Yazımı yanlışlıkla sildim. Türklerin gizlenen tarihi-2 başlıklı yazımı… Çok emek verdim ama ne yazık ki, masaüstünde başka bir dosya ile değiştirdim. Yani kaybettim. Gece, o kadar emek vermiştim ki, tam 4 saatimi almıştı.
Neyse onu tekrar yazacağız başka çare yok. Hiçbir yazıma, 4 saatten az emek verdiğimi hatırlamıyorum. Bu yüzden, yazılarımın başına bir şey gelince, acayip üzülüyorum.
Bir kadının çocuk düşürmesi nedir bilmiyorum ama galiba ona yakın bir yıkım oluyor benim için. Veya yazının başı, sonu, giderse, bir kazaya uğrarsa, en az iki gün acısı içimden gitmiyor. İster "hastalık" deyin, isterse başka bir şey, ama elimde değil.
Kimseyi suçlamıyorum bu kaza, benim dikkatsizliğim.
Neyse…
Bu coğrafyada bilinen, 6 bin yıl bulunuyoruz. Yani, "1071'de geldik" filan görüşene, katılmak onca tarihi inkâr manasına gelir.
İşte bunları yazmıştım.
Dahası, "1071'de geldik" görüşünü kabul edersek eğer, 2071'e kadar çıkıp gitmemiz için bize dayatılan projeleri kabul etmiş olacağız. Mesela, Batı'nın Şark Projesi'ni…
Bu toprakların kadim sahipleri, Sümerler, Asurlar, Hititler, Türk… En az 6 bin yıldır, Anadolu'dayız. Firigyalılar, Türkçe konuşmuş, bütün bu gerçekler, bizlere unutturulmuş.
ABD ile 27 Aralık 1949'da yapılan eğitim anlaşmasıyla, eğitim sistemimizde Türk ve Atatürk çıkarıldı.
Atatürk'ün, Sümerlerin Türk olduğu tezi, rafa kaldırıldı. "Sümerler ile sadece dil akrabalığımız var" gibi yabancı Sümerologların tezleri, bizlere yutturuldu. Yani sadece ABD'nin süt tozunu yutmadık, yalan tarih tezlerini de yuttuk.
Eğitim müfredatı, Atatürk ile boğdurularak, Atatürk düşüncesi ders kitaplarından çıkarıldı. Onun anti-emperyalist duruşu, gizlendi. Batı ile savaşmış bir insanı, "Batıcı" gösterdiler.
Madem "batıcı", neden Batı ile savaştı. Yok, Batı ile savaştı, sonra nasıl "batıcı" oldu. İkisinden biri yalan o zaman.
Hiç şüphesiz ki, "batıcı" olduğu kuyruklu bir yalandır. Bugün çok ihtiyacımız olan onun bir Suriye, planı vardı.
Onun bir, Arap-Ortadoğu planı vardı ki, tamamen, Arapları Anti-Emperyalist bir duruş için eğitmeyi amaçlıyordu. Sonra, onları Türkiye'nin gölgesinde tutarak, koruyup kollama amacı güdüyordu. Böyle bir insan, Türk milletinden saklandı.
Ona "dinsiz" dendi.
Okul kitaplarının her sayfasında Atatürk resimleri var, ama düşüncesi o kitaplarda hiç yer etmedi ne yazık ki. Atatürk, çocukken karga kovaladı, büyüyünce de sadece düşman kovaladı!
Çünkü o kitaplar, ABD'nin 5 oy sayıldığı 8 kişilik bir komisyon ile şekillenirdi. Böylesi bir eğitim sisteminde Türk veya Atatürk, elbette olmazdı.
Türkiye'nin sadece eğitim sistemi ABD tarafından şekillenmedi. Düşünce ve inanç sistemi bile ABD tarafından şekillendi. ABD'ci "hoca" veya "âlim" kisveli bazı tiplere, din de teslim edildi, devlette. Birkaç nesil teslim edildi.
"FETÖ" dediğiniz, bir gecede bitmedi ki…
Hükümetler, emrine amade kılındı, Gülengiller'in. Elçilikler adeta "nurcu" bürolarına dönüştürüldü. Daha eskiye gidersek eğer, Nursi… Bugün halen bir tehlike olarak duruyor karşımızda. FETÖ olayının dışında tutuldu.
Hangi el veya güç, bunu sağladı dersiniz. "ABD'yi İslam'a hizmet eden ülke" diye, Müslüman halka yutturan Nursi değil mi?
Kurtuluş savaşında, kılını kıpırdatmayan bu adam, Çamlıca'da yan gelip yattı ama ne zaman ABD için bir "sefer-görev" çıktı, "5 bin şakirt ile Kore'ye gitmeye hazırım" dedi.
Türkiye'de belli köşeler, belli adamlara veya belli tiplere verilmiş, bunu lütfen görelim. Bakıyorsunuz adam "Atatürkçü-Cumhuriyetçi" ama konuşuyorsunuz, AB'ci ve ABD'ci, tam bir batıcı…
Atatürk-Cumhuriyet, adamda sadece cila…
Konuşuyorsunuz adam İslamcı veya dindar görünümlü, biraz sohbet ediyorsunuz, tam bir Avrupacı, Amerikancı… Anti- Erpeyalist bir koku, bir duruş, bulmak ne mümkün. Oysa Peygamberin en birinci vasfı, küfrün her çeşidine karşı bir duruş içinde olması…
Hendek savaşı için, bizzat hendek kazarken, vurduğu kazmalarla, o zaman ki İran ve Bizans'ın yıkılacağını müjdeliyordu. Üstelik karnında açlığı bastırmak için, iki taş bağlı olduğu halde…
İran ve Bizans, o günkü emperyalist iki güç merkeziydi.
Konuşuyorsunuz adam müthiş milliyetçi(!) fakat ne ülkeye ait olan madenlerden söz eder, ne ülkeye çökmüş olan emperyalist akla, sömürüye karşı çıkar. Geçtik bunları, NATO'ya bir kelime etse, sanki "Türklükten" çıkacak.
Allah aşkına soruyorum, ülkenin "din" köşesi, ülkenin "milliyetçi" köşesi ve "cumhuriyetçi" köşesi, ne vakit ABD tarafından dizayn edildi. ABD hangi arada, kendi "milliyetçi", kendi "Müslüman-Dindar" ve "Atatürkçü-Cumhuriyetçi" çocuklarını yetiştirdi.
Bunlara süt tozu dışında ne yutturdu?
Margarin dışında daha neler yedirdi?
Türk milleti, kendi Atatürk ve Cumhuriyet anlayışını, kendi din anlayışını, kendi milliyetçilik anlayışını temsil eden, Bağımsız Türkiye adresinde bütünleşmedikçe, kurtuluşa eremez.
Hünkâr Hacıbektaş İslam anlayışına, gerçek Türklük anlayışına, gerçek Atatürk anlayışına, acilen dönmek zorundadır.
1000'in üzerinde Sümer kelime ve yüzlerce Sümer atasözü, 6 bin yıl sonra bugün kullanıldığı halde, Sümerlerle sadece "dil bağı" olduğu yalanına, geri zekâlılar bile inanmaz. Ama birileri bizleri inandırdı.
Sümerlerle kan bağımız var.
Bu ne demek, tarih Türklerle başlar. Medeniyet Türklerle başlar. Dünyada, ilk tarımı yapan Türklerdir. İlk okulu kuran, ilk mahkemeleri açan, ilk tekeri bulan, ilk yazıyı bulan, yahu bu gerçekler nasıl gizlendi?
6 bin yıldır bu coğrafyadayız