İktidar Suriye ile yatıp, Suriye ile kalkıyor. Obama seçim çalışmaları ile meşgul, Rusya ve Çin’i karşısına almayı göze alamadı. Bu sebeple Suriye konusu katılım ortaklığı gereğince AKP iktidarı tarafından halledilecektir. Nasıl halledeceğini anlatmaya gerek yok sanırım, olması gerektiği şekilde çalışıyorlar.
Şu anda Türkiye’de Suriyeli isyancı olacaksın “gel keyfim gel.” Karınları doyuruluyor, klimalı çadırlarda oturuyorlar, kendilerine camilerde dualar ediliyor, yardımlar toplanıyor, maaşlar veriliyor, canları sıkılınca polis ve asker dövüyorlar, daha iyisi can sağlığı…
İktidar isyancılara nasıl yemek yapılması konusunda ihale şartnamesi yayınlamış. Şartnameye göre; meyveler ne sert olacak, ne de yumuşak, mevsimsel ve taze olacak, pirinç kırık değil oldukça kaliteli olacakmış.
Başka? Etsiz yemek asla verilmeyecek, kuzu ve dana etinden seçilecek, yemekten sonra isyancılara tatlı da verilecek ama birinci sınıf tatlıcılardan alınacakmış. Sanki kurbanlık besliyorlar, olabilir BOP kurbanları…
Cesetleri parçalanan Afyon şehitlerinin yakınları ise topu, topu elli kişi değiller ama onlar gereğince misafir dahi edilemediler. Şehitlerin arkasında batı yok ki kıymetli olsunlar. Onları sahiplenecek devlet hassasiyeti de kalmadı artık, devlet yok ki hassasiyeti olsun.
Allahtan Suriye varmış, ya olmasa iktidar ne yapacaktı? Her gün gelen şehitleri nasıl gündemden düşüreceklerdi? Akşam Suriye sabah Suriye, her şey unutulup gidiyor. “İyi ki varsın Suriye, çok yaşa Esat!”
AKP istesin Suriye’de bir gecede kan durur, nasıl mı?
İsyancılara destek kesilsin, nasıl savaşacaklar Esat güçleri ile? Ekmeksiz, silahsız, ilaçsız ne yapacaklar? Esat güçlerine teslim olacaklar. Esat güçleri ise; karşısında savaşan, halkı öldüren isyancı olmayınca kışlalarına geri çekilecektir.” Silahlar susacak” tıpkı bizim gibi…
PKK silah bırakıp teslim olmuş olsa, Barzani lojistik desteği kesmiş olsa bu kan ve gözyaşı sürer mi? Asker niçin dağlarda olsun? Barış içinde kışlasında spor yaparlar.
Her gün şehitler gelmekte, şehit sayısı ondan aşağı ise artık kimseyi etkilemiyor. Ülkemiz parçalanmanın eşiğinde, çıkarılacak Anayasa ile bu işte tamam. Kan ve gözyaşının durmasını yeni Anayasa’ya bağlayanlar, PKK davasına hak vermiş oluyorlar, demek istiyorlar ki “biz kötü bir Anayasa ile yönetildik, Kürtler de haklı olarak dağa çıktılar, Anayasayı değiştirelim PKK biter” bu kesinlikle yalan.
Bunu ancak ovalı teröristler söyler, gazeteci kimlikli şehir Kürtçüleri dillendirir. Dağa çıkan hiçbir Kürt; eğitim dilimiz Kürtçe değil, kendi türkülerimizi okuyamıyoruz diye çıkmamıştır. Açılım adı altında, bunca film, fırıldak çevrildi terör durdu mu? Hayır.
Terör amaç değil, araçtır. Türk milleti üzerinde hesabı olanlar savaşarak netice alamayacaklarını biliyorlar. O yüzden terör aracı ile savaşıyorlar, iktidarlar ise terörle mücadele etmek yerine, bağlı bulundukları efendilerine söz verdikleri gibi “müzakere” yolunda yürümekteler, bu şekilde terör azalmaz artar.
İlk beş yılını AB açılımları ile geçiren hükümet, milleti AB yalanları ile oyalayıp durdu. İkinci beş yılında ise Ergenekon davaları ve Suriye ile meşgul etmiştir. On yıldır; yüzde elli oyunu aldığı millete karşı maalesef, hiçbir sorumluluğu yerine getirmemiştir.
Ama bu konuda asla AKP’yi suçlamıyorum, çok dürüstler Allah var, ne APO ile görüştüklerini gizlediler, ne Barzani ile dostluklarını örttüler, ne terörü müzakere ettiklerini inkâr ettiler, ne de APO’ya düşündükleri affı içlerinde sakladılar. Yani oldukları gibi göründüler, göründükleri gibi oldular. Buna rağmen millet, AKP’yi ödüllendirdi. Yapılacak bir şey yok, çünkü buna demokrasi diyorlar.
Tıpkı “Sigara sağlığa zararlıdır” yazısını gördüğü ve okuduğu halde sigara içen milyonlar gibi, bizim durumumuz da aynı galiba. Komşumuzun sigara bağımlılığı, hepimizin ciğerini, hatta geleceğini yakıyor.
Sandığa “AKP sağlığa zararlıdır!” yazdırsak ne değişir?