Muhabbetten sırılsıklam olduk!

Önceki gece İstanbul'da dostlarla bir ziyafetteydik. 

"Bağımsız Türkiye" ziyafeti mi desem,  "Kutlu Doğum" ziyafeti mi desem,  karar veremedim. Önce, Halil İbrahim Sofrası'nda iftarlarımızı açtık. Üzerine,  çaylarımızı içtik.  Sonra asıl ziyafet başladı. Kurra Hafız Mustafa Yıldırım'ın harika sesiyle, Kur'an dinledik.

Ardından birbirinden güzel sunumlar?  Hepsi, Âlemlerin Efendisi Sevgili Peygamberimizi anlatan sunumlardı.  

Başka; 

Ehl-i Beyt anlatıldı tabiki? 

Peygamberin anlatıldığı yerde Ehl-i Beyt'i olmazsa, şüphesiz eksik kalır. Namazda bile Ehl-i Beyt varken, peygamberin yakınlarına salat ve selam getirmek varken, Kutlu Doğum'da, Ehl-i Beyt olmaz mı?

Zaten, Allah'ı inkâr edenler işe peygamberle başlıyorlar. Peygamberi inkar edenlerde emin olun, Ehl-i Beyt'i inkarla işe başlıyorlar. Ali'yi inkar Peygamberi inkara, peygamberi inkar da, Allah'ı inkara götürür. Yani Âli'siz değil Alevilik, Âli'siz Müslümanlıkta olmaz. Bu böyle biline?

"İslam, Hatice'nin mülkü, Ali'nin kılıcı üzerine bina edilmiş"ten de öte bir gerçektir, Ali gerçeği. " İlim şehrinin kapısı" olmasından da öte, Maide-61'le açıklanması emrolunan,  "dinin tamamlayıcı" unsurudur Ali.

ABD, Peygambersiz İslam'ı "ılımlı" diye Cemaat ve iktidar eliyle Türk milletine tam dayatmışken,  Baş Hoca'nın Ehl-i Beyt İslam'ı haykırması, "oyuncuları"  salâvat duymuş şeytana çevirdi. Peygambersiz İslam'ı başardıklarını sandıkları bir anda, Ehl-i Beytsiz İslam'ın olmayacağı gerçeği, birilerini, oyun dışına itti.

O yüzden, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığı kahvaltı bile İslam'a hizmettir. Onunla iftar, bakın önceki gece ne hakikatlere dönüştü. Dinleyiciler öyle bir manevi ziyafete muhatap kaldılar ki, gecenin birinde, tasavvufun en zor konuları ağızda eriyen tereyağı olmuştu adeta.

Muhabbetten sırılsıklam olduk!

"Aşk, Allah'ın, kulun kalbinde kendini zatını sevmesidir" sözünü, ancak bir aşk sultanı söyleyebilirdi. Mevlana'ya "aşk nedir" diye sormuşlar, "ben olda gör" demiş. Bazı şeyleri Haydar Baş olmadan görmemiz,  zaten imkânsız. Ancak yanında durarak, hiç olmazsa, belki aşkın tozu üstümüze yapışır.

Yunus "aşksız insanı hayvana benzer" demiş. Mevlana'da aşksızlara söz söyleme demiş. İkisi de güzel demişler.  Aşkın yaratıcısı Allah, kaynağı peygamber, taşıyıcısı Ehl-i Beyt'tir. Velayetin Şahı ne demek sanıyoruz.  Velayet pınarından, imamlar oluğuna, oradan da gönüllere su mu taşınıyor?

Aşk kardeşim aşk!

Olukları inkar et, çeşmeyi, pınarı yok say, kaynağı görmezden gel, sonra "tasavvuf" de, sonra da feyiz bekle!..

Çok beklersin!

Kupkuru olduğunu sende biliyorsun. Çul çaputla feyz gelmiş olsaydı, hint bohçacılarından daha feyizli kimseler olmazdı!

Sözün özü aşkın Baş'ına dön!

O aşk sana bulaşırsa, peygamberi,  yılın 7 günü değil, 367 günü hatırlarsın. Ayrıca "Kutlu Doğum Haftası "diye, peygambere hafta ayıranlar zannetmeyin ki ,  peygambere bir haftalarını ayırıyorlar. Hedefleri : 23 Nisan'ı gizlemek! 

Yahu akıl var mantık var;

Kelime-i Tevhit'ten "Muhammet Resulullah" ibaresini çıkaran iktidar-cemaat ikilisinin hedefi Obama değil ya!

Çocuklara dağıtılan din dersi kitaplarında, peygambere tahammül edemeyenler, peygambere bir hafta ayırıyorlar!

Hiç aklınız, mantığınız alıyor mu?

Milli bayrama "dini" bir örtü çektiniz mi, kimsenin gıkı çıkmaz. Herkes zanneder ki, şehitler var da 23 Nisan kutlanmıyor!

Tövbe vallahi!..

Bunların aklına gelen şeytanın aklına gelmez, bundan emin olun.

 O yüzen " Dini Bütünlüğümüz Milli bütünlüğümüzdür, Milli Bütünlüğümüz Dini Bütünlüğümüzdür" diyen Prof. Dr. Haydar Baş'a her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Onun bir programda, hem peygamberi, hem Ehl-i Beyt'i, hem Atatürk'ü anlatmasına, bu milletin çok ihtiyacı var.

Dini ve milli kavramları, birbirine karşı kullanan şer odaklarının oyun bozucusu, sadece Haydar Baş'tır. Dine değerleri milli değerlere,  milli değerleri dini değerlere karşı kullanan taraflar, tek adresin elamanlarıdırlar. Prof. Dr. Haydar Baş, bu iki kesiminde hedefi, bu yüzden?

İt ürür, kervan yürür!

Siz aşka gelin!

 Ehl-i Beyt'e gelin!

Birlik beraberliğe ve Atatürk'e gelin!

Yani Haydar Baş'a gelin!

Değerlerin, kutsalların, cem olduğu adrese?

Ayrılık gayrılıkların yok olduğu adrese?

Devletin varlığının, milletin bölünmez bütünlüğünün diri kaldığı tek adrese?

Muhabbetten sırılsıklam olduk!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön