Şeytan hızında gündem değiştirme de var ya, üzerlerine yok!
Olayı saptırmada, konuyu sulandırmada bunlar gibisi, inanın bulunmaz. Milli bayramlarda "hasta" olup, kutlamalara katılmadılar olmadı!
Terör bahanesiyle kutlamaları iptal ettiler, olmadı!
Tarihi zaferleri sulandırdılar, olmadı!
Komutansız zafer kutlamaları yaptılar, olmadı!
Ne yaptılarsa olmadı da olmadı?
Başaramadılar, bir türlü.
Tahribat verdiler, doğru.
Kafalara şüphe tohumları ektiler, bu da doğru.
Ama tarihi gerçekleri, bütünüyle ters yüz edemediler.
Çanakkale'yi boğamadılar?
Ve Çanakkale'yi geçemediler?
19 Mayıs'ı yok edemediler.
Çanakkale'de "komutan Alman'dı" dediler. İşi sadece dine imana yontarak Atatürk gerçeğini inkar ettiler. Hem dine imana yonttular, hem "komutan Alman'dı" dediler. Din iman konusundaki samimiyetsizlikleri buradan belli?
Atatürk'ü inkar, adamları ne noktaya sürüklemiş baksana, nerde ise Allah Alman komutanla beraberdi diyecekler. Demiş oluyorlar aslında?
Bu iş ne sadece din iman olayı, ne sadece Atatürk olayı, ne de tek başına bir millet olayıdır.
İslam nasıl peygambersiz olmazsa, zafer de komutansız olmaz.
Çanakkale olayı, "ölmeyi emreden" komutan Mustafa Kemal'in, bağımsızlık inancı ile iman dolu göğüslerlere önderlik etmesi, askeri dehasını sonuna kadar sergilemesi ve Allah'ın yardımını hak eden bu topluma zuhuru ile izah edilir.
"Peygambersiz İslam" icat eden zihniyetin, komutansız zafer kutlamaları beni hiç şaşırtmaz.
Eski ortağına "paralel" derler ya, kendi iktidarları daha paralel aslında?
ABD'nin Ilımlı İslam'ını "resmi din" ve "paralel din" yaptılar yetmedi,"paralel tarih" oluşturdular kesmedi, şimdi de "paralel" zafer günü icat etmeye kalktılar.
Kut'ül Amare, çok ucuz bir numara, buradan ekmek çıkmaz!
Kut'ül Amare Çanakkale'ye alternatif de olamaz. Ülkeyi bir Kut'ül Amere muhabbeti sardı, birden bire!
23 Nisan kutlamalarını gereksiz bulanlar, yeni icat ettikleri Kut'ül Amare'ye balıklama daldılar.
Kut'ul Amare bir zafer mi? Evet, çok büyük bir zafer. Tıpkı diğer zaferler gibi önemli bir zafer. Ama Çanakkale ile asla kıyas olmaz.
Bağdat'ın 170 kilometre yakınlarında bir kasaba olan Kut yakınlarında, Osmanlı ordusu İngiliz ordusunu kuşatarak ağır bir yenilgiye uğratmış. 30 bin İngiliz askeri ölü, 13 bini ise esir alınmıştır. Zafer Türk Milletinin şahsında Halil Paşa'ya aittir. Atatürk'ün şahsında Çanakkale zaferinin tüm millete ait olması gibi?
Zihniyet bölücü olunca demek, zaferler bile bölünüyormuş. Şimdi daha iyi anlıyoruz.
Burada size ekmek çıkmaz, ey iktidar!
Tam yüz yıl sonra, Kut'ül Amare başta olmak üzere, tüm Irak'ı işgal eden İngiliz ve "ABD askerlerinin sağ salim evlerine dönmeleri için" dua edenlerin, Kut'ül Amere kutlamaları beni iğrendiriyor.
Gurur duydukları Barzani'nin aşireti de, o gün İngiliz safında yer almış. Ama mesela Berzenci aşireti 5 bin askerle, Osmanlı ordusu içinde destansı bir mücadele vermiş. Maruf Berzenci hazretlerinin İngiliz'in Nakşilik oyununa karşı nasıl bir mücadele verdikleri de, Mehmet Emin Koç'un kitabında okunmalı diyorum.
Tarih tekerrürden ibaret, ne yazık ki?
Dün İngiliz'in safında olanların, bugün "din" örtüsü altında ABD ve İsrail'e koltukları uğruna nasıl iş gördüklerini ibretle izliyoruz.
"Bizim tarihimiz 1919'da başlamıyor" diyorlar ya, katılıyorum, Türk'ün tarihi Hz. İbrahim'den başlar. Tabi "biz" diye "Türk" kast ediliyorsa!
Onu bilmiyoruz!
19 Mayıs 1919 içinde neler demediler. Yok, "padişah gönderdi", "İngiliz gönderdi" gibi ipe sapa gelmez iftiralar attılar.
Evet, padişah gönderdi.
Evet, İngilizler onayladı, doğru?
Peki, sonraları neden tutuklama kararları çıkardılar, ölüm fermanları yayınladılar?
Düşünsene AKletmez ahmAK!
Sevr aslaşmasıyla Osmanlı devleti fiilen ve resmen öldü. Lozan ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti resmen ve fiilen doğdu. Lozan'a çatma nedenleri, emin olun İngiliz için!
Olayı din örtüsü altında saptırmak, kimlik gizlemek içindir. Lütfen görelim artık?