Başın sağ olsun Türkiye!
Bu satırları kaleme aldığımda, 8 askerimiz terörün kurbanı olmuştu.
Sadece terörün mü?
Elbette hayır.
"Açılım" denen melanetin kurbanı oldular!
Bu kadar mı?
Elbette hayır.
"Süreç" denilen ihanetin kurbanı oldular.
Bitmedi!
Vali ve kaymakamlara "dokunmayın" talimatı verenlerin kurbanı oldular.
Onları tekrar tekrar seçenlerin kurbanı oldular.
"İçimizde ki beyinsizler"in kurbanı oldular.
Ak'letmez sorumsuzların kurbanı oldular.
Makarna ve kömür ahalisinin kurbanı oldular.
Dombra eşliğinde "bidaha, bidaha" diye tepinenlerin kurbanı oldular.
Oldular da, oldular?
Uyanmadıkça daha çok kurban vereceğiz.
Yanma var, uyanma yine yok!
Tek tek patlıyoruz.
Herkes patlama sırasını bekliyor sanki?
Salâvatını çekmiş, ölmeye hazır!..
Metrobüste mi, otobüste mi, metro da mı, "nerde öleceğim" diye, öylece herkes sırasını bekliyor!
Ölümlerin, patlamaların, izlenen katil politikaların sonucu olduğunu söyle, bak neler duyacaksın.
Yok, efendim kim olsa patlarmışız da?
Kim gelse patlamaktan başka çaremiz yokmuş ta?
Kimi seçsek, aynı şey olurdu da?
Şu satılmışlığa, şu teslim oluşa,şu ruh çöküşüne bakın ya!..
Kasap bıçağı yalayan koyunlar gibiyiz!
Ölme sırası gelene kadar bıçak yalıyor!
Yaladığı bıçakla sonra bi güzel kesiliyor.
Şu hale bakın!
Kilis'e çare yok!
Şırnak'a çare yok!
Doğuya çare yok, Batı'ya çare yok!
Patlamaya çare yok!
Çatlamaya çare yok!
Bu ne ya, bu ne!..
Allah aşkına ne?
Ruhunu ne zaman sattın ey ahali!
Dinini ne vakit değiştin!
Diyalog'ta mı?
Papa kutsandığında mı?
İslam tepki dinidir.
Ne zaman "ılımlı" koyun oldun böyle!
Ne yapalım öyle mi?
Hiçbir şey yapma, böyle ölmeyi bekle!
Ya düşün, düşün!..
"Nereye gidiyoruz" diye aklet yeter!
Gücünü fark et, billahi yeter!
"Kendin ettin kendin buldun", bunu anla, emin ol yeter!
Kendi ellerinle giydiğin bela ve musibet çuvalını yırta, dışarı çık!
Gözlerini aç!
Patlamak kader değil.
"Stratejik" çukurda can verme Türkiye'm!
Buna müsaade etme!
Gözlerini aç!
Haydar Baş'ın açtığı "Bağımsız Türkiye" caddesine koş!
Bağımsızlık senin Ata'nın karakteri?
Atana yazık etme!
Vatana yazık etme!
Sivrisinek öldürmek için şehirler yakan, yalancılara inanma!
"Bataklığı kuruturum" diyeni gör!
Onlar Büyük İsrail'e yer açma memurları?
Buna mecburlar!
Buna memurlar!
Ben siyaset yapmıyorum. BOP'tan siyasetin ülkeye getirdiği ateşleri söndürecek, suyu gösteriyorum.
Bu yüzden, "Prof. Dr. Haydar Baş" diyoruz.
Bu yüzden, "Milli Devlet Sosyal Devlet" diyoruz.
"Ben uyguladığım ekonomik sistemle ülkeye huzur ve barış getiririm. Asker ve polisin burnu kanamadan bu işi hallederim" diyeni görmezden ve duymazdan gelmek ne diye?
Terör bataklığını kurutmak varken, sivrisinek için şehirler yakmak ta neyin nesi?
Lütfen düşünün!
Gerçeği görün!
Bu vatan hepimizin!
Bu devlet hepimizin!
Yıkılıyoruz!
Ölüyoruz!
Hem de İsrail için?
Büyük İsrail için?
Bu işin Kürt'ü, Laz'ı yok!
İktidarın da, muhalefetin de, çözümü yok.
Birlikte ülkeyi bu hale getirdiler.
Küresel projelerde, hep birlikteler?
Ekonomik çözümü olmayanların, siyasi çözümleri olamaz.
Artık anlayalım.
Artık ölmeyelim.
Artık ağlamayalım.
Patlamayalım artık, ne olur!