Peygamberimize hakaret içeren filme tepki sonucu Libya’da Amerikan elçisi öldürülmüş ve ardından elçinin ölümüne karşı dünyada, özellikle ülkemizde verilen tepkileri hayretle izliyoruz. Peygamberimize hakaret ise hiç tartışmaya dahi değer bulunmuyor.
Amerikan ağzının ne olduğunu, onlar adına habercilik yapanları, stratejik ortaklarını ve kıble olarak Beyaz Saray’ı seçenleri tanımak isteyenler; yapılan açıklamalara, verilen tepkilere baksınlar.
Kimsenin öldürülmesini elbette istemeyiz ve buna taraf olmayız bu her Müslüman için böyledir. Ancak burada kabul edemediğimiz, her zamanki gibi Müslümanların potansiyel suçlu gösterilmesidir.
Türkiye’nin ev sahipliği ile çağdaş haçlı ordusu NATO tarafından bombalanan Libya; liderinin vahşice öldürülmesi ve kendilerinin büyük vaatler karşılığında kandırılması sonucunda büyük bir hayal kırıklığına uğramış ve peygamberine hakareti de görünce bir volkan gibi patlamıştır.
Bugün elçinin öldürülmesini kınayanlar başta Başbakan olmak üzere, neden canice öldürülen Libya lideri Kaddafi’nin öldürülmesine hiçbir tepki vermediler? Kaddafi Müslüman olduğu için mi ses çıkarmadılar? Gâvurun canı can da, Müslüman’ın canı patlıcan mı? İslam adına açıklama yapan kişi ve kurumlar neden bu olayı es geçerler?
Pensilvanya merkezli basın yayın sözcüleri; dokuz vatandaşın İsrail tarafından öldürülmesine karşı İsrail’i haklı bulurken, elçi olayı karşısında, “Müslümanlar haklı” demelerini elbette beklemiyoruz. Onlardan böyle bir şey beklemek, cellâtta af ümidi taşımaya benzer, cellâdın görevi katletmek çünkü…
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Görmez’in açıklamalarının tamamına katılmasam da, şu tespitleri çok çarpıcı, yerinde ve doğru olmuştur: Sayın görmez, “Müslümanlar, tam iki yüz yıldır batı tarafından sömürülmekte, haksız yere işgal edilmekte ve katliamlara maruz kalmaktadır. Bunun sonucu olarak birikmiş bir kin ve nefret mevcuttur, olayı tasvip etmesek dahi bunu görmek gerekir.”
“Müslüman demek istiyor ki, Ey Batı! Sen beni işgal ederek kaynaklarımı çaldın senin olsun, haksız yere beni katlettin, bari benim peygamberime hakaret ederek kutsalıma dokunma burada dur! Buna müsaade etmem demek istiyor” bu tespitlere katılmamak mümkün değildir.
Aslında film batının yürüttüğü haçlı savaşının başka bir versiyonudur. Irak ve Afganistan’a giren ABD bundan farklı bir şey yapmadı ki; uçlarında Haç takılı namlularla camilere saldırdılar, Kuran yaktılar, Müslüman ölülerin üstlerine pislediler, on binlerce masum kadının namuslarını kirlettiler, bir milyona yakın Müslüman’ı katlettiler. Bütün bunlar ise film değil, hepsi gerçek idi maalesef…
Bu canileri destekleyenler ise; ABD askerlerinin sağ, salim dönmeleri için dualar yapmış, tezkereye rağmen havada ve karada sınırsız destek vermiştir. Bütün bu olanlara karşı Müslüman’ın tepkisini azaltma, hatta yok etme acı ile Müslümanları suçlayanlar ise bu savaşın karanlık yüzleridir.
Sayın Erdoğan “dostum Obama bu filme karşıdır” diyerek ABD ve Obama’yı aklama derdinde.
Dostunuz Obama Irak’ta olanlara da karşı mıdır Sayın Başbakan? PKK’ya Barzani’ye ya da Özgür Suriye Ordusu’na karşı mıdır?
AKP iktidarı peygamber konusunda sicili bozuk bir iktidardır. Bedava dağıtılan din kültürü kitaplarında Kelime-i Tevhid’den “Muhammed (SAV) Allah’ın resulüdür” ibaresini çıkarmışlardı.
Başka? Bugünkü NATO Genel Sekreteri, peygamberimize hakaret eden karikatürleri savunan kişidir. Bu kişinin NATO Genel Sekreteri olmasına Erdoğan önce karşı çıktı, bunun şovunu yaptı iç piyasaya ve sonra ise dostu Obama’yı kırmayarak itirazını geri aldı ve Peygamber düşmanı Rasmussen Genel Sekreter oldu.
Yani bu iktidar için Obama’nın hatırı, peygamberin hatırından daha fazla bunu yaşayarak gördük. Başbakan Obama’yı müdafaa etsin, biz ise milletimizi ve peygamberimizi müdafaa edelim. Bakalım kim karlı çıkacak?
Peygambere hakaret edilebilir görüşünü savunarak, bu işe fetva uyduran Amerikan ağızlı yerli ecnebilere göre; Müslüman’ın kanının hiçbir hükmü yok, ama ecnebi kanını dökmek külliyen haramdır!
Peygamberimizin getirdiği İslam’a göre; nahak yere bir insanın öldürülmesi tüm insanlığın öldürülmesi gibidir. Ancak buna mukabil, mütecaviz olanlarla ise savaşmak farzdır.