Diyalogcular cem evlerinden neden rahatsız?

Diyalogcular, Sünni kesimi basın ve yayın gücüyle etkilemiş, inanç ve itikatlarında değişim ve dönüşüme sebep olmuşlardır. Ancak cem evlerine etki edememiş ve Alevileri bozamamışlardır. Etki etme ihtimalleri de olmadığı için direk hedef tahtasına oturtmuşlardır.

Diyalogcu; dinlerin eşitliğini savunan, tek hak din İslam’dır temel inancını ayrılık unsuru sayan, sadece İslam hak dindir ilahi ölçüsünü hoşgörüsüzlük olarak kabul eden, Müslüman olmanın şartı olan peygamberi kabul etmenin lüzumsuzluğunu savunan, Yahudi ve Hıristiyanlarla amentüde bir olan, kişilerdir.

Diyalogculuk aslında İslam’a alternatif olarak batı tarafından ortaya konmuş yeni bir dindir. Bu dine “ılımlı İslam” diyenlerde var, ancak bu yanıltma amaçlıdır. Bu İslam olmayan İslam, Amerika’nın Pensilvanya İslam’ıdır.

Cem evlerinde inanç ve itikat olarak İslam inancı hâkimdir. Aleviler; din denince sadece İslam’ın hak olduğuna inanırlar, Peygambersiz İslam’ı asla kabul etmedikleri gibi, içinde Hz. Ali’nin olmadığı bir İslam anlayışını da reddederler.

Diyalogcu Peygambersiz İslam’ı ortaya koymaya çalışırken, Alevi peygamberimizle birlikte Ali’ye taraf olmayı da şart koşarak adeta fitnenin önünü ta baştan kesmiş oluyor.

Eğer Sünni dünyası Aleviler gibi bir inanç ve itikat sahibi olsalardı, kendilerini diyalogcular bozamaz, etkileyemezdi. Yani Ali’sizlik, peygambersizliğe o da, imansızlığa götürür. Bir başka ifade ile Müslüman peygambere olan aşkını, imanını Ehl-i Beyt sevgisi ile sigortalamış ve garanti altına almış oluyor. Alevilik İslam’ın garantörüdür desek yanlış olmaz.

Kısaca Alevilerin ibadet olarak eksikleri olabilir, ama inanç ve iman yönünden Sünnilerden artıları vardır. İbadetlerini de yaptıkları takdirde peygamber ve Ehl-i Beytin rızasını daha çok kazanacaklardır.

İlim şehrinin kapısı ve tapusu Hz. Ali olduğuna göre bu kapıya adeta yatmış olan Alevi kardeşlerimiz, elbette diyalogcuyu rahatsız eder. Dini duyguları bozulmadığı için, milli duyguları da sağlam olan bu kesim, özellikle vatanımız üzerinde ameliyat yapmayı düşünen çevrelerin hedef tahtası olmuştur.

Ali sevgisi; peygambere bağlılığın sigortası olduğu gibi vatana sahip çıkmanın da sigortası olmuş, Şii ve Alevi kardeşlerimiz hem ülkemizin, hem de yaşadıkları coğrafyaların emperyalizme karşı savunma hattı olmuştur. Bu yüzden sadece ülkemizde değil, dünyanın diğer bölgelerinde de şu sıralar hedef durumundalar.

Şii Esat; emperyalist güçlere boyun eğmeyip ölene kadar savaşmayı göze almışken, Sünni Erdoğan, BOP eş başkanlığı görevini üstlenerek baştan teslim olmuştur.

Şii İran; ülkesinin İsrail, ABD ikilisinin tehdit ve şantajlarına boyun eğmeyerek milli ve Ali’ce bir tavır koyarken, Sünni Türkiye; ABD’nin stratejik ve katılım ortağı, İsrail’in ise kalkanı olarak gayri milli ve Yezitçe bir yol izlemiştir.

Emperyalizme karşı doğal bir karşıtlığı, tepkisi ve alerjisi olan Aleviler ve cem evleri dışlanarak, ötekileştirilerek devre dışı bırakılmak isteniyor. Ancak hesaplar boşa çıkacak ve hevesleri kursaklarında kalacaktır.

Çünkü artık Sünni ve Alevileri peygamberin gönül evinde “cem eden” Prof. Dr. Haydar Baş Hocam; diyalogcu, işgal ve isyan eylemlerinin sahibi emperyalist güçlere Haydar tokadı indirmiş, oyunları bozmuştur. Artık Müslümanlar hem Alevi, hem Sünni olarak bir bilek, bir yürek olmuşlardır.

Diyalogcular cem evlerinden neden rahatsız?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön