor mu? Hadi karşıladı diyelim ama Rusya'nın verdiği lira bizim değil. Bize katkısını söyler misiniz? Türkiye, öyle bir dolar kıskacındaki, lira ile ticaret yapsa bile kendine faydası yok.
İyisi mi çalmayın Haydar Baş'a gelin!
Gazeteci Yazar Selim Kotil'in dediği gibi, "Haydar Baş'ın tezini değil, kapısını çalın!" Ha, eninde sonunda çalacaksınız da treni devirmeden çalın derim.
Bakın, ABD, "Türkiye iç savaşa gidiyor" dedi. NATO'da ki "nurcu" askerlere sahip çıktı. 15 Temmuz Darbesi bir NATO-FETÖ darbesidir demiştim değil mi?
Şimdi de dolar darbesini yaşıyoruz. Meltem Tv'de haftanın en çok izlenen programı Akıl Oyunu'nda Erol Mütercimler önemli sorular sordu. Bunlardan iki tanesini hatırlatayım:
"PKK niçin eylem yapmıyor?" sorusu bir, "bankalardaki dolar rezervine hükümet el koyarsa ne olur?" sorusu iki?
Birinci soruda benim anladığım, doların hareketi bizim elimizde olmadığı gibi, PKK'nın da eylemlerinin bizim elimizde olmadığı gerçeği? İkinci soruda da, bakalar da vatandaşa ait dolarlar, iktidar tarafından TL'ye çevrilince iç savaşın fitilinin ateşlenmiş olacağı gerçeği?
Allah, ülkemizi ve devletimizi muhafaza etsin!