Türkiye için Akdeniz'de de sular ısınıyor. Ege'de, Akdeniz'de ve Suriye'de, hâlihazırda üç cephede sarılmış durumdayız. Yarın bu sayı, dört veya beş olabilir.
Rumlar, KKTC'yi hesaba katmadan Kıbrıs Adası sahillerinde doğalgaz ve petrol aramalarına devam ediyorlar. İtalyan'nın enerji devi Eni, geçenlerde Türk donanması tarafından bölgeden kovulmuştu. Şimdi ABD, 6. Filo'sunu da alıp geldi.
Tehlikenin boyutlarını, fark ettiniz mi bilmem?
Mısır'la yere bir "Rabia" kavgasına girildi, buna karşılık Sisi, Yunanistan ile birlikte yanlarına İsrail'i de alarak, Kıbrıs açıklarında birkaç parselde birlikte gaz arama işi yapıyorlar. Düşman çoğaltmada varya, üzerimize yok!
Sisi'ye, bir de Suudi Prens'i ekle şimdi!
Kıbrıs'ta "çözümsüzlük çözüm değil" diye diye, bakın işler ne noktaya geldi. Kıbrıs Rum tarafı ilk doğalgaz arama işine girdiklerinde, "çıkarılacak doğalgazda Türklerin de hakkı var" gibi açıklamalar yapıyorlardı.
Şimdi ise ABD arkasına gizlendiler.
Türkiye Davutoğlu Ahmet Başbakan iken, Kıbrıs açıklarında İsrail'in Kıbrıs Rum tarafı ile çıkaracağı doğalgazın Türkiye üzerinden bir boru ile Avrupa'ya taşınmasından söz ederek, adını "İsrail Gazı" koymuştu. 301 madencinin toprağa gömülmesini "bir gömlekle" organize eden Yıldız bakan vardı ya, dilinden düşürmezdi "İsrail Gazı"nı.
Akdeniz'in altı tamamen doğalgaz ve petrol ile dolu. Şimdi anladınız mı, Türkiye'de dâhil, Ortadoğu'da ülkeleri bölmek isteyen Batı'nın, Kıbrıs'ı neden birleştirmeye kalktığını? Bizimkilerin de, bir zamanlar "Annan Planı" diye niye yerlere yattıklarını?
Kıbrıs, bir Rum devleti olduktan sonra, Türkler, Rum'un insafına terk edilecek, AB'nin Yunanistan'dan alacağı bu gaz ile sağlanacak, Avrupa, Rusya'ya doğalgaz konusunda mahkum olmaktan kurtulacak, Türkiye ise üzerinden bu boru hattına müsaade edecek.
İşler sorunsuz ilerlesin diye, ne de "AK" bir iktidara denk gelmişler. Şu tesadüfe bakın!
Anladık mı acaba AKP'nin 2003 ve 2004'lerde Kıbrıs'ı neden "yük" olarak gördüğünü? Acaba o zamanlar, AKP'yi kim veya kimler kandırdı?!
Az kalsın, merhum Rauf Denktaş hapse bile atılacaktı, hatırlayın o günleri. Ülkenin büyük bir çevrelemeyle karşı karşıya olduğu şu günlerde iktidarı eleştirmek gibi bir niyetim yok ama halen iktidarın olayı göremediğini veya görmek istemediğini gördüğüm için, bunları hatırlatıyorum.
Bugün Suriye'de olan gelişmelerin, Akdeniz'de var olan ve 2012'de ABD tarafından keşfedilen, Suriye'nin Akdeniz açıklarında büyük petrol denizi ile ilgisi yok diyemeyiz. Ve şimdi anladık mı, Türk Deniz Kuvvetlerinin başına gelenlerin, tesadüf olmadığını?
Öyle ki, dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan "Donanmaya komutan bulamayacak noktaya geldik" demişti. Türk Deniz Kuvvetleri Akdeniz'de kuş uçurtmuyordu. Sonrasını biliyorsunuz, donanmada sözüm ona, "bavulla" darbe evrakları bulunmuştu güya?
Koskoca donanmayı bir "bavula" sokmuştular. Bavulla sahte evrak teslim eden "nurcu" gazeteci Mehmet Baransu, şimdi Amerika'da?
Başımıza her ne geldiyse, AKP ile geldi diyeceğim, zamanı değil. Neyse, ABD ve FETÖ ile geldi diyeyim, hükümet sadece "kandırılmıştı", bu davaların "savcısı" filan da, olmamıştı!
Biz olaya dönelim.
6. Filo'yu bilirsiniz. 1969 yılında İstanbul Boğazı'na demir attığında şimdi ki iktidarın o zamanki "Milli Görüş" temsilcileri, bu filoya karşı namaz kılmışlardı. Yani 6. Filo'yu "kıble" yapmışlardı. O "namazda" bulunanların çoğu, şimdi iktidarda etkili isimler.
"Bağımsız Türkiye" diye bağıran, "kahrolsun Amerika" diyen, "solcu" gençlerin üzerlerine, "İslamcı" ve "ülkücü" gençler gönderilmişlerdi. ABD'ye "defol" diyenler, "komünist "ve "dinsiz" olmuşlardı!
Tarih tekerrür mü ediyor ne, şimdi tekrar birleştiler, karşı tarafa "terörist" diyorlar. Ve yine 6. Filo geldi ama bu kez, Akdeniz'e.
Rastlantı çok manidar!
Neden 6. Filo?
Gelelim bugüne: AKP ve oratkları ABD'nin, PYD'yi silahlandırmasına karşı ne yapıyorlar?
ABD'yi üslerden kovdular mı?
Hayır.
İncirlik'ten kovdular mı?
Hayır.
Kürecik Üssü, kesintisiz ABD ve İsrail'e hatta belki PKK'ya hizmete devam ediyor mu?
Evet.
ABD'nin Exxon Mobile şirketini korumaya gelen 6. Filo'su, Kıbrıs açıklarında kalır mı, kalmaz mı? Bu şirket korunur mu, korunmaz mı? Türkiye ise buna, sadece bakar mı, bakmaz mı? ABD'yi Türkiye'den kovmayan bir kafa, Suriye veya Akdeniz'de mi kovar?
Komik olmayın!
ABD'nin "Mısır Şurubu" üreticisi kazansın diye, şeker tadında zehir içirten ve sonra, şeker fabrikalarını batırtan, bu fabrikaları satmak için bugün, "n'apalım yıllık zararları bir milyarı geçiyor" diyen zihniyet, bizim menfaatlerimizi koruyabilir mi?
Ülke içinde ABD'ye yaptıkları kıyak ortada iken, siz Akdeniz'de sanmayın bir irade gösterirler. İçimizdeki ABD'ye ne isterse verenler, dışımızdaki ABD'ye asla karşı gelemezler. Lafta gelirler tabi, seçim var çünkü.
Türkiye'nin içini ve dışını ABD'den temizleyecek tek kadro, Bağımsız Türkiye kadrolarıdır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın büyük bir titizlikle gizlenmesinin, içimizdeki ABD'den kaynaklandığını bilmemek için, saf olmak lazım.
Bu arada, Exxon Mobil kimin?
Rockefeller'in.
ABD'nin sahiplerinin.
Olay bu?
Bu ABD, halen içerde üslerimize inip kalkarken, ABD şirketleri için fabrikalar kapatılırken, "cumhur" ve "cumhur ittifakı", Akdeniz'de gelişmelere karşı ne tavır alır, taktirlerinize bırakıyorum.