
Bir yazar, yazmadan yaşayamaz. Balık sudan çıktığında ölür; yazar da yazmazsa ölür. Yazmak onun için hava ve sudur. Ama esas olan, doğruyu, hakkı ve hakikati yazmaktır. Kalem satılmaz, kiralanmaz; satarsan önce kendine, sonra hakka ihanet etmiş olursun.
Şükürler olsun ki inanmadığım hiçbir şeyi yazmadım. Hakikate bir harf kadar bile ömrümce ters düşmedim. “Hakikate Adanmış Hayat”ı yazdım, yazıyorum; ama artık sadece yazmayacağım — konuşacağım da. Kısacası hakikati hem yazacak hem de haykıracağız.
Milli Basın TV’yi kuracağız. Üstadım Prof. Dr. Haydar Baş, Peygamber’in hayatını yazarak MesajTV’yi kurdu. Bugün ondan eser yok ayrı konu. Ben de onun izinde, onun hayatını yazarak Milli Basın TV’nin temelini atıyorum. Çünkü hakikat hem yazılmayı hem de konuşulmayı bekliyor. Bugün yerde olan hakikati ayağa kaldıracak, ayakta duran yalanı yere sermeye var mısınız?
Hakikati seslendirmek cesaret ister. Bu cesarete sahip olanlar el kaldırsın. Hakikatin bize değil, bizim hakikate ihtiyacımız var. Sahip çıkarak kendimizi, çocuklarımızı ve torunlarımızı korur; kurtarırız.
Biz görevimizi yapacağız; takdir Allah’ındır. Önemli olan temiz niyet ve büyük kararlılıktır. İnandığını tek başına da olsa söylemek, hak uğrunda susmamaktır. Kalabalıklar hak değildir; hak kalabalık değildir. Hiçbir komplekse kapılmadan, yalnız da olsan hakkı haykır. Milli bütünlüğe hizmet etmek, fertlerin fikir ve gönül dünyasında hak ve hakikat perdesini aralamak bizim halis amacımızdır; bunu son nefesimize dek sürdüreceğiz. Bu duyguda ve bu düşüncede olan gönüllülerle beraber yürümeyi isteriz; kimseyi zorlamayız — çünkü insan gönüldür, gönüllü olmalıdır.
Ülkemiz 2010 referandumuyla başlayan bir sistem değişikliğine uğradı. 7 Haziran 2015, normal son seçimdi. Bugün meclisin etkisi zayıfladı; partilerin anlamı azaldı. Artık herkesin aklında bir şahıs, bir mekanizma; vekiller, komutanlar değil. İktidar ile muhalefetin uçları birbirine karıştı. Partilerde artık birer saraylı var.
BOP tehlikesine 90’ların başından itibaren dikkat çeken, bugün Türkiye’ye maliyet yaratan uyarıları yapan bilge insan Prof. Dr. Haydar Baş’tı. O, “ülkeye demokratik krallık gelmiştir” diyerek 2017’de çekildiğini ilan etti. İsteyen kendini parçalamaya razı olsun; her dönem bir partiye kuyruk olsun. Siz bilirsiniz.
Kardeşlik hukuku kalmasın diye yaptığım uyarılar da çoktan söylenmiştir. Bir zamanlar yüzlerce kurtuluş reçetesine sahipken, onca hakikati dillendirmeyerek, sizi bugün sadece uyuşturucu ile mücadele derneğine indirgediler — farkında mısınız? Parti değil, derneksiniz artık!
Yalan ve iftiradan daha etkili bir uyuşturucu olabilir mi? Büyük İsrail inşaatı ustaları, işçilerine Gazze ağıtları yaktırarak tiyatro oynuyorlar. “Barış” adı altında altında, İsrail Gazze’de kalıcı oluyor, işgal meşru oluyor, Netanyahu soykırım suçundan kurtuluyor. Küresel tiyatroda rol alan oyunculara bakın!
Sizlere de farklı tiyatro; Ardeşen’deki kenevir operasyonu meselesi… O operasyonla adı geçenlerin arasında, sözcünüzün babasının ve amcasının adının geçip geçmediğini sorun; ben geçmediğine inanıyorum. Neyse — bize ne?
Kıymetli okurlarım: Milli Basın’da artık videolar da olacak. Sadece seyretmeyin — paylaşın. Ben yazıyorum; eğer siz paylaşmazsanız, yine tiyatro izlersiniz. Birçoğumuz birbirimizi göremez hâle geldik. Buluşmak ahrete kalmasın. Öbür dünyada, “Ben hakikati seslendirmeye çalıştım; tek başıma da olsam onlar yüz çevirdi” diyeceğim kişiler olmayın isterim. “Hayatımı yaz” demek, beni anlat demektir. Bugüne kadar yazdım, bundan sonra anlatacağım da. İmtihanımızı, hem yazılı hem sözlü vereceğiz inşallah.
Beğendiğiniz yazıyı, videoyu, kitabı paylaşacak kadar cesur olun; sizden başka bir şey isteyen yok. Bu, inanmış bir insandan istenecek en basit, en maliyetsiz iştir. Hakikati anlatan videoları beğenmeyenlerin, batılı savunur hâle gelmesi kolaydır — Allah korusun.
Şimdi net ve açık çağrım:
Elinizi vicdanınıza koyun. Eğer hakikati savunmaya hazırsanız:
- Yazıyı, videoyu izleyin; beğenin; paylaşın.
- Hakikat yolunda yapılacak gönüllü çalışmalara katılın; dayanışma gösterin.
- Çocuklarınıza, çevrenize hakikati anlatın; susmayın.
- Cesareti olanlar ses verip el kaldırsın — biz biriz, yalnız değiliz.
Sadece tıklamak, beğenmek, paylaşmak — bunlar yeterlidir. Bu ülkenin çocukları için, maziden geleceğe köprü kurmak için küçük ama hayati bir iştir. Gelin, hakikati birlikte ayağa kaldıralım; yalanın saltanatını yıkalım. Kabul eden, cesaret eden, elini uzatan herkesle yürüyeceğiz.
Ve unutmayın:
Bir milletin suskunluğu, yalanın zaferidir;
ama bir tek hakikat sesi, bütün karanlığı dağıtmaya yeter.
O ses olun.
O sesi büyütün.
Çünkü hakikat, ancak konuşulduğunda dirilir.