Siz sizde olun, ödediğiniz hiçbir faturayı atmayın.
Hiçbir banka dekontunu kayıp etmeyin.
Su, doğalgaz, elektrik, vergi, ne olursa?
Hepsini saklayın.
Gün gelir sizi,"bi daha, bi daha" soyulmaktan kurtarır.
Zam, vergi ve cezadan başka ellerinde, hiçbir şey kalmadı çünkü. Devletin gelir getiren bütün kurumları satıldığı, kaynaklar, çıktığı dağlarla birlikte yabancılara verildiği için, yapacak hiçbir şeyleri yok.
Bu nedenle tek kaynak var, o da vatandaşın kaz gibi yolunması!
Yüksek vergilerden, iş yapmaya mı korkuyorsun?
Köşene çekilmiş, ekonominin düzelmesini mi, bekliyorsun?
Çok beklersin.
Kıyamet sabahına kadar bekle istersen!
Yine de soyulmaktan kurtulamazsın.
Aracın gece gezintisine çıkar, hız limitini aşar ve sana yüklü bir ceza ile gelir.
Yahut köprüden OGS'siz geçer, bir geçişi 145 liradan?
İstersen ödeme?
Sen derdini, istediğine anlat.
Üzerine araba yok diyelim.
Oturduğun ev var.
O evin elektriği ve suyu var.
Çevre vergisi var. Bir yerden takarlar illa. Birden yirmi yıl öncesinden ödenmemiş bir fatura ile karşılaşırsın.
Kim saklar bir faturayı yirmi yıl.
Ayvayı yersin!..
Rahmetli kayın babam, İstanbul'a geldiğimde bana ev vermişti. Yirmi yıl sonra "bu evi ucuza almışsın" diye bana vergi çıkardılar. 15 yıl önce "borcu yok" kâğıdı aldığım elektrik dairesi, geçen yıl bana borç çıkarmış, "borcu yok" yazısını götürünce de, "bunca yıl bunu nasıl sakladın" dediler.
Geçen yıl belediyeye ödediğim 703 lira, ödenmemiş görünüyor. Önceki gün makbuzunu götürdüm de, hacizden anca kurtuldum. O para nere gitmiş, neden sistemden görünmez, akıl sır ermiyor!
Birde pişkin pişkin, "sana mı inanayım bilgisayarıma mı?" diyor görevli. Sistemde ödendi görünmüyormuş.
Nasıl bir sistemse artık, ödesen de kurtulamıyorsun!
Neden korkuyorum biliyor musun:
Silvan'da ve Foça'da 8 ay yaptığım askerlik görevim, iktidarın sisteminden görülmeye de göresin!
Üstüne birde asker kaçağı muamelesi görürüm!..
Asker arkadaşlarımı da bulamam ki şahit göstereyim.
"Olmaz olmaz" demeyin!
Olur, babam olur, her şey olur!
Duyuyorum ki, okullardan fazla memurları çekip emniyette görevlendiriyorlarmış. Emniyettekileri de, yaşına başına bakmadan doğuya gönderiyorlar. Hem de geçici görevle?
Fen- Edebiyat mezunlarının "özel harekât" saflarındaki mücadelelerine, okul memurları da katıla da göresin.
Nede olsa, "Güneydoğu'yu yeniden vatan yapıyoruz" ya!
Ne zaman elden çıktı, haberimiz bile olmadı!
Çanakkale yıllarında Kayseri lisesi mezun vermemişte, iktidarın "çözüm süreci" sonunda da öğretmenler, memurlar cepheye gitmiş çok mu!
Değil mi yani!
"PKK ne istedi de vermedik", "Cemaat ne istedi de vermedik" süreçlerinden sonra, şimdi de "ABD ne istedi de vermedik" sürecini yaşıyoruz.
Allah kurtarsın gayri!
İlk iki süreçte, birer seçim kazandı beyler.
"ABD ne istedi de vermedik" sürecinde, başkanlık kotarılır mı hep birlikte göreceğiz. Tabi ortada Türkiye kalırsa?
Başkanlıktan sonra, "Türkiye birleşik devletleri" diye bir "ucube" olacak tabi.
Rusya; "Suriye'de çözüm olmazsa, dünya savaşı çıkar" açıklamasını yaptı. Ve bir dünya savaşını önlemek için ABD'nin, Türkiye'nin daha sorumlu davranmasını istedi.
Bu ne demek?
Türkiye bu halde iken, içinde bu kadar sorunlu iken, ekonomisi vatandaşlara verilen cezalarla döndürülmeye çalışılırken, iktidar ABD'nin peşine takılmış, ABD ile ilişkilerinin adını soruyor.
Adı çok mu önemli?
"ABD, PYD ile aramızda bir şey yok" dese ne olur, demese ne olur. Her şey ortada değil mi?
AB, bu coğrafyaya ait değil ki, PYD'yi üzerinize kuma getirdim desin!
Kovboyda namus anlayışı olur mu!
Son söz, benden size kardeş tavsiyesi olsun.
Ödediğiniz faturaları saklayın.
Aldatılmış iktidarın, ne yapacağı hiç belli olmaz!
Acısını sizden çıkarmasın sonra!..