Başbakan Erdoğan “düşman ülkeler” ifadesi kullanarak imada bulunmuş. Acaba düşman ülkeler olarak kimleri kastetmiş? diye, bunda çok düşünecek bir şey yok Sayın Başbakan BOP eş başkanıdır. Dost düşman tanımı da bu görevi kendilerine verenler tarafından yapılmıştır.
Yani dost ya da düşman tanımını ABD yapmıştır. Eğer kendilerine göre dost-düşman tanımı yapacak olsalar, bu görevde kalmaz hatta baştan getirilmezlerdi zaten. Şöyle bir hafızamızı yoklayalım, gerçekten şuan bizim dostumuz kim düşmanımız kim?
AKP’den önce dost ve düşmanlarımızı bir sıralayalım:
-AKP’den önce Irak dostumuzdu, şimdi düşmanımız.
-AKP’den önce Suriye dostumuzdu şimdi, düşmanımız.
-AKP’den önce Libya dostumuzdu, şimdi düşmanımız.
-AKP’den önce İran dostumuzdu, şimdi düşmanımız. (Ancak birkaç gün sonra restleşeceğiz sakın unutmayın bu dediğimi. Çünkü Obama öyle istedi telefonla elinde de bez bol sopası vardı.)
-AKP’den önce Azerbaycan dostumuzdu, sonra kırdık kötü olduk.
-AKP’den önce Rusya dostumuzdu, şimdi düşmanımız.
AKP’den sonra dost ve düşmanlarımız bir bakalım:
-AKP’den sonra Barzani dostumuz oldu.
-AKP’den sonra İsrail dostumuz oldu, çünkü onu koruyacak kalkanı Kürecik’e kurduk.
-AKP’den sonra Yunanistan dostumuz oldu.
-AKP’den sonra Ermenistan dostumuz oldu.
Ülkelerin dost ve düşmanlıkları karşılıklı çıkar ilişkisine dayanması gerekirken, bizde tamamen BOP’a ayarlıdır. Çünkü AKP’nin navigasyonu BOP’a ayarlıdır, yazılımı yerli ve milli değildir.
BOP yazılımı AKP’ye yüklenince dostlar düşman, düşmanlar dost oldu birden. Elinden İnsan hakları ve demokrasi ödülü alınan kardeş Kaddafi, diktatör Kaddafi, kardeş Esat, kalleş Eset, Peşmerge Barzani, Başkan Barzani, terörist başı “Sayın Apo” olmuştur.
Ülkelerin dost düşman tanımı bir devlet politikası olarak benimsenir. Gelen bütün siyasiler bu tanıma göre hareket ederler. AKP iktidarına kadar dış politikalarımız, tam bağımsız olmayıp, büyük ölçüde Amerika belirleyici rol oynamış olsa bile yüzde yüz ABD’ye uyulmamıştır.
Mesela Kıbrıs ve Ege konuları başta olmak üzere, milli konularda Türkiye’nin olmasa olmazları ve kırmızıçizgileri hep var olmuştur. Sözde Kürt devleti ve terör sorunlarına da devletçi bir bakışa sahiptik. Ancak AKP geldikten sonra bırakın devlet bakışını, ortada devlet denecek bir nesne kalmadı.
”AKP geldi devlet zail oldu!”
İçişlerimiz de AB’ye, dışişlerimizde ise ABD’ye bağlı kalmamız AKP için kırmızı çizgi kabul edilerek, tüm devletçi ve ulusal bakışlar adeta suç sayılmıştır. Generallerden; ABD’ye güvenen, onlarla birlik olup Irak’ı işgal etmediği için iç geçirenler “demokrasi kahramanı” ilan edilirken, kameralar önünde “ savaşta Allah, Allah diyen bir ordu nasıl kendi camisini bombalar? Vicdansızlar!” diyerek askerin “çuval” içinde “balyozlarla dövülmesine” tepki koyanlar ise hapis yatıyor.
Büyük Kürdistan’ın kurulduğu şu günlerde dahi; ABD ve İsrail dost, Barzani dost, ülkesinin bütünlüğünü sağlamaya çalışan Suriye düşman, Barzani’ye karşı çıkan Irak merkezi hükümeti düşman ve ülkesini Haçlı ve Yahudi ittifakına karşı korumaya çalışan İran düşman.
Bu dost düşman tanımı acaba Milli olabilir mi? Dini olabilir mi? Müslüman Türk milletine ait olabilir mi? Bu olsa olsa AKP’ye ve stratejik, katılım ortağı ABD’ye aittir.
Yani BOP’a aittir…